Davutoğlu’ndan Bahçeli’ye sert eleştiri! 'Bir dersi de o hak etti'

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli için, "Dilinin ucunda hiç muhabbet sözcüğünü gördünüz mü? Birine selam verip selam aldığını, dilinden güzel bir söz çıktığını gördünüz mü? Donuk bir yüz, nefret dolu bir söz başka bir şey yok" ifadelerini kullandı.

Google Haberlere Abone ol
Davutoğlu’ndan Bahçeli’ye sert eleştiri! 'Bir dersi de o hak etti'

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, partisinin il kongresine katılmak üzere Denizli'ye geldi. İlbadı Mezarlığı'nda Ahmet Hulusi Efendi'nin mezarını ziyaret eden Davutoğlu, Bayramyeri'nde vatandaşlar ve esnafla buluştu. Gazi Bulvarı üzerinden yürüyerek kongrenin yapılacağı salona gelen Davutoğlu yolda sık sık vatandaşlarla sohbet etti. İl kongresinde konuşan Davutoğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye yüklendi.

“GERÇEKLERDEN TAMAMEN KOPMUŞ, HAYAL ALEMİNDE YAŞIYOR”

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın hayal aleminde yaşadığını ileri süren Davutoğlu, “Gün birlik günü. Gün vizyon çizme günü. Halkla beraber olma günü. Aylardır Anadolu sathında vatanı geziyoruz. Dün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bir açıklaması oldu. Dinlediğimde hayret ettim; ‘Biz Anadolu'yu gezerken muhalefet liderleri evlerinde bir odadan diğerine gitmekle meşgul' diyor. Gerçeklerden tamamen kopmuş durumda. Hayal aleminde yaşıyor” ifadelerini kullandı.

“VATANDAŞ CİDDİ TEPKİ GÖSTERİYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan kalabalık konvoylar ve koruma orduları ile dolaştığını belirten Davutoğlu şu ifadeleri kullandı:

* İlçe ilçe geziyoruz, köy köy geziyoruz, sokak sokak geziyoruz. Her yerde vatandaşlarımızla buluşuyoruz.

* Bütün bunlar aslında bir körlüğün işareti. Halktan koptular. Halkın dertlerine kopanlara karşı vatandaş ciddi tepki gösteriyor.

* Erdoğan korumaları ile sokakta gezerken biz herhangi bir tedbir olmadan halkın arasındayız. Bu durumu kıskançlıkla görüyorlar.

BAHÇELİ'Yİ BÖYLE ELEŞTİRDİ: DONUK BİR YÜZ NEFRET DOLU BİR SÖZ…


Davutoğlu il kongresindeki konuşmasının büyük bölümünü MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye ayırdı. “Biraz sayın Bahçeli'nin son iki tweeti üzerine yoğunlaşmak istiyorum” diyen Davutoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

* Bir dersi de o hak etti. Buradan vermek istiyorum. Ümit ederim bizi dinler ve bazı hususları ne kadar az bildiğini görür.

* Seçim kazanmak için Osman Öcalan'ın TRT'ye çıkarılmasına, seçim kazanmak için İmralı'dan mektup getirilmesine ve dahi nice zillete ses çıkarmayan Bahçeli, bizlere dönük kendince bir takım ithamlarda bulunuyor. Mevlana der ki; dilden önce yüreği tedavi etmek gerekir.

* 25 yıllık genel başkanlık dönemi var. Siyasetteki varlığı yarım asra yakın. Sayın Bahçeli'nin yüzünün tebessüm ettiğini son olarak kim gördü?

* Dilinin ucunda hiç muhabbet sözcüğünü gördünüz mü? Birine selam verip selam aldığını, dilinden güzel bir söz çıktığını gördünüz mü? Donuk bir yüz, nefret dolu bir söz başka bir şey yok.

* Konuştuğu zaman da nezaketi aşarak nefret söyleminde bulunuyor. Bizler ise güler yüzümüzle biliniyoruz.

“BİRAZ SOHBET ET”

* Sayın Bahçeli bu milletin onunla ilgili algısı sebebiyle tamamen sert siyaset söylemini siyaset sanıyor. Herkese ayar vermeye çalışıyor. Gören de bütün bu vatanın tek savunucu o sanacak. Devletin bekası sanki ona bağlı…

* İnsanların yüreğinde öfke varsa, kendisi ile barışık değilse en yakın arkadaşına bile tebessüm edemez.

* Biraz sohbet et, biraz tebessüm et, biraz muhabbetle konuş. Nihayetinde biz topraktan geldik toprağa gideceğiz. Toprak gibi zahid su gibi aziz olmak lazım.

* Sayın Bahçeli'nin sohbet eksikliği var muhabbet eksikliği var.

“BEN TAYYİP ERDOĞAN DEĞİLİM, BANA KİMSE AYAR VEREMEZ”

Davutoğlu konuşmasında şu görüşlere yer verdi:

*Bir Iraklı gazeteci ile yaptığım söyleşide Amed ifadesini kullandım diye ‘Diyarbakır diyeceksin' diyerek hitapta bulunuyor.

* Ben öyle ikide bir ayar verdiğin Tayyip Erdoğan değilim. Bana kimse ayar veremez.

* Yukarıdan öyle şunu diyeceksin bunu diyeceksin… Yok öyle şey. Bize kimse ayar veremez. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına da kimse yapacaksın, edeceksin vurgusu ile konuşamaz.

* Diyarbakır'ın tarihte iki ismi var. Amed ve Diyarbekir. Baksın biraz araştırsın. Araştırmadan konuşmasın. Amed ne Türkçe, ne Kürtçe, ne de Zazaca… Amed Asurcadır. Biraz tarih okusun.

* Daha Türkmen tarihini bilmeyeceksin, Türkmen beyi olduğunu iddia edeceksin.

*Burada beni herkes Yörük Ahmet diye karşıladı. Türkmen obalarının Anadolu'daki tarihini bilmeyeceksin, onların kullandığı isimleri bilmeyeceksin sonra konuşacaksın.

* Ne Dede Korkut'tan ne Türkmen boylarından haberi var? Önce bunları bilmesi gerekir.

* Son olarak ne zaman bir Diyarbakırlı çocuğun başını, saçını okşadın? Ne zaman bir Diyarbakırlının derdi ile dertlendin? Ne zaman Diyarbakır'da Ulu cami önünde milletin birliğinden bahsettin?

* Biz isimlere değil manalara bakıyoruz. Mevlana ‘Adalet ağacı sulamaktır zulüm dikeni sulamaktır' der. Siz bu memlekette dana dikenini suluyorsunuz. Herkes bu vatanın eşit evlatları olarak hür bir şekilde yaşayacak.

* Sayın Bahçeli İstanbul konusunda da bize ders vermeye kalktı. İstanbul'un nasıl bir Türk ve İslam şehri olduğunu kitaplarımda anlattım. Hem az okuyor hem okuduğunu anlamıyor.

* Kürt vatandaşlar Türkiye'nin her yerinde… Bunu anlatırken en çok Kürt yaşayan şehir İstanbul dedim. Bu İstanbul'un Türk ve İslam şehri olduğunu reddetmek anlamına mı geliyor?

* Biraz ileri gideyim. Balkanlara gideyim. En büyük Arnavut şehri Tiran değil İstanbul'dur.

* Sayın Bahçeli Türk milliyetçiliğini, Türk kavramını yanlış yorumlayarak bugün bu kavramların kuşatıcılığını da kaybetti. İstanbul bir medeniyet başkentidir ve hep öyle kalacaktır.

“KENDİ OYLARINI KEMİKLEŞTİRMEK İSTİYOR”

* Bunlar Kürt'lerin sevdiği Türk'ten, Türk'lerin sevdiği Kürt'ten hoşlanmazlar. Kendi oylarını kemikleştirmek isterler. Karşı tarafın oylarını da kemikleştirerek siyasetini sürdürmek ister. Bizler ise herkesin eşit yaşadığı bir geleceği inşa etmek istiyoruz.

* Diyarbakır'a gittiğinde Erdoğan'a ‘Serok' dediklerinde Bahçeli susuyor. Bu ifade bana ne zaman kullanıldı?  Mehmetçikle, polisle birer birer barikat kuran, hendek kazan unsurları şehirlerden temizliyoruz. Öyle bir dönemde Diyarbakır'a gittiğimizde binlerce insan toplanıp hoş geldiniz dediği zaman…

* Benim bir Türkmen çocuğu olarak bu ülkede ne kadar hakkım varsa Dicle kenarında doğan bir Kürt çocuğunun da o kadar hakkı vardır.

* Biz terörle mücadele döneminde her hafta sonu Güneydoğu'daydık o insanlarla. Siz ise Ankara'da oturuyordunuz. Biz bu mücadeleyi tek başımıza verdik, askerimizle güvelik güçlerimizle.

* Bingöl Adaklı ilçesine 50 yıldır hiçbir siyasetçi gitmemiş. Sancak beldesine gitmemiş. Lice, Kulp bölgesine giden olmamış. Bahçeli'ye sesleniyorum; Diyarbakır aziz vatanın bir parçasıdır. Ankara'dan ahkam kesmek değil, Diyarbakırlı çocuklarla omuz omuza vermek gerekir.

* Onlar ister ki, Diyarbakırlılar bir partiye oy versin onlar da İç Anadolu'da kendi partilerine oy toplasınlar. Bu oyuna sokmayacağız.

*  Diyarbakır’dan da oy alacağız İç Anadolu'dan da… Türkiye'nin her yerinden oy alacağız. Aramızdaki siyaset farkı bu.

* Millet ancak böyle bir arada tutulur. Vatanın birliği muhabbet diliyle kurulur. Konuşmadığınız kitleler sizin kaderdaşınız olmaktan çıkar. Bahçeli'ye sözüm şudur, isim üzerinde tartışmaktansa Diyarbakır'a gidin. Hani'ye gidin. İnsanlarla konuşun.

“HANGİ EFENDİLERDEN KORKUYORSUNUZ?”

* Sayın Bahçeli, ‘sen ve efendilerin' diye bir ifade kullanıyor. Benim efendilerim varmış. Evet var! Ahpmet Hulusi Efendi, Merkezefendi… Biz o efendilerden ders aldık. Kimsenin önünde diz çökmeyiz.

* Bütün Türk tarihinin en ağır hakareti Trump tarafından Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanına yapıldı. Sizi susmaya teşvik eden efendileriniz kimlerdi acaba? Hangi efendilerden korkuyorsunuz?

* Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı kapısının önünde dakikalarca beklediği, TV kaydı alınarak Rus televizyonlarında yayınlanması karşısında sizi sessiz kılan hangi efendiydi?

* Bütün dünya Uygur kardeşlerimizin dinine, inancına, örfüne sahip çıkarken sizin sus pus Ankara'da oturmanızı sağlayan efendiler kimler acaba? Hangi efendilerin talimatı ile susuyorsunuz?

* Bu ithamlara hakkı ile cevap vermezsek tekrar eder. Musibet ifadesi kullanıyor benim için… Bu genel başkanlığa geldiği günden bu yana milletin başındaki en büyük musibet neydi? Milletin başına ne geldi?

* 2001 ekonomik krizinde Türkiye bir gecede bütün ekonomik imkânlarını kaybetti. Bu krizde bu milletin başında kim vardı, Sayın Bahçeli…

* Şu anda bütün Türkiye; emekli, esnaf, çiftçi, kadınla, gençler umutsuzluk ve ızdırap içinde.  Bugün bu hükümetin ortağı kim? Bu gün bir yolsuzluk, yasaklar musibeti varsa bu hükümetin ortağı kim Sayın Bahçeli!

* Ben başbakanlığı bırakmak zorunda kaldım, Sayın Erdoğan, Bahçeli'yi ortak aldı. Bahçeli bütün yolsuzluk dosyalarını unuttu iktidarın ortağı oldu. Sayın Bahçeli, kaçamazsın! Bugün yaşanan musibetlerin ikinci sorumlusu sizsiniz.

Davutoğlu'na Denizli programında eşi Sare Davutoğlu'nun yanı sıra genel başkan yardımcıları Selçuk Özdağ, Ümit Yardım, Mustafa Güzel, Sema Silkin ve Selim Timuçin ile çok sayıda partili eşlik etti. (Sözcü)

Sıradaki Haber İçin Sürükleyin