Cumhuriyet'in haberine göre; Başbakan Ahmet Davutoğlu,
Güneydoğu'daki çatışma ortamının sona erdirilmesi talebiyle Barış
İçin Akademisyenler tarafından yayınlanan bildiriye imza atan Esra
Mungan, Kıvanç Ersoy ve Muzaffer Kaya'nın tutuklanmasına tepki
gösterdi.
Davutoğlu, üç akademisyenin bildiriye imza attıkları gerekçesiyle
tutuklanmasıyla ilgili olarak şu sözleri söyledi:
"Ben prensip olarak hüküm verilene kadar eğer herhangi bir hukuki
zorunluluk yoksa, insanların tutuklu yargılanmalarına karşıyım.
Sonunda beraat olursa, özgürlüklerin kısıtlanması geri ödenemeyecek
bir haktır. Bana en büyük cezayı versinler, ama konuşma, yürüme
özgürlüğümü elimden almasınlar. 28 Şubat’ta baskılar yaşamış bir
akademisyen olarak söylüyorum: Düşüncenin hiçbir türüne sınır
getirilmesini kabul edemem. Boğaziçi Üniversitesi’ndeki o
akademisyen (Esra Mungan) geçmişte başörtü yasağına da karşı çıkan
bir isim. Onunla ilgili olumsuz kanaatim yok. Aksine özgürlükçü
tutumunu duymuş olduğum bir isim. O parçalanmış bedenleri gördükten
sonra hâlâ bir akademisyen o bildiriyi PKK’yı eleştirmeden
okuyorsa, ben onunla ayrı bir düzlemde tartışır, mücadelemi
veririm. Hukuki konu ayrıdır."
Davutoğlu'nun, "Ben prensip olarak hüküm verilene kadar eğer
herhangi bir hukuki zorunluluk yoksa, insanların tutuklu
yargılanmalarına karşıyım" şeklindeki tepkisi, havuz medyası
tarafından sansürlendi.
'Havuz'un amiral gemisi Sabah, gazetecilerin akademisyenlerle ilgili sorusuna sayfalarına yer verdi, ancak Davutoğlu'nun açıklamalarının büyük bölümü sansüre uğradı. Sabah'ın sayfalarında yer verdiği, makaslanmış yanıt şöyle:
"Akademisyenlere eleştirilerimi hatırlarsınız. PKK'ya dönük
eleştiri yok. O zaman daha Kızılay saldırısı olmamıştı. Parçalanmış
bedenleri gördükten sonra hala bir iki akademisyen o bildiriyi
PKK'yı eleştirmeden okuyorsa, onunla ayrı bir düzlemde mücadele
veririm."
AKP yandaşı gazetelerden Star ve Yeni Şafak ise Davutoğlu'nun açıklamalarındaki 'akademisyen' bölümünü hiç görmemeyi tercih etti.