Bugünkü köşe yazısının bir bölümünü Soral’ın eleştirilerine cevap vermeye ayıran Küçükkaya, gazetenin tarihini hatırlattı ve “Cumhuriyet’in yayın çizgisi bellidir. Kimsenin gücü o çizgiyi değiştirmeye yetmez, zaten yetmedi de” dedi. Küçükkaya, Uğur Mumcu’nun “Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz!..” sözlerine de değinerek, “Cumhuriyet’in tarihini bilmeden, “yazar” olunmaz!..”diye ekledi.
“Kasap ya da hırdavatçı işletmek isteyen birileri çıkabilir"
“Büyük kurumları yönettim. Yöneticilik nedir, işletme nedir bilirim. Bir dükkân ya kasaptır, ya manavdır, ya hırdavatçıdır, ya tuhafiyedir. Yani ne sattığı bellidir. Uzmanlığı açıktır. Sattığı ürün iyiyse, rakiplerini geride bırakır. Ben akıllıyım; aynı dükkân içinde hem hırdavat satarım, hem tuhafiye, hem et, hem sebze... Böylece daha çok müşteri gelir dersen... Hiçbirisini satamazsın!” diyen Soral’a “Kasap ya da hırdavatçı işletmek isteyen birileri çıkabilir. Ne kasaplığı biliriz ne de hırdavatçılığı. Bizim parayla, pulla işimiz olmaz. Biz yalnızca gazeteciliği biliriz. Bir de aydınlanma ışığımız olan Atatürk’ü!..” cevabını veren Küçükkaya, şöyle devam etti:
"Zor günler geçirdik, ama Cumhuriyet’in emekçileri için öncelik hep gazete oldu. O yüzden yazarlarımızla, muhabirlerimizle, yazıişleri ekibimizle, tüm servislerimizle her gün Türkiye’nin en iyi gazetesini çıkarıyoruz.
Cumhuriyet’i Yunus Nadi kurdu, Nadir Nadi ve Berin Nadi kurumsallaştırdı. Başyazarımız İlhan Selçuk’un emanetidir bu gazete. O emanet şimdi Cumhuriyet Vakfı’nın Yönetim Kurulu Başkanı, ağabeyim Alev Coşkun’un, değerli yönetim kurulu üyelerinin ve bizlerin elinde...
Habercilikten taviz vermiyoruz, değerli yazarlarımızın her dönemde korkmadan vurguladıkları 'hukuksuzlukları' ele alan yazılarıyla daha da güçleniyoruz.
Cumhuriyet’in simge ismi Uğur Mumcu Ağabeyimiz ne demişti:
'Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz!..'
Cumhuriyet’in tarihini bilmeden, 'yazar' olunmaz!.."
"Kimi yazarların Demirtaş, Kavala, HDP'yi bir arada, sürekli işlemeleri beni düşündürdü..."
Cumhuriyet’in yeni yazarlarından Bartu Soral, gazetesinin yayın çizgisine dair eleştirilerde bulunmuş ve pazar günkü köşe yazısında, "Genel yayın tutumu ve kimi yazarların köşelerinde yargı kararları ile Demirtaş, Kavala, HDP’yi bir arada, sürekli işlemeleri beni düşündürdü..." ifadelerini kaleme almıştı.