Bahçeşehir Üniversitesi bünyesinde açılan Dijital Medya İletişimi ve Yurttaş Gazeteciliği sertifika programı, her hafta geleneksel ve yeni medyadan ünlü gazetecileri, iletişim sektöründen akademisyenleri, dijital medyaya yön veren teknisyen ve yöneticileri öğrencilerle buluşturuyor. Her Cumartesi yapılan derslerde bu hafta, Cumhurbaşkanlığı Fotoğraf Dairesi Müdürü Mehmet Demirci de eğitimci olarak görev aldı. Demirci, hem gazetecelik geçmişini hem de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'le nasıl çalıştığını anlattı.
Cumhurbaşkanlığı fotoğraf servisi olarak montajcı, baskıcı, kameraman ve fotoğrafçılardan oluşan 10 kişinin üzerinde kalabalık bir ekiple çalıştıklarını söyleyen Demirci, 'Cumhurbaşkanın tüm programlarını fotoğraflıyoruz' dedi. Elden geldiğince sıra dışı anları fotoğraflamak için gayret gösterdiğini anlatan Demirci, Cumhurbaşkanı Gül'ün fotoğrafa olan ilgisinin işlerini kolaylaştırdığını kaydetti. Demirci'ye göre bu ilginin kökeni Gül'ün üniversite yıllarına dayanıyor. Cumhurbaşkanı üniversitedeyken fotoğrafçılık kulübüne üyeymiş.
Cumhurbaskanı Gül'ün sosyal medyadaki hesaplarına dair görsel unsurları foto-film birimi olarak karşılamaya çalıştıklarını belirten Demirci, "Seyahatler sonrasında elden geldiğince fotoğraflardan oluşan bir seçki yaparız ve Cumhurbaşkanımız bu seçki arasından twitter hesabında kullanacağı kareleri de kendisi seçer" dedi.
Cumhurbaşkanı Gül'ün gerçek anlamda bir fotoğraf tutkunu olduğunu belirten Demirci şöyle devam etti: "Cumhurbaşkanımız iyi fotoğrafın ne olduğunu çok iyi biliyor. Twitter’da kullanacağı fotoğrafları kendisi seçiyor. Kimi seyahetlerde, 'Bu akşam çok müthiş bir gün batımı vardı fotoğrafladınız mı ?' ya da 'Şu fotoğrafı daha geniş açılı bir lensle çekseydiniz daha iyi bir fotoğraf çıkardı' dediğine bire bir şahit oldum.
Demirci, Cumhurbaşkanlığı köşkünde misafir edilen yabancı siyasi liderlerin fotoğraflarını çektiklerini ve ayrıldıklarında, bu fotoğrafları onlara bir albüm olarak hediye ettiklerini de söyledi. Fotoğraf çekerken makamdan öte Cumhurbaşkanını insani yönleriyle görsellemeye çalıştığını belirten Demirci, 30 Ağustos’taki pijamalı hastane fotoğraflarını çekmeden önce danışmanlardan izin almış, Cumhurbaşkanını hasta yatağında fotoğraflama önerisi başlangıçta biraz yadırganmış ama sonuçta kabul edilmiş. Demirci hemen ardından, Gül’ün hastanedeki oda kapısını çalıp içeri girerek medyada geniş yer alan o meşhur fotoğrafları çekmiş.
Demirci fotoğrafları çektikten sonra çok fazla ortada gözükmemeye çalıştığını belirterek ekliyor: ‘Cumhurbaşkanının resmini çekerken, çoğu zaman haber vermem, bazen bir kapı aralığından uzanır ve çekimimi yaparım…’
Fotoğrafçılığın anı kovalamak olduğunu söyleyen Mehmet Demirci; "çektiğiniz fotoğrafınız anlattığı bir hikayesi olmalı. Bir amacı olmalı.Ve hikayenizi anlatmak için bir kareye hapis kalmayın" şeklinde konuştu.
Demirci’ye göre fotoğrafçılığa önem veren ve bunu iyi bir iletişim biçimi olarak değerlendiren siyasi liderin başında Atatürk geliyor.’Atatürk bu konuda çok esnek, salıncakta bile fotoğrafı var’ diyor Demirci…
Gazetecilik yaptığı yıllarda çok zorluklar yaşadığını da belirten Dmirci, ‘Yaptığım bir haberle Sudan’a 2 uçak dolusu malzeme gitmişti ama o süreçte ben kiramı bile ödeyemiyordum.’
Uzun yıllar dünyanın çeşitli bölgelerinde foto muhabiri olarak bulunan Mehmet Demirci, İstanbul ve New York merkezli olarak çalışıp pek çok savaş ve doğal afeti yerinde takip etti. Kendisi ABD Başkanlık seçimleri, Guantanamo Üssü gibi akreditasyon alması zor olan yerlere de girebilen sayılı Türkiyeli foto muhabirlerinden. Son 1 yıldır Cumhurbaşkanlığı’nda Foto Film Şube Müdürü olarak görev yapıyor.
Aşağıdaki fotoğrafta, Mehmet Demirci, Bahçeşehir Üniversitesi "Dijital Medya İletişimi ve Yurttaş Gazetecilik" proje koordinatörü Hıdır Geviş ile birlikte görülüyor...