Yeniçağ gazetesinden Evren Devrim Zelyut'un "İşte 2024’ün kralı olacak piyasalar" başlıklı yazısı
Geçtiğimiz hafta ABD ekonomisinden oldukça önemli rakamlar açıklandı. Bu rakamlar dönüp küresel olarak doların değerini, faizleri ve hisse piyasalarını etkileyeceği için önce verilere kısaca bir bakalım:
*ABD TÜFE yıllık manşet enflasyon %3,7’den %3,2 seviyesine geriledi. Yıllık çekirdek enflasyon ise %4,1’den %4 seviyesine düşüş gösterdi.
*Yıllık ÜFE ise %2,2’den %1,3 seviyesine geriledi.
ABD enflasyon verilerinin ardından; Aralık ayında büyük ölçüde faiz artırımı beklenmezken, Federal fon faiz vadeli kontratları FED’in faiz indirimine Mayıs ayında başlamasını fiyatlamaya başladı.
Amerikan Merkez Bankası’nın faiz artırımında frene basmasını gerektiren ekonomiden gelen başka veriler de var:
*Perakende satışlar Ekim’de aylıkta %0,5 ile beklentilerin altında daraldı.
*Kapasite kullanım oranları %78,9 ile beklentiden daha fazla düştü.
*Sanayi üretimi aylık %0,6 ile beklentilerden daha fazla bir daralmayı gösterdi.
Söylemek istediği şu: FED faizde frene basmak zorunda çünkü hem enflasyon düşüyor hem ekonomi daralmaya başladı. Gaza basmaya devam ederse ekonomik aktiviteleri yakacak yani durgunluk başlatacak.
Buradan çıkan sonuç ise DXY’de (dolar endeksi, USD’nin dünyadaki güçlü 6 para birimine karşı değerini gösteren endeks) 106’dan 102’ye çekilme izliyoruz.
Doların dünyada değerindeki gerileme bizde de kurun artış hızını birazcık düşürebilir. Artış hızı diyorum zira bizde dolar/TL’nin gerilemesi imkansız; çünkü aylık 9-9,5 milyar USD mal dengesi eksi olan, iç ve dış politikada agresif tutumları nedeni ile dış sermaye çekemeyen ülkemizde kurun yükselişi kaçınılmazdır.
Bu bağlamda yıl sonu kurun 31 TL civarında olması, 2024, 6. ayında 40’a yaklaşmasını bekleyebiliriz.
Para piyasasına baktığımızda ise faiz artırımlarının vadeli mevduatta 45 gibi rakamları (müşteriye, miktara ve pazarlığa bağlı) getirdiğini de görüyoruz.
Konu faiz olunca yabancının gelmesini beklediğimiz tahvil piyasasından da iki kurumun verdiği olumlu mesajları da paylaşmakta fayda var. “Deutsche Bank'ın, TL tahvillerin 2024'ün en iyi yatırımı olacağı yönündeki notunun ardından bir olumlu görüş de BNP Paribas'dan geldi. Banka uzun vadeli TL tahvillerin cazip olduğunu ifade etti”
Şu an için bir girişi değil ama faiz arttıkça enflasyon hızının düşmesi varsayımında tahvillerin avantajlı olacağını işaret ediyorlar. Yani faizin artıp enflasyonu aşmasının pozitif faiz bırakacağına dair beklentiler var.
Soru işareti ise şu: Erdoğan buna izin verecek mi? Yani Şimşek, Ağbal gibi olur mu? Faiz artışı enflasyonu yakalayana dek devam edebilir mi? Erdoğan iş dünyasından gelen baskıya ne kadar direnir?
Rezerv eksi, kura basacak para yok. Bütçe açığı 1 trilyon olacak, zamlar gelecek, merkezin para arzı artmaya devam ediyor bu da enflasyonu körüklüyor, enflasyon arttıkça kur yukarı gidecek bunu durdurmanın tek yolu kısa dönemde faiz…
Doğmamış çocuğa don biçmeyelim derseniz doları 31-32’de verip, yıl sonu ile 2 faiz artırımı daha gördükten sonra vadelide parayı 50-55’den bağlamak mantıklı olmaz mı?
Dolar 2024 sonu 44 TL olsa 44/31 = %40 getiri sağlar. Ama 55 faiz yakalarsak döviz getirisine karşı +15 yaparsınız.
Bunlar bize yetmez derseniz size bilançosunda beklentilerden daha fazla kâr getiren şirketleri almayı tavsiye ederim.
Sözün özü 2024’ün kralı faiz indirimleri ile ABD hisse piyasaları ve eğer Şimşek kalırsa Türk tahvilleri ve borsası olacaktır.