'Drama Sanatı okumak için mankenliği bıraktım'

Arzu Çevikalp, İspanyol oyuncu Manuel Vega ile söyleşi gerçekleştirdi.

Google Haberlere Abone ol
'Drama Sanatı okumak için mankenliği bıraktım'

Siyasetteki pis oyunları, "Ne kadar ileri gidebilirsin?" sorusuyla bağlayan 'Secretos de Estado' dizisi hayatlarını tamamıyla otorite ve güç üzerine oturtan politikacıların başına gelenleri resmediyor. Devlet sorunlarına odaklanmak yerine koltuklarını korumak için her türlü yolu deneyen politikacılar, karakterlerini satıp büyük bir bataklığın içine giriyorlar.



Kötücül sırların hayatlarını ne denli mahvettiğini ortaya koyan dizi, çok fazla kan aksa da her şey iktidar olma arzusu içindir diye bir söylemde bulunuyor. Gel-git’leri olan politikacılar partinin çıkarını korumak uğruna niyetlerini bozuyorlar çünkü işin ucunda kirli çamaşırların ortaya çıkma mevzusu var. Tehditten tutun ölüme kadar her şey mevcut…



Gerilimi ve heyecanı aynı anda seyirciye veren dizi tansiyonu elden bırakmıyor ve sürekli şimdi ne olacak sorusunu sormamıza vesile oluyor. Meraklandıkça meraklanıyoruz. İnsanın içindeki intikam duygusunu harekete geçiren dizi öfkeden doğan sorunları ve içsel çatışmaları psikolojik bir taban üzerine dayandırıyor.



Ülkemizde henüz yayınlanma şansı bulamamış olan dizi İspanya’nın en çok seyredilen kanallarından biri Telecinco kanalında yayınlandı ve çok kısa bir süre önce final yaptı. Final biraz sürpriz olsa da dizi izleyenler tarafından beğenildi. Dizinin oyuncularından Manuel Vega ile kısa bir söyleşi gerçekleştirdik. Kendisine teşekkürlerimi iletiyorum.



Arzu ÇEVİKALP / HThayat



'Adaletsizliklere ve kurumsal yozlaşmaya karşı gelmek, her zaman karşılık bulur'



Son zamanlarda, yolsuzluklardan ve politikacılarla yönetenler arasındaki çatışmalardan bahseden siyasi dizi sayısında oldukça büyük bir artış var: “Aquí en la Tierra”, “Designated Survivor”, “La Casa de Papel”, “Bodyguard” ve daha niceleri…  Bu konu hakkında sen ne düşünüyorsun?



Siyasi liderlerin hiç olmadığı kadar çok dikkat çektiklerini düşünüyorum. Tabii bu da bir şekilde her ülkenin kendine has kurgusunda yansımasını buluyor. Adaletsizliklere ve kurumsal yozlaşmaya karşı gelmek her zaman karşılık bulur. Hele, bu bir de sanatsal yoldan yapılıyorsa.



Dizinin politik bir kurgu olduğunu biliyorum fakat herhangi bir televizyon dizisinden çok, “House of Cards” ya da “Scandal” dizilerine daha çok benziyor. Hikâyenin içine girdiğimizde daha çok intikam ve hile görüyoruz. Tüm bunları birinci bölümde çözmeye çalışıyorsun. Rolün seni tatmin ediyor mu?



Bence hepimiz her zaman rolümüzü en iyi şekilde canlandırmaya çalışıyoruz ve bu asla elde edilebilecek bir şey değil. Ortaya çıkardığım iş beni tatmin ediyor, ama her zaman daha iyisi yapılabilir.



Dizi bazen “Vis a Vis” dizisini çağrıştırıyor. Bana göre karakterler “Vis a Vis” ile benzer konumdalar. Sence?



Bence “Vis a Vis” hapishane içinde koca bir dünya turluyor ve burada sadece birinci bölüme dayanarak değerlendirme yapıyoruz. Belki bu bakış açısı, dizileri karşılaştırma konusunda aceleciliğin kurbanı olabilir.



Dizi hala çekiliyor mu yoksa çekimler çoktan tamamlandı mı?



Diziyi aylar önce tamamladık.



Rol teklifi sana nasıl geldi?



Yapımı sırasında kendisinden fazlasıyla konuşturan bir diziydi, çok büyük bir projeydi ve birçoğumuz onun parçası olmak istiyorduk. Rolüm için teklif geldiğinde çok mutlu oldum, bu sayede kendi bakış açımla katkı koyabildim. Çok zenginleştirici bir projeydi.



'Drama Sanatı okumak için mankenliği bıraktım'



Öğrendiğime göre dizilerde rol almanın yanı sıra mankenlik de yapıyormuşsun. Mankenliğe devam ediyor musun?



17 yaşımdayken mankenliğe başladım ve yaklaşık üç yıl boyunca devam ettim. Fakat Drama Sanatı okumak için mankenliği bıraktım ve bu yeni maceraya başladım.



'Cupido' dizisini izleme fırsatım olmadı. Bu diziden bahsedebilir misin biraz? Dizi yayına girdi mi, yoksa girecek mi?



Cupido, romantik bir aşk ile kardeşlik duygusunun birbirleriyle, annelerine hayatını geri vermek için mücadele eden “kardeşler” bütününü bölerek nasıl karşı karşıya kaldığını anlatan, bilim kurgu türünde bir gençlik dizisiydi. TVE’ye ait PLAYZ adlı platformda yayınlanıyordu ve çok izlenen bir dizi oldu.



Birinci bölümden yola çıkarsak Secretos De Estado’nun bıraktığı etki nasıl oldu? Sence beğenildi mi?



Dizinin beğenildiğine hiç şüphe yok. Kendi çizgisinde neredeyse altı puan farkla rakip dizileri sollayarak birinci oldu ve bu hiç de kolay bir şey değil.



Bu zamana kadar içinde bulunduğun projelerde en etkili bulduğun karakter hangisiydi? Bize karakteri tanımlar mısın?



Bu zamana kadar, nitelikleri birbirine tamamen zıt o kadar çok karakter oynadım ki. Ailesini yeniden huzura kavuşturmak isteyen genç bir çocuktan tutun da; aşk ve adrenalin arayışı yüzünden, karanlık ve tehlikeli bir dünyanın içine sürüklenen ve içten içe git-geller yaşayan soylu bir delikanlıya kadar...



Türkiye’de İspanyol dizilerine duyulan büyük ilgiye dair düşüncelerin neler? İki ülke arasındaki ilişki güçleniyor. Sence de öyle mi?



Ulusal dizilerin evrensel bir değer taşımaları ve sınırları aşmaları muhteşem bir şey. Daha fazlasını, daha iyisini yapmak için çabalamaya devam etmek ve bu konuda heyecanlanmak için çok iyi bir neden daha.



'Rolüme hazırlanırken, tabiri caizse akademik bir süreç izliyorum'



Rolün için hazırlanırken herhangi bir özel teknik kullanıyor musun?



Ben buna özel teknik demezdim ama tabiri caizse akademik bir süreç izliyorum. Her zaman temel metnin analiziyle başlıyorum, karakterlerin isteklerini ve onları şu ya da bu şekilde tatmin olma arzusuna iten nedenleri tanıyarak. Diğer taraftan da yönetmenin bana söylediklerini dikkatle dinliyorum, çünkü onun görüşü bu sürecin gerçekten en önemli parçası. Oyuncu, hayal edebildiklerini değil; çoğu kez kendisinden istenenleri temel alarak, karakterini yargılaması gerektiğini bir şekilde anlamalı.



Bu zamana kadar izlediğin İspanyol dizilerinden en sevdiğin hangisi?



'Perdóname señor' beni büyülemişti ve “Aquí no hay quien viva” ergenlik dönemim boyunca en sevdiğim dizi oldu.



Dizideki roller için kriterlerin neler ve bir rolü nasıl geliştirirsin?



Çok basit, o karakterin senaryodaki etkisine bakıyorum. Önemli olan karakterin ne kadar göründüğü değil, göründüğü zaman ne yaptığı ve bu karakteri oynamanın benim kariyerime ne kazandırdığı.



Yeni projelerin var mı?



Evet. Meksika’da Adrián Zurita ile bir filmin çekimlerini bitirdik ve Amazon için “El juego de las llaves (Anahtar Oyunu)” isimli yeni bir dizi çekmeye başlıyoruz. Ayrıca ismini henüz sizlerle paylaşamayacağım yeni bir Fox dizisi için beklemedeyim.



Çeviri: Didem Kul, Arzu Çevikalp


Etiketler röportaj
Sıradaki Haber İçin Sürükleyin