"Hrant Dink suikastında kamu görevlilerinin ihmali olduğu" iddiasına ilişkin hazırlanan iddianamenin, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma savcısına iade edilmesine, Dink Ailesi’nin Avukatı Hakan Bakırcıoğlu itiraz etti. Avukat Bakırcıoğlu, hazırladığı 21 sayfalık dilekçeyi Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Savcısı Gökalp Kökçü’ye sundu
"KAMU DAVASI AÇMA YETKİSİNİ CUMHURİYET SAVCISINA
VERMİŞTİR"
Dilekçede, Dink suikastında kamu görevlilerinin ihmali olduğu
iddiasına ilişkin 25 şüpheli hakkında Ekim ayında hazırlanan
iddianamenin Başsavcıvekili Orhan Kapıcı tarafından soruşturma
savcısına, 3 Kasım 2015’de iade edildiği hatırlatıldı. Dilekçede,
"Soruşturma Savcısı Gökalp Kökçü tarafından düzenlenen 20 Ekim 2015
tarihli iddianamenin iade edilmesine ilişkin karar, hukuka
aykırıdır. Yasal düzenlemeler, başsavcılığa soruşturma savcısının
düzenlediği iddianameyi iade etme yetkisini
vermemektedir. Ceza Muhakemesi Kanunu’na (CMK) göre
iddianame düzenlenme, kamu davası açma yetkisini Cumhuriyet
Savcısı’na vermiştir. CMK’ya göre düzenlenen iddianameyi iade etme
yetkisini başsavcılığa değil mahkemelere vermektedir" denildi.
"AÇIĞA ÇIKACAK BİLGİLER ŞÜPHELİLERİN DİNK CİNAYETİNDEKİ
SORUMLUKLARINI BERTARAF ETMEYECEK VEYA
AZALTMAYACAKTIR"
"İddianamenin iade nedenlerinden ilki delillerin toplanması, örgüt
kapsamı içindeki tüm şüphelilerin tespit edilmesi sonradan
toplanacak delillerin hakkında dava açılan şüphelilerin
durumunu değiştirebileceği iddiasıdır" denilen dilekçede
"Soruşturma savcısı tarafından Dink cinayetini organize ve icra
eden örgüte yönelik soruşturma sonlandırılmamıştır, örgüt
soruşturulmaya devam edilmektedir. Bu soruşturmada açığa çıkacak
bilgiler, haklarında iddianame düzenlenen kamu görevlisi olan
şüphelilerin Dink cinayetindeki sorumluklarını bertaraf etmeyecek
veya azaltmayacaktır. Bu soruşturmada açığa çıkan bilgiler şüpheli
kamu görevlilerinin Dink cinayetindeki sorumlukları
ağırlaştırdığının görülmesi üzerine de savcılık makamı tarafından
elbette ki ek iddianame düzenlenecektir. Bu nedenlerle iade
gerekçesi olarak belirtilen bu hususun geçerliliği bulunmamaktadır"
ifadelerine yer verildi.
"İDDİANAMENİN İADE EDİLMESİNİN ASIL NEDENİ..."
"İddianamenin iade nedenlerinden ikincisinin de Reşat Altay, Ahmet
İlhan Güler ve Engin Dinç hakkında Türk Ceza Kanunun
83. maddesi (Kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi)
uyarınca iddianame düzenlenmesini gerektiren yeterli delil ve
irtibat bulunmadığı iddiasıdır" ifadesi yeralan dilekçede,
"Tarafımızdan 20 Ekim 2015 tarihli iddianamenin iade edilmesinin
asıl nedeninin Dink cinayeti nedeni ile düzenlenecek iddianamenin
Reşat Altay, Engin Dinç ve Ahmet ilhan Güler’i içermeyecek şekilde
düzenlenmesinin istendiği sonucuna varılmıştır. Başsavcılığın
soruşturmayı yürüten Savcının düzenlediği iddianamedeki delilleri,
yaptığı değerlendirmeleri ve vardığı sonucu tartışma ve müdahale
etme yetkisi bulunmamaktadır" denildi.
"İDDİANAME DÜZENLENMESİNİ ZORUNLU HALE GETİREN DELİLLER DE
BULUNMAKTADIR"
Dilekçede, "İddianame Ceza Muhakemesi Kanuna göre ’Soruşturma
evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli
şüphe oluşturuyorsa, cumhuriyet savcısı bir iddianame düzenler’
düzenlemesine de uygundur. Kaldı ki, Reşat Altay, Ahmet İlhan Güler
ile Engin Dinç hakkında Türk Ceza Kanunu TCK) 83. (Kasten
öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi) TCK 204. (Resmi belgede
sahtecilik), TCK 205. (ResmŒ belgeyi bozmak, yok etmek veya
gizlemek) TCK 220/6-7 (Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına
suç işleyen kişi) uyarınca iddianame düzenlenmesini zorunlu hale
getiren deliller de bulunmaktadır" denildi.
"DİNK’E YÖNELİK ŞAHSİ, FİZİKİ VE MEKANSAL KORUMA
TEDBİRLERİNİN ALINMASI İÇİN GEREKLİ İŞLEMLERİ
YAPMAMIŞTIR"
Dilekçede şüphelilerden Ahmet İlhan Güler’in, Dink’in
öldürüldüğünde İstanbul İl Emniyet İstihbarat Şube Müdürü olduğu
belirtilerek,"Güler, Hrant Dink’in öldürüleceği somut bilgisine
sahip olduğu halde ölüm sonucunun gerçekleşmesi için kasıtlı olarak
Dink’e yönelik şahsi, fiziki ve mekansal koruma tedbirlerinin
alınması için gerekli işlemleri yapmamıştır" denildi.
"DİNK CİNAYETİNİ TASARLAYAN ÖRGÜTE YÖNELİK OPERASYON
YAPILMASI SÜRECİNİ ORGANİZE ETMEMİŞTİR"
Engin Dinç’in Dink cinayetinin tasarlandığı tarihlerde Trabzon İl
Emniyet İstihbarat Şube Müdürü olduğu belirtilen dilekçede, "Hrant
Dink’in öldürüleceği somut bilgisine sahip olduğu halde ölüm
sonucunun gerçekleşmesi için kasıtlı olarak Dink cinayetini
tasarlayan örgüte yönelik operasyon yapılması sürecini organize
etmemiştir" denildi. Reşat Altay’ın da Dink cinayetinin
tasarlandığı ve öldürüldüğü tarihlerde Trabzon İl Emniyet Müdürü
olduğu belirtilen dilekçede, "Hrant Dink’in öldürüleceği somut
bilgisine sahip olduğu halde ölüm sonucunun gerçekleşmesi için
kasıtlı olarak Hrant Dink cinayetini tasarlayan örgüte yönelik
operasyon yapılması sürecini organize etmemiştir" ifadeleri
yeraldı.
"İDDİANAME 5. AĞIR CEZA MAHKEMESİ’NE
GÖNDERİLMELİDİR"
Dilekçenin sonuç bölümünde, "Başsavcılığın, şüpheliler Reşat Altay,
Engin Dinç ve Ahmet İlhan Güler hakkında iddianame düzenlenmesini
gerektirir yeterli delil bulunmadığı değerlendirmesi CMK’ya açıkça
aykırıdır. Reşat Altay, Engin Dinç ve Reşat Altay hakkında Türk
Ceza Kanuna göre 83, 204, 205 220/6-7 uyarınca iddianame
düzenlenmesini zorunlu kılan deliller bulunmaktadır. Bu nedenlerle
Savcı Gökalp Kökçü tarafından düzenlenen 20 Ekim 2015 tarihli
iddianame mevcut hali İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi’ne
sunulmalıdır" denildi. (DHA)