Pandemiyle birlikte hayatımızda birçok şey değişti kuşkusuz. O değişikliklerden biri de, artık yüz yüze toplantılardan çok çevrimiçi toplantıların gerçekleşmesi ve evden çalışma oranlarının artması. Kendini toplantı esnasında filtrelerdeki haliyle görmek isteyen birçok insan da estetik hastanelerinde aldı soluğu bu dönemde. Sadece bununla da kalmadı, sosyal medyanın kullanımı arttıkça, özellikle de son dönemin k-pop (Güney Kore kökenli pop akımı) güzellik algısı iyice kendine yer edindi ve gençlerde de estetik taleplerini artırdı. Vanity Estetik Hastanesi Kurucu Ortağı Op. Dr. Güray Yeşiladalı 14-15 yaşındaki ergen bireylerin henüz vücut gelişimlerini tamamlamadan estetik talebinde bulunduklarını söyledi. Ailelerin bu talepler karşısında çaresiz kaldığını ifade eden Yeşiladalı, “Aileler çocuklarıyla iletişimi koparmamalı, ihtiyaç duyulduğunda ise psikolojik destek almaktan kaçınılmamalı. Aksi halde küçük yaşlarda gerçek dışı beklentiler, hayal kırıklıklarına ve sağlıklarında geri dönüşü olmayan sorunlara neden olabilir” diyerek aileleri uyardı.
“K-POP AKIMINDAN ETKİLENİYORLAR”
Toplumların artık sosyal medyanın da etkisiyle daha görsel bir dönemi yaşamalarının tüketimi de bu yönde artırdığını ifade eden Op. Dr. Güray Yeşiladalı, “K-Pop akımından etkilenip estetik merkezlerine başvuran genç insan sayısı arttı. Böyle bir trendin başladığını söyleyebiliriz. Kore, son yıllarda hem müzik hem görsel sanatlar hem de estetik cerrahi açısından önemli bir noktada. Hem Avrupa’da hem de dünyanın geri kalan bölgelerinde yayılımı artıyor ve öncelikle etkilenenler de ergenler oluyor” dedi. Özellikle K-Pop kültüründen etkilenen kuşağın 14-15 yaş grubu olduğunu ifade eden Yeşiladalı, “Zaman zaman aileler, gençlerin istekleri karşısında çaresiz kalıyorlar o nedenle ailelerle de görüşmek durumunda kalıyoruz. Ben bu yaştaki bireylere estetik yapmanın doğru olmadığını düşünüyorum. Hem fiziksel hem de ruhsal gelişimini tamamlamamış bireyin vücudunda kalıcı işlemler yapmak medikal olarak da etik olarak da uygun değil” diye konuştu.
“ULAŞILAMAYACAK HEDEFLER KOYUYORLAR”
Sosyal medyanın, görselliğin ön planda olduğu bir mecra olmasından dolayı özellikle bu yaş grubundan insanları çok daha fazla etkilediğini ifade eden Yeşiladalı, bu durumun kişilerde gerçek dışı beklentiler oluşturduğunu ve kişilerin ulaşılamayacak hedefler koyduklarını söyledi. Bu durumun da psikolojik ve fiziksel olarak gençleri olumsuz etkilediğinin altını çizen Yeşiladalı, “Ailelerin bu konuda daha dikkatli olması gerekiyor. Ergen bireyler yalnız bırakılmamalı, böyle durumlarda aileler ve çocuklar arasında bir uzaklık yaşanıyor, buna müsaade edilmemeli, aileler çocuklarına onları desteklediklerini ve yanlarında olduklarını hissettirmeli. Ama yine de iletişim kurulamazsa psikologların veya psikiyatristlerin yardımıyla yol almak çok önemli” dedi.
“FİLTRELER DE BEKLENTİLER DE GERÇEKÇİ DEĞİL”
Çeşitli uygulamalar vasıtasıyla yapılan ve gerçekçi olmayan yüz filtrelerinin insanların estetik arayışını artırdığına ve bu konuda çok dikkatli olunması gerektiğine dikkat çeken Yeşiladalı, sözlerini şöyle tamamladı: “Bu filtreler gerçek değil ve görüntünüzü değiştiriyor. Filtrelerdeki gibi görünme arayışı kişiyi sağlıksız durumlara sokabilir. Gerçekçi beklentiler konulmalı. Bu beklentiler gerçek dışıysa çok genç yaşta hayal kırıklıkları ve geri dönüşü olmayan sağlık sorunları yaşanabilir. Bunlara gerek olmadan estetik cerrahinin imkanlarından yararlanılabilir.”