Derya Baykal ile kızları Derya ve Ferhan Şensoy, Hürriyet Kelebek yazarı Cengiz Semercioğlu'na röportaj verdiler. Derya Baykal "Kızlara isim koyarken çok zorlandık" derken, eski eşi Ferhan Şensoy'la aynı sahneyi paylaşmayı çok tercih etmediğini söyledi.
Cengiz SEMERCİOĞLU / HÜRRİYET KELEBEK
Derya Baykal ve kızları Cengiz Semercioğlu'nun
sorularını yanıtladı
Her ne kadar bazıları onları ikiz zannetse de Derya Şensoy (27) ve
Ferhan Şensoy (28) kardeşler arasında 13 ay fark var. Zaman zaman
magazin basınının gündemini meşgul eden usta tiyatrocu Ferhan
Şensoy’un kızlarını, anneleri Derya Baykal’dan dinledim.
Derya, bir anne olarak sosyal medyayı çok aktif
kullanıyorsun. Duyduğum kadarıyla dünya listelerine
giriyormuşsun...
- Ferhan Şensoy: Richtopia diye site var.
Twitter’da da hesapları var. İnternet üzerinden bazı anketlere
dayanarak Twitter’ın dünyada en etki sahibi kadınlarını
belirlemişler. 15 günde bir de yenileniyor. Listede 250 kişi var.
Geçen hafta birinci Hillary Clinton, ikinci Yoko Ono’ydu. Annem
215’inci oldu.
- Derya Baykal: Bu hafta kaçıncı sırada olduğuma
bakacağım. Alttan alttan ilerliyorum.
- Ferhan Şensoy: Annem sosyal medyayı en iyi
kullanan anne olabilir. İnsanlar şikayet eder ya “Anne onu da mı
bilmiyorsun!” diye, bizde tam tersi. Bazı şeyleri annem
öğretiyor.
- Derya Baykal: İnsanlar çok şaşırıyor bu
duruma.
- Derya Şensoy: Instagram’a yeni özellikler geldi.
Fotoğrafı kaydırınca yeni fotoğraflar da gözüküyor. Sanıyorum o
özelliği ilk annem kullandı. Altına da açıklamasını yazmış, “Sağa
doğru kaydırırsanız farklı fotoğraflar da görebilirsiniz” diye.
- Derya Baykal: Instagram’ı çok seviyorum. Ama
Facebook’u o kadar sevmiyorum.
Kızlarını sosyal medyada sürekli takip ediyor
musun?
- Derya Baykal: Sürekli bakarım ne koymuşlar,
kiminle geziyorlar diye.
- Ferhan Şensoy: Bizi sürekli oradan takip ediyor.
Hatta bazen “Niye yanınızda bilmem kim var” bile diyor.
Ben ne zaman kızlarınla bir haberle ilgili konuşsam,
“Aman annem duymasın, bizi keser” diyorlar. Kızlar senden neden bu
kadar korkuyor?
- Derya Baykal: Ben hem anayım hem de babayım.
Kızlar konusunda Ferhan Şensoy’dan tam yetkiliyim. Onun adına da
karar veririm. Ama çok sıkıştığımda onu arar, “Ne yapayım” diye
sorarım.
- Derya Şensoy: Anne sence biraz o yaşı geçmedik
mi?
- Derya Baykal: Olsun. Katiyen bırakmam. Zaten çok
güvenirim. Çok saygılıdırlar.
- Ferhan Şensoy: Başka ailelerde problem olmayacak
şeyler bizde sorun olabiliyor.
Ne gibi mesela?
- Ferhan Şensoy: Biz çok rahat büyümedik. Ufak bir olayda
“Yaptığımız şeyi acaba yanlış anlarlar mı” diye çok
düşünüyoruz.
- Derya Baykal: Beni ve babalarını çok sayarlar. Bizi üzecek bir
şey yapmak istemezler.
Üçünüz de ayrı mı yaşıyorsunuz?
- Derya Şensoy: Evet. Ben ve Ferhan Cihangir’de ayrı evlerde
yaşıyoruz.
- Derya Baykal: Ben 23 yıldır Tarabya’da oturuyorum. Orası aile
evimiz. İkisinin de odaları duruyor. İstedikleri zaman gelip bende
kalırlar. Geldiklerinde birlikte uyuruz.
- Derya Şensoy: Ben acaba sana geri mi taşınsam? Çok rahat
olurdu...
- Derya Baykal: Ben de aynısını düşünüyorum.
Ferhan Abi’nin odası da duruyor mu evde? Yalnız mı
yaşıyorsun?
- Derya Baykal: Yalnız yaşıyorum. Orası aile evi. Her şey duruyor.
Çünkü bizim evde hiçbir şeyin yeri değişmez. Aslında psikologlar
bunu sağlıklı bulmuyor. Bizde hiçbir şey yerinden oynamadı. Ama
Ferhan’ın ve benim bambaşka hayatlarımız var. Ben daha çok çocuk ve
torun odaklı yaşıyorum.
Kaç torunun var?
- Derya Baykal: Oğlum Mert Baykal’dan iki torunum var. Biri 3.5,
diğeri 1 yaşında. Vaktimin çoğunu çocuklarımla ve torunlarımla
geçiriyorum. Elim hep çocuklarımın üzerindedir. Bunu değiştiremem.
Annem de böyleydi. Çocukların yiyeceği peynire kadar
ilgilenirim.
'Annem bir hiperaktif!'
Oğluna karşı da öyle misin?
- Derya Baykal: Torunlar olunca oğluma da öyle oldum. Torunlarımın
her şeyini düzenlemek istiyorum. Çocuklarımın üzerinden yük almak
için yapıyorum bunları. Kızlarım için de öyle. Ne yapayım, çok
fazla enerjim var. Bunları yapmayı seviyorum, yoksa benim için
hayat durur.
- Ferhan Şensoy: Annem gerçekten hiperaktif. Bizim evlerimize
geldiği zaman onu izlemekten yoruluyoruz. Evi temizler, çamaşırları
yıkar, yemek yapar. Biz daha başka bir koltuğa geçerken annem her
şeyi bitirmiş olur. Bazen kendi yaşımızdan utanıyoruz.
- Derya Baykal: Siz mi yaşlısınız, ben mi gencim?
- Ferhan Şensoy: Hiperaktif annelerin çocuklarında böyle bir şey
oluyormuş. Ben bir ara gerçekten annemin enerjisini görünce
utanıyordum. Sonra baktım olacak gibi değil, en azından evin içinde
biri sakin kalıp bunu dengelesin diye düşündüm.
- Derya Şensoy: Evin içinde biz de dolansak daha saçma
olurdu.
- Derya Baykal: Ben bundan hiç yüksünmüyorum. Rahatsızlık
duymuyorum. Bu bir paylaşım aslında. Çocuklarım beni yordu diye
düşünmem. Onların rahat etmesini isterim.
- Derya Şensoy: Ben de anne. Özellikle evime gelip derleyip
topladığında... Annem bana gelecek diyelim. Evde de süt kalmamış.
Anneme “Gelirken süt alır mısın?” dediğimde marketi alıp
geliyor.
- Derya Baykal: Ne yapayım evlerine hiçbir şey almıyorlar.
Bekliyorlar ki ben evden yollayayım. İkisi de istese her şeyi
yapar. Ama üşeniyorlar. Bir de söylemeden geçmeyeyim; Derya
telefonla çok zaman geçiyor. Neredeyse telefonu eline yapışık.
- Derya Şensoy: Haksızlık ediyorsun. Bak 45 dakikadır telefonum
uçak modunda.
- Ferhan Şensoy: Türk anneliği böyle biraz da...
- Derya Baykal: Evime çekilip ne yapayım? Restoranlara gitmek ya da
dışarı çıkmak gibi bir alışkanlığım yok.
Duyan, hiçbir işinin olmadığını, sadece çocuklarınla
ilgilendiğini düşünür. Bunların yanında her gün canlı yayın
yapıyorsun...
- Derya Baykal: Evet, her gün Teve2’de. Bir de atölyem var.
Yayından çıktıktan sonra atölyeye gidiyor, yapılması gereken işleri
yapıyorum. Çalışanlarım var. O işleri de takip ediyorum. Eve iş
bile getiriyorum.
"Yazdığım oyunu babama görürdüm okudu ve 'komedi mi bu' dedi"
Neden uzun zamandır tiyatroda göremiyoruz
seni?
- Derya Baykal: Bu düzen içinde oyuna yer olmuyor. Ya ailemle bir
oyun oynayacağım ya da yapmayacağım. Çünkü programım varken başka
oyunculara bir düzen sağlayamam provalar sırasında.
- Ferhan Şensoy: Benim aklımda annemi sahnelere geri döndürmekle
ilgili bir fikir var. Bir şeyler yazmaya başladım. Yaza kadar
bitirip yazın provalara başlamak istiyorum. Annemi yaz tatilinde
prova yapmaya ikna etmeye çalışıyorum.
- Derya Baykal: Benim prova yapmaya ihtiyacım yok ki. Ezberler
gelirim. Nasıl olsa nazım size geçer. Ferhan’ın ve Derya’nın kalemi
çok iyidir. Bir oyun yazıp oynamışlardı.
- Ferhan Şensoy: Evet. Bir sezon oynamıştık. 12 kişilik bir ekibi
vardı. Kalabalık bir oyundu. Maliyeti de yüksekti. Taksim’de
patlayan bomba nedeniyle seyirci sayısı azalınca sezon sonu final
yaptık. İleride onu yeniden sahneye koymak istiyoruz.
Ferhan Abi izledi mi oyunu?
- Ferhan Şensoy: İzlemez olur mu! Babam zaman zaman laf arasında
şakayla karışık “Ben artık çok yoruldum, bensiz bir oyun düşünseniz
iyi olur” der. Ben oyunu yazdım. 30 sayfaydı. Sürekli revize
ediyordum ve babama bir türlü okutamadım. Babam e-mail, hatta
telefon bile kullanmıyor. 30 sayfayı çıktı alıp Derya’yla birlikte
babama götürdük. Okumaya başladı. Gözünün içine bakıyoruz ama hiç
tepki vermedi. Gülmedi, heyecanlanmadı. 30 sayfa bitti ve bize
dönüp “Güzel, komedi mi bu?” diye sordu. Onun ilgilenmediği
konularla alakalıydı hikaye. Sosyal medya, fenomenlik vs. gibi. İlk
oyunu oynadık, salondaki herkes çok güldü. Babam buna çok
şaşırdı.
Annenize soralım... Sen nasıl buldun?
- Derya Baykal: Ben çok beğendim. Kızlarım olduğu için demiyorum.
İyi bir iş çıkarmışlar. Konu çok güzeldi. Ferhan’ın kalemi çok iyi.
Derya da şarkı sözü yazdı.
- Derya Şensoy: Annemin desteğini de aldık. Dekorda yapamadığım
yerlerde yardım etti.
- Derya Baykal: Biz ailece, oğlumu da dahil edersek bir orduyuz
diyebilirim.
- Derya Şensoy: Yazan, yöneten, oynayan, çeken hepsi var.
- Derya Baykal: Son gün provalara Mert gitti. Ferhan hem yazıp hem
de oynadığı için yetişemediği yerlerde Mert girdi devreye.
- Ferhan: Abim çok destek oldu. Kimin yetişemediği bir iş varsa
diğeri ona koşar ailemizde. Annemin yeni programı başlayacağı zaman
hazırlıklar için hepimiz oraya koştururuz.
Bir aile şirketi gibi mi çalışıyorsunuz?
- Ferhan Şensoy: Aynen öyle. Ama bir aile şirketi kadar para
kazanmıyoruz.
- Derya Şensoy: Holdingleşmemiz lazım.
Siz de televizyondan para kazanıyorsunuz
ama...
- Derya Şensoy: Projeler oldukça. Şu anda bir dizide oynamıyorum.
Yazın Mahsun Kırmızıgül’ün filmi için Kapadokya’ya gittim. Tam
sezon öncesiydi. Sinema ile televizyon arasında bir tercih yapmam
gerekti. Bir de şu anda Ferhan ve babamla yeni bir oyun oynuyoruz.
“Nereye de Gidiyor Lan Bu Gemi” adı...
- Ferhan Şensoy: Üç hafta oldu başlayalı. Babamın yazdığı bir
oyun.
Babanızın yazdığı bir oyuna karışır mısınız? “Şurası
şöyle olsun” filan der misiniz?
- Ferhan Şensoy: Karıştırmaz ki.
- Derya Baykal: Ferhan virgülü oynatmaz.
- Derya Şensoy: Virgülü bırak, sahnenin üzerinde ona sormadan
kirpiğini oynatamazsın.
- Ferhan Şensoy: Babamın oyunları metne dayalı oyunlar olduğu için
farklı bir tonlama bile esprinin anlamını değiştirebiliyor. Ne
yazıyorsa kelimesi kelimesine oynamak gerekiyor o yüzden.
- Derya Baykal: Ferhan’ın bir matematiği var. Onu bozmamak
gerekir.
'Örgüye şarkı yapılır mı? Ben yapıyorum'
Derya, kaç senesinde başladın Ortaoyuncular
Tiyatrosu’na?
- Derya Baykal: 1986 yılında girdim. Ferhan’la ilk “Muzır
Müzikal”de birlikte oynadık. Ben tamamen klasik bir tiyatro
eğitiminden geliyordum. İlk başta biraz zorlanmıştım. Ekibi de
tanımıyordum. Kendimi dışarıda hissettim. Sonra, Ferhan’ın da
söylediği gibi parmağımda çevirmeye başladım.
Ferhan Abi evlilikte de böyle virgülü bile
değiştirmeyen, dediğim dedik biri miydi?
- Derya Baykal: Ferhan kuzu gibi bir insandır. Hiç öyle dediğim
dedik değildir. Tek kavgamız oyundan sonra “Işığımı kestin, lafıma
girdin, erken çıktın” gibi şeyler olurdu.
- Ferhan Şensoy: Annem “Bu yüzden ayrıldık” dermiş!
- Derya Şensoy: Babam geçen gün sahnede “Kolunu yana koydun öyle
yapma” dedi. Babamın arkasındaydım. Nereden gördü gerçekten
bilmiyorum. Babam çok önemli bir okul. Onu gerçekten izlemek
gerekli.
- Derya Baykal: Her oyuncunun ondan öğrenecek şeyleri var. Çocuklar
da bebeklikten itibaren hep tiyatrodaydı. Ferhan 3 aylıkken gelmeye
başladı. Bütün oyunları seyrettiler.
- Derya Şensoy: Annemler oyundan eve gelirdi. Biz Ferhan’la oyunu
oynar, annemlere izletirdik. Çok çileli olmuştur eminim annemler
için. Düşünsene yorgun argın eve geliyorlar, evde bir de biz oyun
oynuyoruz.
Televizyon programlarındaki rahatlığının nedeni
tiyatrocu olman olabilir mi?
- Derya Baykal: Her gün bir gösteri yapıyorum. Her gün hem
birikimimi yansıtıyorum hem de bir şeyleri sunarken tiyatro
yapıyorum. Seyirciyi eğlendirmek de amaçlarımdan bir tanesi. Örgüye
şarkı yapılır mı? Şarkı yapıyorum. Düşünüyorum, yazıyorum,
besteletiyorum. Hatta provasını bile yapıyorum. Bir oyuna
hazırlanır gibi hazırlanıyorum.
- Derya Şensoy: Annem daha fazla şaşırtamaz beni dediğim noktada
şaşırtmaya devam ediyor.
Kızlara isim koyarken çok zorlandık
Niye kızlarınıza kendi isimlerinizi koydunuz?
- Derya Baykal: Bizim bir müddet çocuğumuz olmadı. Daha sonra
hamile kaldığımda ikisinin de cinsiyetine baktırmadım. Ferhan erkek
olsaydı ona Yusuf ismini koyacaktık. Tatlı yiyordum, sinyaller
erkek olacağını söylüyordu. Doğunca isimsiz kaldı. Ferhan’ın
annesi, onu Ferhan’a çok benzetmişti. Ferhan’ın soyadını
yaşatamayacak, bari adını koyalım dedik. İlk adı da Müjgan.
Babaannesinin adı. Sonra Derya’da da babası “O da Derya olsun”
dedi. İsim konusunda çok zorlandık anlayacağın...
- Derya Şensoy: Ferhan’dan sonra bana Ayşe ismini koysaydınız
hayatımı sorgulardım zaten!
Peki evde hiç isim karışıklığı olmadı mı?
- Derya Şensoy: Hiç olmadı. Evde zaten kısaltmalarımız var. Bir de
tonlamalardan kimin kime seslendiği anlaşılıyor.
Dışarıda karışıyor mu?
- Derya Şensoy: Evet. Bana Ferhan, Ferhan’a da Derya diyorlar. Bizi
ikiz zannedenler de var.
- Ferhan Şensoy: Benim için biraz daha zor. Telefonda “Ben Ferhan
Şensoy’um” deyince ilk başta inanmakta zorlanıyorlar.
Ferhan'la çatışırız Derya daha cindir
Derya ile Ferhan’ın çocuklukları nasıldı?
- Derya Baykal: Çok tatlılardı. Aralarında 13 ay var. İki sene
askerlik gibi hamilelik yaptım. Yaramazlık yapmazlardı. Çok güzel
oynarlardı.
- Derya Şensoy: Annem bizi o kadar güzel oyalardı ki yaramazlık
yapmaya fırsatımız olmazdı. Hep bir aktivite vardı. Ferhan’la kavga
ederdik sadece.
Anne-kız çatışması olmadı mı aranızda?
- Derya Baykal: Biz daha çok Ferhan’la çatışırız. Derya daha
cindir. Arabuluculuk yapar.
- Derya Şensoy: Ben annemle çatışmak gibi bir risk alır mıyım?
- Ferhan Şensoy: Ben herkese karşı çok filtreli konuşurum. Ama
anneme gelince her şeyi filtresiz, dümdüz söylüyorum. Bazen haddimi
aşıp ukalalık yapıyorum.
- Derya Baykal: Teşekkür ederim yavrum. Allah razı olsun.
- Ferhan Şensoy: Tutamıyorum kendimi. Programda bir şey görünce
bile “Bunu niye böyle yaptın, böyle yapılmaz” derim. Annem de bana
yapıyor aslında.
- Derya Baykal: Babanın genleri... Ben de Ferhan’a öyleyim. Ama
artık birbirimizi daha iyi anlıyoruz. İyi arkadaşız. Her kızın
annesiyle çatışması olur. Bizimki en yumuşak geçeni.
Bu meslekte kalıcı olmak istiyorsanız...
Kızlarının magazinde yer almasına kızıyor
musun?
- Derya Baykal: Biz anne baba olarak magazinle iç içe yaşadık. Ama
hiç malzeme olalım diye bir şey yapmadık.
- Derya Şensoy: Babamın çıkan haberlerden hiç haberi olmuyor. Takip
etmiyor. Bazen arıyor “Çok güzel çıkmışsın kızım” diyor. Konuyla
ilgilenmiyor.
- Ferhan Şensoy: Cihangir’de oturduğumuzdan yürürken bile
fotoğrafımızı çekiyorlar. Kendimizden sıkıldık artık.
- Derya Baykal: Bu mesleği yapıyorsan magazin olmadan olmaz ama
kızlarıma naçizane tavsiyem bir sınırlarının olmaları. Her şeyiniz
açık olursa elekten elenirsiniz. Kayar gidersiniz. Bu meslekte
kalıcı olmak için her zaman bir gizinizin olması lazım. Kızlar bana
“kara kutu” der. Ben hiçbir şeyi sonuna kadar kimseye anlatmam.
Kızlarla ilgili hoşlanmadığın bir haber çıktığında
sinirlenmiyor musun?
- Derya Baykal: Çocuklarımın her şeyini bildiğim için
sinirlenmiyorum. Gazeteden bir şey öğrendiğim olmuyor. Birbirimizle
her şeyi konuşuruz. Ben sadece “Bu haber benim çocuklarımı üzer”
diye üzülürüm.
Her şeyi anlatıyor musunuz gerçekten annenize? Mesela
yeni bir ilişkinizi?
- Ferhan Şensoy: Heyecanla anlatırız hatta. Üçümüz çok iyi arkadaş
olduk. Önce Derya ile birbirimize anlatırız. Sonra birimiz “Anneme
anlatma” der. Sonra anneme ilk anlatan o olur. Bir an önce her şeyi
annemle paylaşmak isteriz.
'Ferhan'la oyun oynamayı çok tercih etmem'
Babanızdan sonra Ortaoyuncular Tiyatrosu’nu devam
ettirecek misiniz?
- Ferhan Şensoy: Orada gücümüz yettiği yere kadar duracağız.
Babamın mirası gibi o sorumluluk. Bundan da şikayetçi değiliz.
Babam kadar dirayetli çıkabilir miyiz, bunu şu anda bilmiyorum. Var
olduğumuz sürece orayı yaşatmaya çalışacağız.
- Derya Baykal: Ferhan’a hamileydim. Doğuma çok az kalmıştı.
Tiyatrodaydım. Halıya bir içecek döküldü. Hamile halimle yere
eğilip halıyı sildim seyirci öyle görmesin diye. Ferhan emeğiyle
yaptı orayı. Bina eğiliyordu. İTÜ’den hocalar geldi. Binayı çelik
konstrüksiyonlarla onardılar. Çok maliyetliydi. O zaman bir reklam
filminde oynamıştık. O parayla yaptırdık.
- Ferhan Şensoy: Tiyatronun tek hissedarı biz değiliz. Daha büyük
hisse Borusan Holding’e ait. O da çok güven veren bir şey.
İnanıyorum ki onlar da her zaman sahip çıkacaklardır.
Yeniden Ferhan Abi ile bir oyunda oynar
mısın?
- Derya Baykal: Biz Ferhan’la küs değiliz. Ama çok tercih etmem.
Tek kişilik interaktif bir oyun yapmak istiyorum. Ferhan’la
konuşuyoruz. Her zaman “Burası senin tiyatron, ne zaman istersen
gel oyna” demiştir.
Ama o oyunu Ferhan Abi’nin yönetmesini
istemezsin...
- Derya Baykal: Gelir bakar tabii ki. Ben zaten hazırlıklı
olurum.
Cengiz Semercioğlu'nun Derya Baykal ve kızları ile yaptığı röportajın tamamını BURADAN okuyabilirsiniz.