Almanya'daki Deniz Feneri e.V. bağlantılı soruşturma sonucunda
aralarında RTÜK eski Başkanı Zahid Akman, Kanal 7 Yönetim Kurulu
Başkanı Zekeriya Karaman'ın da bulunduğu 20 sanık hakkında açılan
davanın 12. duruşması görüldü. Çağlayan'daki İstanbul Adalet
Sarayı'nda bulunan 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada
sanıklar Ömer Zahit Karaman, Mehmet Gürhan, Nurgül Gürhan, İzzet
Kurum, Ahmet Coşar, Mehmet Sıddık Balıkçı ve Gökhan Gürbüz hazır
bulundu.
İlk olarak söz alan Deniz Feneri Derneği Almanya İflas Müdürlüğü
avukatı Mehmet Doğan, önceki celse savcılığın açıkladığı mütalaada,
"Resmi evrakta sahtecilik" suçundan yargılanan 20 sanıktan 18'ine
beraat, 3 sanığında hakkındaki "Özel belgede sahtecilik", ve
"Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak" suçlarından zaman aşımı
nedeniyle düşmesi yönündeki talebine katılmadıklarını belirtti.
Soruşturmanın genişletilmesini talep eden avukat Doğan, sanıkların
cezalandırılmasını istedi.
Daha sonra söz alan sanık avukatlarından Ersan Şen, davanın açılmasına Almanya'da var olduğu belirtilen belgelerin neden olduğunu kaydetti. Mahkemenin, delil niteliğinde olduğunu belirttiği bu belgeleri istemesine rağmen gönderilmediğini ifade eden Şen, "Suçlamalarla iligili belgeler dosyada yok. O halde ben neyi nasıl savunayım" dedi. Davanın siyasete malzeme edildiğini ifade eden Şen, Deniz Feneri ismi, Zahit Akman ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın adı geçtiği için bu derece medyatik ve gündem olduğunu savundu. Suçlamalar yönünde hiçbir somut delil bulunmadığını belirten Şen, müvekkillerinin beraatini talep etti.
Sanık Mehmet Gürhan da yaptığı savunmada, Almanya'da 1,5 yıl
cezaevinde hücrede kaldığını, bazı kesimlerin kendisine baskı
yaparak, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ı da bu işin içine
katmaya çalıştıklarını ileri sürdü. Gürhan, bu durumu kabul
etmediği için kendisi hakkında bu davanın açıldığını
söyledi.
Karar vermek üzere dosyayı incelenmeye alan Mahkeme Heyeti,
duruşmayı erteledi.
DAVANIN GEÇMİŞİ
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, Zahid Akman ve Zekeriya
Karaman'ın da aralarında bulunduğu 20 şüpheli hakkında hazırladığı
iddianamede, "özel belgede sahtecilik", "kamu görevlisinin
sahtecilik suçuna iştiraki" ve "hizmet nedeniyle güveni kötüye
kullanma" suçlamaları yöneltilmiş, 25 şüpheli hakkında ise "ek
takipsizlik kararı" verilmişti. İddianameyi kabul eden Ankara 3.
Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti, dosyayı esastan değerlendirmeye
almıştı. Suçlama konusu eylemlere ilişkin yargılama yerinin
İstanbul olduğuna kanaat getiren mahkeme, "yetkisizlik" kararı ile
dava dosyasının görevli ve yetkili İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi'ne
gönderilmesine hükmetmişti.
Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nin "yetkisizlik" kararını yerinde gören İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi davanın kendi mahkemelerinde görülmesini karara bağlamıştı. (DHA)