İzmir merkezli 18 ildeki "Paralel Devlet Yapılanması" operasyonuyla yeniden gündeme gelen, aralarında muvazzaf askerlerin de bulunduğu 357 kişi hakkında "askeri gizli bilgi ve belge bulundurma" suçlamasıyla açılan ve kamuoyunda "Askeri casusluk davası" olarak bilinen davanın sanıkları ve avukatları, iddianameye delil teşkil eden dijital materyallerin maddi gerçekliğe aykırı olduğunu savunuyor.
"Askeri gizli bilgi ve belge bulundurma" suçlamasıyla açılan davada, 2,5 yıllık süreç geride kaldı. AA muhabirinin, sanıkların ve avukatlarının geride kalan duruşmalardaki savunmalarından ve tanık ifadelerinden yaptığı derlemeye göre, suç örgütü elebaşı olduğu öne sürülen ve hakkında "Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak", "Kişisel verilerin kaydedilmesi", "Devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin etmek" suçlarından müebbet ile 9 yıl hapis cezası istenen Bilgin Özkaynak, savunmasında, bir “komplo” ile karşı karşıya olunduğunu söyledi.
Ev ve iş yerlerinde yapılan aramalarda ele geçirildiği öne sürülen materyallerin kendisine ait olmadığını savunan Özkaynak, iddianamedeki çoğu belgenin 31 Mart 2012 tarihli olduğunu ancak kendisinin o tarihte tutuklu bulunduğunu, bunun izahının mümkün olmadığını belirtti.
Hakkında müebbet ve 9 yıl hapis cezası istenen muvazzaf askerlerden Engin Karatekin de savunmasında kendisine atfedilen ithamların tamamen dijital bir "kurgu"dan ibaret olduğunu savundu.
Karatekin, TCG Giresun Gemisi'nde görev yaptığı 2 yıllık sürede sürekli seyirde olduklarını, bu dönemde örgüt yöneticisi olarak kimi koordine edip yönetebileceğinin açıklanmasını istedi. (AA)