Yeniçağ gazetesinden Remzi Özdemir'in 'Dolara müdahale gelir mi?" başlıklı yazısı
Son haftalarda karşılaştığım en çok soru: Erdoğan 20 Aralık'ta olduğu gibi doları yine sert bir şekilde aşağı çeker mi?
İnsanlar bir yandan dolar alıyor, bir yandan da tıpkı o 20 Aralık gecesinde olduğu gibi şelale düşüşünden korkuyor.
20 Aralık'ta dolar 18 liradan 12.50 TL'ye kadar gerilemişti.
Ne oldu?
6 ay sonra tekrar oraya geldi.
Bakan Nebati'nin Londra'da yabancı yatırımcılara verdiği bir söz vardı: Kurun bundan sonra yükselmesine izin vermeyeceğiz!
İzin verdiler mi? Hayır! Çünkü o izin yetkisi artık bu ekonomi yönetiminde değil! Yani bu işler öyle izin vermeyiz veya veririz ile olmaz.
Vermemek için güçlü bir rezerv ve düzgün bir ekonomi politikan olması lazım.
Bağımsız bir Merkez Bankan ve iktisat kurallarına göre karar veren bir Para Politikası Kurulu olmalı.
Aralarında Katar ve Suudi Arabistan Merkez Bankalarının da bulunduğu 54 ülke faiz artırırken, sen faiz düşürüp ülkende yüzde 73 enflasyon yaratıyorsan kur üzerinde etkin yoktur.
Önce 128 milyar doları gözlerini kırpmadan yaktılar, şimdi de borç harç aldıklarını yakıyorlar.
Merkez Bankası kasası 60 milyar dolar eksideyse, sizin yani ekonomi yönetimi olarak kur üzerinde fazla söyleyeceğiniz bir şey yoktur.
Nitekim de olmadığını gördük.
Dolar günlerdir 17.300 seviyesinde duruyor.
Bırakın müdahaleyi bu seviyede tutmak için dolar yakmaya devam ediyorsa.
Gelelim en önemli soruya:
Ellerinde öyle bir ürün yok. Aslında var ama kullanamayacakları ürün.
Bunlardan biri daha önce çıkartmak için her türlü hazırlık yaptıkları ama son dakikada vazgeçtikleri enflasyona endeksli bono ve tabii ki faiz artışı.
Enflasyona endeksli tahvil, bankalara verildi. Banka bilançolarının kâr ile patlamasının tek sebebi budur.
Vatandaşa verirlerse ne olur?
Bankacılık sistemi büyük zarar görür. Bu nedenle bundan vazgeçtiler. Bankaların itirazı sonucunda bunun iyi fikir olmadığını anladılar.
Geriye kalıyor faiz silahı.
Yani Merkez Bankası'nın şok bir faiz artışı. Öyle böyle bir faiz artışı değil. Şu anda 14 olan gösterge faizinin en az 40-50'ye çıkartılması.
Bunu yapabilirler mi?
İşte bu siyasi olarak tam intihar olacaktır.
Sen 2021 Eylül ayında Nas var diyerek faizleri düşür, Türkiye'yi enflasyon belasının kucağına at, sonra çık şok faiz artışı yap!
Buna güçleri varsa ve yaparlarsa dolar düşer.
23 Haziran'daki Merkez Bankası toplantısında böyle bir şok karar çıkar mı?
Bence yapamazlar. Ancak Tayyip Erdoğan için pragmatik lider diyorlar. Benim şahsen böyle bir umudum yok.
Diyelim ki, Merkez Bankası şok faiz artışı yaptı ve dolar düştü.
Ne olur?
Tıpkı Kur Korumalı Mevduat hesabının açıklandığı gece gibi olur. İndiği gibi bugün nasıl geri aynı noktaya geldiyse yine gelir. Çünkü sadece iş faizle bitmez. Yapısal sorunlar var onları çözmeden olmaz.
Öncelikle bağımsız bir Merkez Bankası. Sonra hukuk reformu. Ama öyle şimdiye kadar yapılan reformlar değil. Tabii ki bir de vergi güvenirliliğini sağlamak gerekiyor.
Elini TÜİK'ten çekmen lazım.
Bunları yapmadığın sürece isterse faizi yüzde 90 yap yine de kur sorununu çözemezsin.
Çünkü Türkiye, büyük bir dolar kıtlığı yaşıyor ve bu kıtlık daha da artacak.