Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, “Günaydın” kelimesiyle ilgili sözleriyle ilgili ilk kez konuştu.
Erbaş bu yorumu nedeniyle sert eleştirilere maruz kalınca Hürriyet yazarı Ahmet Hakan'a mektup gönderdi. "Sözlerim çarpıtıldı ben de günaydın derim" savunması yaptı.
İşte Ahmet Hakan'ın o yazısı;
Telefonuma bir mesaj geldi.
Baktım:
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’tan gelen bir mesaj...
*
Mesajı noktasına, virgülüne dokunmadan aynen yayınlıyorum:
*
“Merhaba Ahmet Hakan Bey.
İyisinizdir inşallah.
2015 yılında Yeni Şafak Gazetesi’nde yazdığım ramazan köşe yazılarından birinin başlığı ‘Aranızda Selamı Yayınız’ idi.
Selamın tarihini anlatırken cahiliye dönemindeki selamlaşma adetinden Peygamberimizin selam tavsiyesine geçiş sürecini ifade etmiştim.
Konunun anlaşılması için günümüzden örnek vermiştim.
Herhangi bir yerme niyetim asla olmamıştır.
Ekte köşe yazımı gönderiyorum.
Bunun dışında hiçbir yerde ‘Günaydın demek cahiliye adetidir’ ya da ‘Günaydın demeyiniz’ gibi bir sözüm asla olmamıştır.
Kaldı ki ben de zaman zaman aynı hitap şeklini kullanıyorum.
6 sene önceki bir yazıdan zorlama yaparak böyle bir kanaate ulaşmak ve sanki ‘Günaydın demeyin’ demişim gibi algı oluşturmak büyük haksızlıktır.
Bugünkü yazınızdan dolayı üzüldüğümü ifade edeyim.
Size saygı duyuyorum ve gerekli düzeltmeyi yapmanızı bekliyorum.
Allah’a emanet olunuz.
Prof. Dr. Ali Erbaş
Diyanet İşleri Başkanı”
*
Ali Erbaş’ın altı yıl önce Yeni Şafak’ta yazdığı yazıyı da okudum.
Yazıda “Günaydın demek, cahiliye âdetidir” şeklinde algılanabilecek, anlaşılabilecek bir taraf var maalesef.
*
Ama sonuçta Ali Erbaş’ın konuya bugün getirdiği açıklık, çok daha önemlidir.
Kastının bu olmadığını net biçimde söylüyor.
Bu saatten sonra “Hayır, kastın tam da oydu” diye tutturmanın bir anlamı olmaz, olamaz.
*
Yani demem o ki...
“Merhaba” diyen, “Günaydın” diyen bir Diyanet İşleri Başkanımız var.
En iyisi buraya odaklanalım.
ALBERT AYNŞTAYN OLSAN BİLE REZİL BİR TACİZCİSİN
- Ama o, çok büyük hoca.
- Ama o, dünya çapında bir bilimadamı.
- Ama o, muazzam bir akademisyen.
Falan diyerek...
Celal Şengör’ün yaptığı rezil tacizi hafifletmeye çalışanlar var.
*
Öğrencisinin eteğini kaldıran, öğrencisine şaplak atan, öğrencisine yaptığı bu tacizi gururla anlatan bir adam...
İsterse Albert Aynştayn olsun...
Benim gözümde...
Aynı zamanda rezil bir tacizcinin tekidir.
*
Dolayısıyla Celal Şengör için bundan böyle söyleyeceklerim şöyle şeyler olacaktır:
*
Büyük hocadır ama rezil tacizcidir.
*
Dünya çapında bilimadamıdır ama rezil tacizcidir.
*
Muazzam bir akademisyendir ama rezil tacizcidir.