Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, oyuncu Defne Halman'ın "Sadri Alışık Ödül Töreni"nde Rumelihisarı'ndaki mescidin yapılmaması için sanatçıların harekete geçmesi çağrısında bulunmasının ardından, ünlü sanatçıyı hedef göstermişti.
Halman'ın sözlerini sert bir dille eleştiren Erdoğan, ''Bir ödül töreninde sanatçı olduğu iddia edilen birileri "Biz buraya mescit yaptırmayız" diyor. Siz kimin bağından kimi kovuyorsunuz. Orası zaten ibadet mekanı'' ifadelerini kullanmıştı.
Sanat Meclisi üyeleri, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın oyuncu Defne Halman'ı hedef göstermesine tepki gösterdi ve Halman'ı desteklediklerini belirten bir açıklama yayınladı.
Sosyal medyadan paylaşılan açıklamada; "Defne Halman yalnız değildir" ifadelerine yer verildi.
İşte, o açıklama:
DEFNE HARMAN YALNIZ DEĞİLDİR!
SANATÇIYA SALDIRILARINIZA KARŞI DİRENECEĞİZ!
Her gün yeni bir sindirme, baskı ve susturma saldırısına tanık oluyoruz.
Sanatçılar üzerinde yoğunlaşan bu saldırıları, bir sindirme operasyonu olarak değerlendiriyoruz!
Bir videoda oynadıkları gerekçesiyle yapılan suç duyurusu nedeniyle çeşitli sanatçılar hala savcılıkta ifade veriyor, işten atılıyor, itibarsızlaştırılıyor.
Şimdi de Sadri Alışık Ödül Töreninde söylediği sözler nedeniyle Tiyatrocu Defne Halman’a karşı yürütülen kampanya başlatıldı. Niçin?
Çünkü “Birlikte ne kadar güçlüyüz. Ne kadar güzeliz. Bu gücümüzü sansüre karşı koymak için kullanalım. AKM’yi çürümeye bırakanlara dur demek için kullanalım. Rumeli Hisarı sahnesine mescit yapmak isteyenlere izin vermeyelim. Hep beraber sesimiz çok yüksek çıkıyor. Beraber direnelim…” dediği için!
Bu sözler, bir gerçeğin ifadesidir!
Yandaş basından başlayıp devletin en yüksek kademesine kadar
uzanan isimleri bu kadar kızdıran şey nedir? Bir sanatçı, söylediği
ve doğru söylediği bu sözler nedeniyle neden hedef
gösterilir?
Söylenen her sözün, atılan her adımın muhatabı Recep Tayyip Erdoğan
mıdır?
Basit bir park, yeşil alan, tarihi bina veya sosyal hayata dair en sıradan bir sorun hakkında fikir beyan eden herkes neden Recep Tayyip Erdoğan tarafından “siz kimin bağından kimi kovuyorsunuz” diye azarlanır, “şer örgütü” elemanı olarak etiketlenir?
Yandaş basın neden haber yapmak yerine bir kampanyanın tetikçiliğini yapar?
Nasıl bir dönemdir bu dönem?
Nefes almanın bile izne tabi olduğu bir hayat istemiyoruz. İktidarın hoşlanmadığı her eleştiriyi ondan önce göğüsleme telaşındaki gayrı resmilere ve her yaprak kıpırtısını “Gezi olayları sırasındaki gizli işbirliğinin aleniyete dökülmesi” olarak algılayıp bunu açıklamayı kendine dert edinen resmilere karşı, sanatçı dostumuz Defne Halman’ın yanındayız… Ve sonuna kadar beraberiz.
Sanata ve duyarlı sanatçıya karşı yürütülen susturma operasyonlarına son!
SANAT MECLİSİ