Türk ve Alman vatandaşı gazeteci Deniz Yücel 253 gündür demir parmaklıklar arkasında. Almanya merkezli Die Welt gazetesinin Türkiye muhabiri Yücel, "halkı kin ve düşmanlığa tahrik" ve "terör propagandası" yapmak suçlamasıyla şubat ayında tutuklandı.
Yücel, hakkında uzun süredir bir iddianame hazırlanmadığı ve hâkim karşısına çıkarılmadığı gerekçesiyle Nisan ayında avukatları aracılığıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvurdu. Yücel'in çalıştığı gazetenin bağlı olduğu medya grubu WeltN24 de muhabirlerinin "basın ve habercilik hakkının ihlal edildiği" gerekçesiyle Ağustos ayında AİHM başvurusunda bulundu.
Mayıs ayında iç tüzük değişikliğine giden AİHM, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde öngörülmüş bir hakkın kullanımıyla doğrudan bağlantılı olarak gözaltında ya da tutuklu olan bireyler tarafından yapılan başvuruları "acil" koduyla işleme koyma kararı alarak Yücel'in dosyasına öncelik verileceğini açıkladı.
Mayıs ayı verilerine göre, önünde Türkiye'ye karşı açılmış 23 bin dava dosyası bulunan AİHM'nin, Yücel'in başvurusu konusunda Ankara'ya tanıdığı süre 24 Ekim'de doluyor.
Gazetecinin avukatı Veysel Ok, Türkiye'nin vereceği yanıt konusunda umutlu, ancak beklentileri gerçekçi tutmak gerektiği kanaatinde. DW Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Ok, "Türkiye'nin ekstra süre talep etme hakkı var, daha önceden Ahmet Altan dosyasında Türkiye'ye üç hafta süre verildi" şeklinde konuştu.
Çift pasaport sahibi Yücel, RedHack adlı grubun, Enerji Bakanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın damadı Berat Albayrak'ın kişisel emaillerini ele geçirmesi ve bunları Wikileaks isimli internet sitesi üzerinden yayınlamasını haberleştirmiş ve bundan dolayı ifade vermek üzere Şubat ayında İstanbul'da emniyet müdürlüğüne davet edilmişti.
Davete riayet eden Yücel 17 Şubat'ta gözaltına alınmış, 10 gün sonra da tutuklanmıştı. "Deniz'in tutuklanma gerekçesi 'halkı kin ve düşmanlığa tahrik', 'terör propagandası' ve bu suçlamaya delil teşkil eden kaynaklar ise haberler" diyen Ok, şiddet çağrısı olmadığı sürece haber yapmanın ve yayınlamanın bir suç olmayacağını kaydetti.
Yücel'in tutuklandığı sırada öne sürülen gerekçelerin herhangi bir suç unsuru teşkil etmediğini savunan Avukat, "AİHM'nin içtihatları, yerel hukuk, Türk Ceza Kanunu ve anayasayı dikkate alırsak Deniz'in değil mahkûm olması, şu an bile tahliye olması gerekir" ifadesini kullandı.
Yücel, 15 Temmuz 2016'daki başarısız darbe girişiminden bu yana tutuklanan gazetecilerden sadece biri. İstanbul merkezli bağımsız gazetecilik platformu P24'ün verilerine göre Türkiye'de halen 150'nin üzerinde tutuklu gazeteci bulunuyor ve bu kişilerin birçoğu darbe girişimi sonrasında hapse kondu.
Deniz ile Silivri Hapishanesi'nde haftalık görüşmesinden dönen eşi Dilek Yücel devam eden tutukluluk halini hayretle karşılıyor. DW'nin sorularını yanıtlayan Yüksel, "İddianamenin hazırlanmayışı zaten büyük bir fiyasko" şeklinde konuştu.
Bu kadar zamandır bir iddianamenin neden hazırlanmadığını merak eden Yücel, Deniz'in avukatı Ok'un savcıyla görüşemediğini ekledi.
Haberin devamını okumak için TIKLAYIN...