İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, bazı tutuklu sanıklar SEGBİS ile katıldı. Duruşmaya bazı tutuksuz sanıklar da katıldı. Sanık avukatları ve sanık yakınları izleyici olarak duruşma salonunda hazır bulundu.
Duruşmada savunma yapan tutuksuz sanıklarından Fahrettin Ülgün, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde (İBB) gassal olarak çalıştığını belirterek, şunları söyledi:
Seçimlerden önce vaatlerden biri de İnançlar Masası kurulacağıydı. Masa kurulmuş, Diyanet’in görüşü dışında kalan inanç gruplarının cenazelerinin yıkanması ve ibadetlerinin yerine getirilmesi için kadro açılmıştır.
Sınava girdim ve kazanarak işe girdim. Yıllarca topluma hizmet etmiş biri olarak zaten yaptığım bir işi yapıyorum İBB’de. Derneğe bir katkım olmadı, çünkü nasıl zor durumda olduğumu biliyorlar.
Akrabalarım ve çocuklarım bana bakıyor. Siyasi bir torpille işe girmedim, çalıştığım yerde siyaset de yapmadım.
“KENDİMİ TERÖRLE BAĞLANTILI GÖRMEYİ HAZMEDEMİYORUM”
Tutuksuz sanıklardan Hasan Karahan ise, “Terörle, teröristlerle anılmak çok ağrıma gidiyor. Bazı geceler ağlıyorum. Öz kardeşimin oğlu askerde şehit oldu. Din adamıyım. Kendimi terörle bağlantılı görmeyi hazmedemiyorum. İBB’nin her mezhepten insanı gassal olarak işe alacağını duydum. Bir işim olsun evime ekmek götüreyim istedim. İnternetten çok anlamadığım için çocuğuma söyledim. Başvuru yaptık. Ancak işe alınmadım” dedi. İfadesi alınan diğer tutuksuz sanıklar da suçlamayı kabul etmedi.
“İDDİANAMEDE YER ALAN VAAZLARI BEN VERMEDİM”
Dini olarak kimseden emir almayacağını söyleyen tutuksuz sanık Lütfi Büyükefe savunmasında şöyle konuştu:
Örgüt olsun devlet olsun bana kimse dini konuda emir veremez. Bana Allah ve peygamber dışında kimse emir veremez. Hafit Tunç ile görüşmem olmuştur. Onların köyünde medrese eğitimi aldım, o sebeple Hafit Tunç’u tanırım. Dosyada örgütün sivil sorumlusu suçuyla suçlanıyorum.
İmamlık yaptığım köylerde araştırılabilir. Kandil ve örgütle bağlantım varsa ortaya çıkarılabilir. Benim şimdiye kadar parti üyeliğim olmamıştır. Varsa araştırılıp ortaya çıkarabilirsiniz. Bana çevremde hala terörist gözüyle bakan var, ben terörist değilim.
Ben vaazlarım da kesinlikle siyaseti karıştırmam karıştırmadım. İddianamede yer alan vaazları ben vermedim, Cumhurbaşkanına hakaret ettiğim yönündeki vaazı ben vermedim.
Duruşmada görüşünü açıklayan Cumhuriyet savcısı, tutuklu sanıkların tutukluluk halinin ve 3 sanığın ev hapsi şeklinde adli kontrol tedbirlerinin devamını talep etti. Savcı, 3 sanığın ev hapsi şeklindeki adli kontrol tedbirlerinin, 5 sanığın ise hakkındaki imza şeklindeki adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasını ve tüm tutuksuz sanıkların yurt dışına çıkış şeklindeki adli kontrol tedbirlerinin devamına karar verilmesini istedi.
TUTUKLU 3 SANIĞA TAHLİYE KARARI
Mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar Sefa Mehmetoğlu, Nezir Erdemci ve Enver Karabey’in tahliyesine karar verirken, DİAYDER Başkanı Ekrem Baran’ın da aralarında bulunduğu 6 sanığın tutukluluk halinin devamına hükmetti.
3 sanığın ev hapsini kaldıran mahkeme, 4 sanığın ise ev hapsinin devamına karar verdi. Mahkeme, ev hapsi kaldırılan sanıklar hakkındaki yurtdışına çıkış şeklindeki adli kontrol hükümlerinin devamına karar verdi. Heyet, Dernekler Masası’na yazı yazılarak, derneğin faaliyetlerinin sorulmasına karar verdi.
Heyet, imza şeklinde adli kontrol hükümleri olan sanıklarında hakkında imza tedbirinin kaldırılmasına, yurt dışına çıkış şeklindeki tedbirin ise devamına hükmetti. Heyet, bazı sanıklar hakkında İstanbul 34. Ağır Ceza Mahkemesince görülen davanın birleşmesine onay verilmesi durumunda, mahkemeden incelemek için dava dosyasının istenmesine karar verdi. 3 gizli tanığın bir sonraki celse dinlenmesi için gerekli işlemlerin yapılmasına karar veren mahkeme, duruşmayı erteledi.
İDDİANAME
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 335 sayfalık iddianamede, DİAYDER’in referansı ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne işe alınan örgüt üyesi ve sempatizan kişilerin aldıkları maaşın bir kısmını derneğe verdiklerinin tanık beyanları ve görüşmeler doğrultusunda tespit edildiği aktarıldı.
Savcılıkça hazırlanan iddianamede, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından derneğe verilen market yardım kartlarının örgüt sempatizanları tarafından değer ailelerine dağıtıldığına ilişkin tespit yapıldığı belirtildi.
İddianamede, Ramazan ayı nedeniyle İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından DİAYDER’e verilen alışveriş kartlarının şüpheli Ekrem Baran tarafından dağıtılması amacıyla Avrupa ve Anadolu yakasında ikamet eden dernek üyesi melelere verilmesi hususunun yer aldığı, söz konusu kartların dağıtılacağı şahıslar arasında değer ailelerinin de bulunduğu kaydedildi.
Savcılıkça hazırlanan iddianamede, şüphelilerin ‘silahlı terör örgütüne üye olmak’ ve ‘silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme’ suçlarından 3,5 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.