Yeniçağ gazetesinde Evren Devrim Zelyut'un yazısı
Dolar/TL için artık çok geç
AKP'nin iki büyük yanlışını yazdık durduk. Neydi onlar?
1 - Dışa bağlı üretim modeli yani dış girdi ithal ederek içeride üretim yapmak elimizdeki rezervleri tüketti.
2 - Bozulan gelir dağılımı ile düşen talep/alım gücü iç pazarda mamullerin satışını yavaşlattı. Bunun üstüne bir de kurla artan dış girdi maliyeti bu ürünleri pahalı hale getirdi. Bu sefer piyasa iyice durdu. Durgunluğu aşmak için enflasyonu düşürmeden faiz indirimi yapıldı. Ancak Lira'nın alım gücü azalırken yapılan indirim dolara hücumu başlattı.
Faiz indirimlerine devam edilmesi, hem içeride hem dışarıda enflasyon artarken kurda rekor seviyeleri karşımıza getirdi.
Bundan sonra ne olacak? Neden dolar/TL için artık çok geç? AKP, kur arttıkça enflasyonun arttığını ve seçmen kayıpları yaşadığını gördükçe bu sefer diğer silahını çekti. Kuru durdurmak için dışarıdan para getirmek. Kanayan Türk ekonomisine geçici bir pansuman yapmak. Böylece 2023'e kadar ekonomideki yangını kontrol altına almak. İşte bu amaçla Türkiye ile BAE arasında, 9 alanda Türkiye'ye doğrudan yatırımları içeren anlaşmalar imzalandı.
Yatırım anlaşmaları enerji, petrokimya, teknoloji, ulaşım, altyapı, sağlık, finansal hizmetler, gıda ve tarım alanlarını kapsıyor. Türkiye Varlık Fonu elindeki ya da özel sektöre ait tesisler değer kaybeden Lira ile üç kuruşa Araplara satılacak.
AKP bunu daha önce de yapmıştı. Çin Merkez Bankası ile Uygur Zulmüne rağmen swap anlaşması yapıp borç para almış, Katar sermayesine Türk şirketlerini vermişti. Ama şimdi düşen Lira ile değerler yerlerde geziyor, artık Türk firmaları sudan ucuz. Peki BAE'den gelecek 10 milyar dolar ile dertler bitecek mi? Hayır. Çünkü yapısal bir değişim olmadan ekonomideki açıkları kapatmak imkansız. AKP sadece zaman kazanmaya çalışıyor hepsi bu.
Başımıza ne geleceğini yabancı raporlar çok net bir şekilde yazmaya başladı bile. Bakın neler diyorlar:
"Societe Generale stratejistleri, Türk lirasına olan güvenin azalmasıyla insanların bankalardan varlıklarını çekebileceğini, finansal piyasalardaki istikrarın bozulabileceğini ve Türk lirasındaki değer kaybının bir hiperenflasyon dönemine yol açabileceğini belirtti."
"Unicredit ekonomistleri yayımladıkları bir araştırma raporunda kurdaki değer kaybının Aralık'ta ya da 2022'nin başlarında TCMB'yi faiz artırmaya zorlayabileceğini belirtti."
"Deutsche Bank, para politikasında herhangi bir değişiklik olmadığı sürece Türk lirasındaki zayıflamanın önümüzdeki günlerde de devam edeceğini öngördü. Banka, analizinde piyasaların halihazırda TCMB'den gelecek 100 baz puanlık acil bir faiz artırımına göre pozisyonlanmaya başladığını söyledi."
"İsviçreli Credit Suisse, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) yüklü bir faiz artışı yapana kadar dolar/TL'nin 14 seviyesine çıkacağını öngördü."
Bütün bu açıklamaların dediği ise şu: Merkez faiz indirdikçe kur yukarı gidecek, dış girdi bağı ile firmalar hem mamul hem enflasyon üretecek. Türk halkı fakirliğe, sefalete yelken açacak. Sonunda kuru durdurmak için yine faiz artışları karşımıza çıkacak. Günün sonunda zengin daha zengin, yandaşlar mutlu, halk ise yoksul ve tek başına kalacak.