Hüsnü Mahalli'nin Korkusuz gazetesindeki yazısı
17 Ağustos 2018’de TCMB ile Katar Merkez Bankası arasında 3 milyar dolar olarak yapılan swap anlaşması bir yıl sonra 5 milyar dolara yükseltilmişti. 20 Mayıs 2020’de TCMB tarafından yapılan bir açıklamayla swap anlaşmasının güncellendiği belirtilmiş ve 5 milyar dolar karşılığı Türk Lirası ve Katar Riyali’den 15 milyar dolar karşılığı Türk Lirası ve Katar Riyali’ne yükseltildiği bildirilmişti.
15 milyar dolar nereye gitti?
TCMB’nın açıklamasından iki hafta sonra Muharrem İnce 4 Haziran’da katıldığı bir televizyon programında “Bilgiye dayalı olarak söylüyorum. Katar ile yapılan ek 10 milyar dolarlık swap anlaşmasında dolar kuru 12.5 lira olarak baz alındı” demişti.
O sıralar hiçbir yetkilinin tekzip etmediği bu iddia doğru ise şimdi yaşanan olaylara şaşıranlara şaşırıyorum.
Yani iddia doğruysa demek ki doların Türk lirası karşısındaki değeri yaklaşık üç yıl öncesinden 12.5 lira olarak belirlenmişti.
Yok eğer Osmanlı’nın deyimiyle “Hafıza-i beşer nisyan ile malül” ise o zaman söylenecek hiçbir şey kalmıyor.
Her konuda olduğu gibi.
Neredeyse herkes her şeyi unutuyor.
Özellikle son 10 yılda yaşananları.
Örneğin 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden ve 16 Nisan 2017 anayasa referandumundan sonraki gelişmeleri.
Örneğin Türkiye’nin kaderini değiştiren 2.5 milyon mühürsüz oy pusulasını. O oylarla sistem değişmiş ve Türkiye, Cumhurbaşkanı seçilen Erdoğan yönetiminde farklı bir ülkeye dönüşmüştü.
En az beş yıl önce “karanlığın da karanlığı geliyor” dediğimde bu tespitimi sık sık tekrarladığım için adım “Kara bulut Hamdi’ye” çıkmıştı.
Ben Hamdi olabilirdim ama kara bulutlar her yeri kapladı.
İçeride ve dışarıda.
Gidişatı tanımlamak için “felaket” sözcüğü çok hafif kalır.
Bu durum karşısında yüreği parçalanmayanların yurtseverliğinden şüphe etmek gerek.
TL değer kaybettikçe iktidar konumunu korumak için bilinçli olarak gerginliği tırmandırıyor. Yandaş medya hiç arlanmadan CHP’nin kapatılmasından söz ediyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan en ağır ifadelerle Kılıçdaroğlu ve Akşener’e yükleniyor.
Gidişat çok sevimsiz ve tehlikeli.
İçerideki gerginliğe paralel dış politikada her şey kötüye gidiyor ve gidecek.
İçeride olduğu gibi dışarıda da yenilgiyi kabullenemeyen iktidar maceradan vazgeçmeyecektir.
Riskler giderek artıyor.
Muhalefet halelleşmenin peşinde koşarken iktidar herkesin perişan olması için elinden geleni yapıyor ve yapacak.
İktidarın bildik politikalarından vazgeçeceğini sananlar her seferinde yanılmalarına rağmen benzer taktiksel yanlışlarını sürdürüyorlar.
Muhalefet bu yanlışlarına devam ettiği sürece çok tehlikeli sorunlarla karşı karşıya bırakılan toplumun ezici çoğunluğu çaresiz.
İnsanlar olup bitenleri izlemenin dışında hiçbir şey yapmıyor ya da yapamıyor çünkü iktidar herkesi sindirmiş durumda.
Ülke toptan perişan olmadan muhalefet ve muhalifler konuşmanın ötesinde bir şeyler yapmak zorunda.
İktidar hiç kimseyi dinlemez ve dinlemeyecektir.
Hala konuşanlar kaldıysa iktidar onları da susturmanın yolunu bulacaktır.
Hem de pek yakında.
Ben bu filmlerin tümünü daha önceleri bir çok Arap ve Müslüman ülkesinde görmüştüm.
Swaplı 15 milyar doların hikayesi son on yılda yaşanan karanlık olayların yüzde birini bile yansıtmıyordur.
“128 milyar dolar nerede” sorusuna yanıt bulamayanlar dolar serüvenini kavrayamazlar.
Her yerden kötü kokular geliyor.
Bu kokulardan bayılanların sayısı artmadıkça ülke düzlüğe çıkmayacaktır.
Ülkeye daha fazla zarar vermeden AKP gitmelidir yani gönderilmelidir.
Bu ülkeyi sevenlerin kararlı mücadelesiyle.
Fazla da gecikmeden!
AKP için yolun sonu göründü.