Yeniçağ gazetesi yazarı Eren Devrim Zulyut, bugünkü köşesinde "Dolarda dönülmez yola girildi!" başlıklı bir yazı kaleme aldı.
İşte o yazı...
CB Erdoğan'ın enflasyon yüksekken faiz indirimlerine devam edeceğine dair ısrarlı mesajlarını vermesi dolardaki yükselişi devam ettirdi. Geçtiğimiz gün kurun 14'e dayanması sonucunda Merkez Bankası 1 milyar dolarlık bir müdahalede bulundu. Kur 12,42'ye kadar düştü ancak tekrar 13 seviyesinin üstüne attı.
Burada artık 12,50'den doları kime sattınız, rezervler eksi iken parayı nereden buldunuz? Borç mu aldınız? Zorunlu karşılık denilen vatandaşın parasını mı kullandınız gibi soruları sorup konuyu ısıtmayacağım. Dikkatinizi çekmek istediğim konu tek adamın bir cümlesi ile, bir hareketi ile, 85 milyonun kaderinin nasıl değiştiğidir.
Faizi enflasyonu düşürmeden indirmek tam bir çılgınlık diyoruz. Bu politika iç ve dış yatırımcı güvenini bitirmişken, size doğru yolu gösteren kurmaylarınızı harcamak nedir? Yılda bir değiştirdiğiniz merkez bankası başkanları yetmedi, şimdi de ekonomin bir numaralı bakanını harcadınız. Söyleyin bize; dış alemden Türkiye nasıl görülüyor? Cevabı biz verelim: İstikrarsız, kaosun birinin bitip diğerinin başladığı, her an her şeyin olabileceği güvensiz bir ülke…
Sayın Lütfi Elvan'ın istifa ettirilmesi ile artık AKP ve Türk ekonomisi dönülmez bir yola girmiştir. Bize Elvan'ın da bu duruma gelirken payının olduğunu söyleyebilirsiniz. Ancak Elvan en azından çılgınca iktisadi teorilere inanmayan biri olarak AKP içindeki son akil insanlardandı.
Bunu nereden mi anlıyoruz? Merkez Bankası Başkanı çıkıp kendi işi olmayan bir konuda, cari açığın kapatılarak dolarda ve enflasyonda denge sağlanacağını söyleyince, bunun kendisinin görevi olmadığını Lütfi bey söylemişti.
Yani Sayın Elvan, ihracatın kalıcı olarak artması ve açığın kapanarak kurun düşmesi için reformlar yapılması gerektiğini (tarım+sanayide dışa bağı kopartacak düzenlemeler) bunu yapmakla görevli makamın da bizzat hükümetin kendisi olduğunu belirtmişti.
Ama şimdi anlıyoruz ki, Merkez'in yapmaya çalıştığı aslında Lira'daki değer kayıplarını durduramayınca, bunu yalandan bir ekonomik model diye millete çakmaya çalışma faaliyeti imiş.
Saray'dan gelen bu uydurma modelle Lira'daki değer kaybına bağlı görülen ihracat artışları da delil olarak gözümüze sokuluyor. Ama dolarla beraber artan enflasyonun ekonomiyi durdurmak üzere olduğunu, halkın sefalete girdiğini hiç mi hiç duymuyorlar.
Lütfi bey yapısal reformların önemini bilen AKP içindeki son kurmaydı. Onun gidişi, artık AKP tarafından yaşadığımız sorunların kökten çözülme ihtimalinin olmadığını tescil etmiştir. Hangi zihniyet kazanmıştır? Sloganlar atarak, halkı faize ezdirmeyeceğim derken dolara, enflasyona ezdiren, popülizm yapan görüş 2023'e kadar meydanlarda kalacaktır. Erdoğan faizi indirdikçe, enflasyon yukarı gittikçe, bizler de sefalet girdabına gireceğiz.
Bugün gelen enflasyon rakamları, geçen gün İTO tarafından açıklanan ve son 18 yılın zirvesini %24.5 ile gösteren İstanbul enflasyonu varken, dolar ne olacaktır? Faizler düşerken elbette yeni rekorlara doğru koşacaktır. Üzerine bir de yukarıda anlattığımız gibi, çözümlerle değil sloganlarla idare edilecek bir ekonomi, dolarda artık dönülmez bir yola girdiğimizin kanıtı olmuştur.
YouTube programında hedef verdi
Öte yandan Evren Devrim Zelyut bu yazısından önce kendi Youtube kanalında dolar ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Zelyut, dolar için hem tarih hem de süre verdi.
Zelyut, "Dolar kurunu 13 lira aldığımız zaman üretici fiyatlarında ben enflasyonun yüzde 60'ın üzerine çıkacağını öngörüyorum, tüketici fiyatlarında ise önümüzdeki yılda yüzde 30'un üzerine çıkacağını hesaplıyorum, resmi rakamlarla. Yüzde 30 TÜFE rakamını baz aldığınızda 13 çarpı 0.30, 3,9 diyorum. 13+3,09. 16.99 kuruşluk bir dolar TL seviyesinin Türkiye için kaçınılmaz bir seviye olduğunu düşünüyorum. İleri tarihlerde kur hesaplamasında bir yıllık enflasyon hesabı yapıldığı için bu hedefe 12 ay içinde ulaşılacaktır. Ama yarın anormal bir duruma gelirse tehlikeli bir durum vardır demektir." dedi.