Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fildişi Sahili ziyareti öncesi
havalimanında açıklama yaptı. Gazetecilerin Can Dündar ve Erdem
Gül'ün tahliyesine ilişkin çok sert bir yanıt verdi. İşte Erdoğanın
açıklamasından satır başları;
"BU İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ DEĞİL CASUSLUK DAVASI"
Bu olayın ifade özgürlüğüyle yakından uzaktan alakası yoktur, bu
casusluk davasıdır. Bana göre medyanın sınırsız özgürlüğü olamaz
dünyanın hiçbir yerinde de sınırsız özgürlüğü yoktur ve bu
haberlerde bu ülkenin başbakanına Cumhurbaşkanı'na saldırı
var.
"KARARA SESSİZ KALIYORUM, KABUL ETMEK ZORUNDA
DEĞİLİM"
Her şeyden önce şuana kadar ben bir açıklamada bulunmadım. Bu
konuyla ilgili konuşmadım. Şunu söylemek durumundayım; Bu olayın
ifade özgürlüğü ile yakından uzaktan alakası yoktur.
Cumhurbaşkanlığı Sözcümüz de bununla ilgili bazı açıklamaları
Cuma günü yapmıştı. Biz bakar kör olmak zorunda değiliz. Bazı
gerçekleri görmeliyiz. Bana göre medyanın sınırsız özgürlüğü
olamaz. Bu haberlerde bu ülkenin Başbakanına Cumhurbaşkanına
burada da her türlü saldırı vardır. Kalkacak Cumhurbaşkanına
Başbakana istediği gibi saldıracak da biz buna seyirci mi
kalacağız? Anayasa Mahkemesi bununla ilgili bir karar vermiş
olabilir ben bu karara ancak sessiz kalabilirim. Ama onu kabul
etmek durumunda değilim.
"MAHKEME KARARINDA DİRENEBİLİRDİ"
Anayasa mahkemesinin verdiği karara da uymuyorum, saygı da
duymuyorum. Çünkü ortada bir gerçek var. Bu bir beraat, tahliye
kararı değildir. Aslında onlarla ilgili kararı veren mahkeme o
kararında direnebilirdi.
"BİZİM İKTİDARIMIZDA CEZAEVİNE TIKMA YOKTUR"
Yüzlerce basın mensubunun cezaevine tıkıldığı günler bizden önceki
günlerdir. Bizim iktidarımızda bunlar cezaevlerinden çıkmışlardır.
Biz önlerini açtık ve biz bu yaptıklarımızda demek yanlış yaptık
herhalde. Hala bize saldıranlar, bunları görmezden gelerek
saldırıyor. İfade ve düşünce özgürlüğünün sonuna kadar yanındayım,
fakat o maskenin altında bu ülkeye saldırı hakkında kimseyi hak
tanınması taraftarı değilim çünkü bu casusluktur.
İstihbarat örgütleri, herhangi bir savcının rahatlıkla müdahale
edebileceği örgüt değildir. İstihbarat örgütlerinin sınırsız
diyebileceğimiz yetkiler vardır. Türkmenlere Milli İstihbarat
Teşkilatı'mız yardım götürüyor. Bu yardım sebebiyle sen kalkıp
müdahale edeceksin ve onları adeta düşman ordusunun mensuplarını
yakalamış gibi yere yatıracaksın, silahları onlara uzatacaksın ve
bu ülkede yargı makamında olanlar o sürecin resmedilmesine yardım
ve yataklık edenleri tahliye edecek. Ben bu kadar rahat onların
yanında olamıyorum ve bu konuda da inandığım doğrular neyse, bu
doğruların sonuna kadar arkasında olduğumu ifade etmek
istiyorum. Yola çıkıyorum, bundan sonra biraz daha ortalık
çalkalanabilir.