Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü akademisyenlerinden Dr. Öğr. Üyesi Tuğba Bilgehan'ın yürütücülüğünü yaptığı, Araştırma Görevlileri Ayşegül Akca ve Perver Karşıgil'in saha araştırmacısı olarak yer aldığı 'Depremzede Bireylerde Kronik Hastalıkların Epidemiyolojisi, Semptomların Tespiti, Sağlık Gereksinimleri ve Baş Etme Stratejilerinin Belirlenmesi' projesi, TÜBİTAK'ın '1002-C Doğal Afetler Odaklı Saha Çalışması Acil Destek Programı' kapsamında kabul edildi.
Proje ekibi, saha çalışmaları kapsamında deprem felaketinin 16'ncı gününde çadır kentlerde kalan yaklaşık 700 depremzede üzerinde afet sonrası oluşan sağlık sorunlarına ilişkin veri topladı. Kahramanmaraş, Hatay ve Osmaniye'de yaklaşık 10 gün kalan ekip, sahada edindikleri bilgileri TÜBİTAK'a sundu.
İleride yaşanabilecek depremlerde de bilgi amacıyla kullanılacak verilerin bulunduğu projenin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a sunulduğu ve kıymetli bulunduğu bildirildi. Ayrıca bölgede yapılan analizler sonucu sağlık alanında yaşanan aksaklık ve materyal eksiklikleri TÜBİTAK tarafından yetkili kurumlara bildirilecek.
'DEPREMZEDELER KENDİ HASTALIKLARINI UNUTMUŞ'
Dr. Öğr. Üyesi Tuğba Bilgehan, projeye ilişkin açıklamada, "Öncelikle biz çadır kentte yaşayan bireyleri ziyaret ettik. Burada kronik hastalıkların ne sıklıkla görüldüğünü, hangi hastalıkların olduğunun tespitini yapmak istedik. Ön bulgular ışığında şunu söyleyebilirim; ülkemizde sıklıkla görülen başta diyabet olmak üzere hipertansiyon, solunum yolu hastalıkları, astım, kalp yetmezliği, kas-iskelet hastalıklarının en önce görüldüğünü tespit ettik. İnsanlar çadırlarında hem yas yaşadıkları için hem depremden etkilendikleri için bir travma ile birlikte hastalıklarını unutmuş. Biz onlara bir hatırlatma vermiş olduk, kronik hastalıklarının farkına varmış oldular. Bazı ilaçları almayı unutmuşlardı, bizim onlara verdiğimiz bilgilerle birlikte yeniden bir olumlu yönelimde bulunmuş oldular" dedi.
'SIKLIKLA GÖRÜLEN SEMPTOMLAR UYKUSUZLUK, İSHAL, KABIZLIK'
Deprem bölgesinde semptom yönetimi ve semptom kontrolü de yaptıklarını belirten Tuğba Bilgehan şunları söyledi:
Depremden sonra sıklıkla görülebilecek olan 30 semptom belirledik. Deprem öncesi, deprem sonrası ve ne kadar arttığına yönelik bir çalışma yaparak veriler topladık. Elde ettiğimiz bilgilere göre yine sıklıkla uyku sorunlarının ortaya çıktığını tespit ettik.
Burada insanların alışık olmadığı bir alanda yaşamaları, çadır kent koşulları, bununla birlikte yine çadırlarda yas olması nedeniyle kişilerde uykusuzluk, uykuya dalmada güçlük, kabus görme gibi sorunlar olduğunu belirledik. Yine deprem sonrası artış gösteren önemli semptomlardan bazıları kabızlık, ishal, baş ağrısı, iştahsızlık, çabuk yorulma gibi semptomlardı.
Bunların yine çadır kentin şartlarına bağlı oluşan semptomlar olduğunu düşünmekteyiz. Deprem ile baş etme stratejisini, 3 alt boyutta ele aldık. Manevi alt boyutu vardı, olumlu yönden ele alma ve sosyal destek arama boyutları bulunmakta. Burada her 3 boyutun da gerçekten yüksek puanlar aldığını fark ettik.
Bu durum aslında belki insanların mücadeleye olumlu yönden bakarak ve depremin zorluklarına rağmen mücadele ederek, aynı zamanda maneviyatlarını kuvvetlendirerek baş ettiklerini gördük.