Star'ın iddialı dizisi Avlu ile ekranlara dönen ünlüoyuncu Demet Evgar, Milliyet Gazetesi'ne röportaj verdi.
- ‘Avlu’ dizisi için nasıl bir ön çalışma yaptınız? Cezaevinde kalmış ya da orada bulunan mahkumlarla görüştünüz mü?
Hayır, kimseyle görüşmedim. Çünkü hapishaneyle ilgili fikri olmayan bir kadın olarak giriyorum oraya. İleriki bölümler için gidip görmek mümkün olabilir.
- ‘Kader mahkumu’ diye bir şey var mı?
Bence var. Her şeyden evvel, suçlar ve cezalar memleketten memlekete değişiyor. ‘Coğrafya kaderindir’ sözüne inanıyorum. Kader mahkumluğuna da... Ama rüzgarın önüne katıp, gönlünce sürüklediği yapraklar olmadığımızı da biliyorum.
- Proje, erkek hegemonyasında ezilen kadınların dramını anlatıyor. Ölmezse ve yaralanmazsa bir erkek yüzünden hapse giriyor kadın... Bu kadınlar nasıl kurtulur?
Dizi, sadece erkek hegemonyasında ezilen kadınları anlatmıyor. Kadının kadına yaptığını da anlatıyor, insanın insana yaptığını da... Bu kadınların ve insanların acıları görünür olup, buna alışılmadıkça çözülür. Her gün üçüncü sayfada görüyoruz zaten. Asıl sıkıntı alışıyoruz ve normalleştiriyoruz! Maalesef başımıza gelene kadar bekliyoruz.
- Canlandırdığınız karakterin ne kadarı üzerinize yapışıyor, yani set bittiğinde hiçbir şey olmamış gibi hayatınıza dönebiliyor musunuz?
Gerekli sahneyi gerektiği gibi oynuyoruz. Bitince de bitiyor. Aksi çok hastalıklı olur.Kendi hayatımıza ve belki de oradaki karakterlerimizi oynamaya gücümüz yetmez. Şahsen kendimden güç alıyorum, dolayısıyla kendimi korumak zorundayım. Ama elbette hiçbir şey olmamış gibi değil, ‘artık o sahneyi oynamış ben’ olarak devam ediyorum. Bu da beni daha da şükretmeye yöneltiyor.
- Bu kadar çeşitli karakteri canlandırmak için nasıl bir ruh gerekiyor? Komedi oynuyorsunuz, dramda yer alıyorsunuz... Her rolünüzle bir önceki karakterinizi unutturuyorsunuz...
Sanırım kendimi koruyarak oluyor. Her rol için kendimden yola
çıkıyorum ama kendime başka geçmişler yazarak...
Beyin, bu oyuna kanmaya ve hayatına oynadığın rol gibi devam etmeye
çok hazırdır tabii. Dikkatli olmak gerek.
- Türkiye’de kadın oyuncu olmak nasıl?
Önce kadını insandan ayırmadan düşünen bir toplum yaratmak, en büyük niyet olmalı. Hepimiz aynı gemideyiz. Bu, hep unutuğumuz şey. Bunları hatırlayarak işe başlasak, zaten iç güdülerimiz hepimize ne yapmamız gerektiğini söyleyecektir.
Röportajın devamını okumak için TIKLAYIN