Katar ziyareti öncesi Siirt'e giderek açılış gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, kanaat önderleri ve STK'ların da yer aldığı Demokrasi Konuşmaları programına katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a eşi Emine Erdoğan ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu da eşlik etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerçekleştirilen programda gündeme dair açıklamalarda bulundu.
“BENİM MİLLETİM BUNLARIN DEFTERİNİ DÜRECEKTİR”
Sözlerine terörle mücadele konusuna değinerek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle konuştu:
Az önce Süleyman Bey bana bir müjde verdi. Bir mağarada sıkıştırılan toplamda 9 terörist halledildi. Onlar kaçacak biz kovalayacağız. Er ya da geç bunları kazımadan bize durmak duraksamak yok. Her ne kadar Bay Kemal onların parlamentodaki temsilcileriyle el ele omuz omuza Ankara'dan İstanbul'a yürüse de onlar gibi bizler de görevimizi yapacağız.
Benim milletim bunlarında defterini dürecektir. Bugünde burada Diyarbakır annelerimizden şehit annelerimize, azınlık temsilcilerimizden 28 Şubat mağdurlarına kadar herkesi dinleyeceğiz.
Ellerinde gelse bugün hala Türkiye'yi yeniden zihniyeti ve uygulamalarıyla tek parti faşizmine geri döndürecekler. Ellerinden gelse bu milletin hangi inanca hangi kökene sahip olursa olsun kendileri gibi düşünmeyen herkesi imha edecekler.
Hamdolsun başaramıyorlar, başaramayacaklar. Karanlığa asla teslim olmadık. Helalleşme diye ortaya atılanların buradaki kardeşlerimizden helallik almaları lazım. 1960 darbesinden 1980 darbesine 1997 postmodern darbesinden 15 Temmuz darbe girişimine uzanan bir utanç galerisinden geçerek geldiğimiz bu yer hepimiz için çok kıymetlidir.
“MESELENİN DOLAR OLMADIĞINI ANLAMAK İÇİN VİCDAN PENCERESİNDEN BAKMAK YETERLİ”
Ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan şu ifadeleri kullandı:
Milletimizin bütünlüğünü bozmak için oynanan oyunların farkındayız. Onun her fırsatta tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet diyoruz. Bunları söylerken de oynanan tüm senaryolara meydan okuyoruz.
Türkiye'yi geldiği noktayı yok sayıp bizi yeniden iç kavgalarımızın bataklığına itmek isteyenlere fırsat vermiyoruz. Irak'tan Suriye'ye, Libya'dan Sudan'a kadar pek çok yerde sergilenen oyun bizde de denenmek istendi. Bu hesaplaşmaların hepsinden de anlımızın akıyla çıktık.
Şimdi aynı mücadeleyi ekonomide veriyoruz. Şunu açıkça belirtmek istiyorum. 2008'de bizi teğet geçecek demiştim ve hatırlayın bizi teğet geçti. Burada meselenin dolar olmadığını meselenin faiz olmadığını anlamak için bir adım geriye çekilip akıl ve vicdan penceresinden fotoğrafa bakmak yeterlidir.
Siyasi özgürlük ile ekonomik özgürlük madalyonun iki yüzü gibidir. Biri olmadan diğeri anlamsızdır. Biz her nasıl bu süreçlerde vatandaşlarımızı özgürlüklerine kavuşturduysak. Ekonomide de yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve büyüme merkezli yeni programımızla refahı yaygınlaştıracağız.
“KANDİL'İN MENSUPLARI İLE ANKARA'DAN İSTANBUL'A YÜRÜYORSUN”
Demokrasi Konuşmaları kapsamında söz alan Diyarbakırlı annelerin konuşmaları sonrası sözlerine devam eden Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle konuştu:
Bay Kemal, ‘Kandili yakıp, yıkacağım' diyor. Sen Kandil'i yakıp yıkacağım diyorsun Kandil'in mensuplarıyla birlikte Ankara'dan İstanbul'a yürüyorsun. Bu nasıl yakmaktır nasıl yıkmaktır. Kimi aldatıyorsun. CHP'ye gönül veren kardeşlerime sesleniyorum.
Aman bu işe dikkat edelim. Şu anda HDP'nin önünde Diyarbakır anneleri var. Kaç kere bu annelerin yanına giderek ziyaret ettin? Onların derdiyle kaç kere dertlendin? Çünkü böyle bir dertleri yok ama bizim derdimiz var.
Biz bu derdimizle beraber inşallah Diyarbakır annelerinin diğer illere de yavaş yavaş savrulmasıyla hep yanında olduk, yanında olacağız. Onların evlatları dağdan geldikçe onları mutlu oldukça bizde mutlu olacağız. İşin sonunda terör örgütlerinin kökünü kazıyacağız.