İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi’nin Cumhuriyet'in eski yazar ve yöneticilerinin yargılandığı davaya ilişkin verdiği onama kararına karşı Yargıtay’a itirazda bulunuldu.
Mahkûmiyet kararlarının açıkça hukuka aykırı olması nedeniyle
bozulması gerektiği vurgulanan dilekçede, Yargıtay’dan 5 yılın
altında hapis cezası alanların da temyiz hakkının olduğunun kabul
edilmesi ve bu isimler yönünden infazın ertelenmesi talep edildi.
Dilekçede ayrıca, 5 yılın altında hapis cezası alanlara temyiz
yolunu kapatan yasa maddesinin de iptali için Anayasa Mahkemesi’nde
dava açılması, AYM’den karar çıkana kadar davanın geri bırakılması
istendi.
Cumhuriyet davası avukatlarından Duygun Yarsuvat, Fikret İlkiz,
Bahri Bayram Belen, Aynur Tuncel, Tora Pekin, Abbas Yalçın ve Halil
Kocabaş imzalı toplamda 208 sayfalık temyiz dilekçesi, dün istinaf
mahkemesi aracılığıyla Yargıtay 16. Ceza Dairesi’ne gönderildi.
Dilekçede, yalnızca 5 yıl üstü ceza alan Murat Sabuncu, Akın
Atalay, Aydın Engin, Ahmet Şık, Hikmet Çetinkaya, Orhan Erinç
yönünden değil, kararları istinaf tarafından “kesin” olarak onanan
ve cezaları 5 yılın altında olan Güray Öz, Musa Kart, Hakan Kara,
Önder Çelik, Emre İper, Mustafa Kemal Güngör ve Bülent Utku için de
itirazda bulunuldu.
Eşitsizlik yaratır
5 yıl üzeri ceza alanların onama kararı verilmediği için hapse
girmeyecekleri anımsatılan dilekçede, buna karşılık 5 yılın altında
kalan cezaların ise infazına başlanacağı ifade edildi. Dilekçede,
“Bu düzenlemenin sonuçları eşitsizlik yaratmaktadır. Birbirleriyle
eşit olan sanıklar arasında ortaya çıkan eşitsizlik ortadadır.
Kanuni düzenleme ile eşitler arasında eşitsizlik yaratılamaz.
Herkes hakkındaki hükmün bir yüksek mahkeme tarafından yeniden
incelenmesi hakkına sahiptir” denildi. Bu durumun adil yargılanma
hakkını ihlal edeceği, eşitlik ilkesini zedeleyeceği anlatılan
dilekçede, “Hapis cezaları için, yani hürriyeti bağlayıcı cezalar
bakımından temyiz yolunun bir kısım mahkûmiyetler için açık, bir
kısım cezalar yönünden kapalı olması, kişi özgürlüğü ve güvenliği
ilkesine de aykırıdır” değerlendirmesi yapıldı.
AYM’de dava
Yargıtay’dan 5 yıl altındakilere temyiz yolunu kapatan CMK’nin
286/2 a-b maddesinin anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle Anayasa
Mahkemesi’ne taşınması istenen dilekçede, “Anayasanın 2, 5, 10, 36.
maddelerine ve AİHS Ek 7. Protokolünün 2. maddesine açıkça aykırı
olması nedeniyle CMK m. 286/2. a-b bentlerinin iptali gerekir.
Anayasaya aykırılık itirazımızın ciddi bulunması ve dava dosyasının
Anayasa Mahkemesi’ne gönderilmesine ve verilecek karara kadar
davanın geri bırakılmasına karar verilmesi talebimizdir”
denildi.
5 yıl altında ceza alanların da temyiz talebinin kabul edilmesi
istenen dilekçede, şu hukuki gerekçeler sıralandı: “Eğer bu
müvekkillerimizin temyiz hakkı olmadığı gerekçesiyle infazın
başlamasına izin verilirse hukuka aykırı bir karar infaz edilmiş
olacaktır. Bu denli adalete, hukuka ve vicdana aykırı bir uygulama
ceza yargılamasında olmamalıdır. Sanıkların aynı suçu işlediği
halde kimine aldığı cezanın beş yıldan az veya çok olmasına göre
temyiz yoluna başvuramaması anayasa 10. maddesinde düzenlenen
eşitlik hakkını açık ihlali olduğu düşünülmüştür. İptali istenen
yasal düzenlemeyle anayasal hak arama özgürlüğü ve hukuk önünde
eşitlik ilkeleri altüst edilmiştir.”
Gazeteciliğe darbe
Davanın esasına ilişkin değerlendirmelere yer verilen dilekçede
Cumhuriyet davasının Türkiye’nin basın özgürlüğü/halkın haber alma
hakkına vurulmuş telafisi zor bir darbe olduğu belirtilerek kararın
kesinleşmesi durumunda Türkiye’de özgür yayıncılık / gazetecilik
faaliyetinin yargı eliyle sona erdirileceğinin vurgusu
yapıldı.