Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından ilk yurt dışı ziyaretini gerçekleştirmek üzere Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne (KKTC) gitti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan KKTC temasları kapsamında Lefkoşa'daki Atatürk Anıtı'nı ziyaret ederek çelenk bıraktı.
Anıta çelenk bırakan ve anıt özel defterini imzalayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra kendisini bekleyen vatandaşları selamladı.
Ziyaretlerin ardından KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile Cumhurbaşkanı Erdoğan baş başa görüşme gerçekleşti. Görüşmeye daha sonra KKTC Başbakanı Ünal Üstel ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar da katıldı.
Yaklaşık 1 saat süren görüşmenin ardından iki lider kameralar karşısına geçti.
ANATAVAN İLE UYUM İÇİNDEYİZ
Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı seçimini kazanmasının ardından ilk ziyaretini KKTC'ye yapmasının önemini vurgulayan Tatar, "Mazlum milletlere ve Türk dünyasına sahip çıkacak bir anlayışınızın bütün dünyaya bu mesajın verilmesiyle şu anda biz de umutlanıyoruz." diye konuştu.
"Sizlerin öncülüğünde son 21 yılda anavatanımız Türkiye Cumhuriyeti büyük bir değişim ve dönüşüm gerçekleştirmiştir." ifadelerini kullanan Tatar, Kıbrıs'ta çok acılar çekildiğini ve çok badireler atlatıldığını hatırlattı.
Halen farklı oyunlarla ve entrikalarla anavatan Türkiye ile KKTC arasında nifak tohumları sokulmaya çalışıldığını, KKTC'yi içeriden bölme ve Türkiye ile ilişkilerin gelişmesine engel olmaya çalışanlar olduğunu belirten Tatar, "13'üncü Cumhurbaşkanı olarak aramızda bulunmanız bize güç vermektedir" diye konuştu.
TÜRKİYE'NİN DESTEĞİYLE YENİ SİYASET BÜTÜN DÜNYAYA ANLATILDI
Kıbrıs Türklerinin çok aşamalardan geçtiğini hatırlatan Tatar, bölgede taraflar arasındaki ilk görüşmenin 3 Haziran 1968'de yapıldığını ancak bu görüşmelerin 55 yıl boşa çıktığını çünkü diğer tarafın eşitlik temelinde anlaşmaya inanmadığını söyledi.
Tatar, "Bizleri onların boyunduruğu ve esareti altından, bizleri adadan temizlemek için yapılan bütün girişimleri sayenizde, anavatan desteğiyle, Türk Mukavemet Teşkilatı'nın buradaki şanlı direnişiyle o günleri hamdolsun hep atlattık. Şimdi gelinen noktada biz, sizlerin desteğiyle yeni siyaseti sonuna kadar sürdürmenin azim ve kararlılığı içindeyiz." ifadelerini kullandı.
Bu saatten sonra eskiye dönülemeyeceğini vurgulayan Tatar, ortaya yeni bir siyaset çıktığını ve Türkiye'nin, anavatanın desteğiyle bütün dünyaya bunu anlatmış vaziyette olduklarını belirtti.
MAVİ VATAN EMİN ELLERDE
Tatar, Mavi Vatan'da, Doğu Akdeniz'de küresel gelişmelere bağlı olarak jeostratejik ve jeopolitik açıdan Kıbrıs'ın öneminin hep belirtildiğine işaret ederek, "Şu anda gelinen noktada özellikle Ukrayna-Rusya savaşından sonra sizlerin liderliğinde, yine birtakım ciddi anlamda küresel dengelerin değişmeye başladığı bu noktada, Mavi Vatan ve KKTC'nin önemi o kadar da artmıştır diye değerlendiriyoruz." dedi.
Konuya ilişkin Tatar, "Dolayısıyla Mavi Vatan şu anda emin ellerdedir. Kıbrıs Türk halkı egemenlik hakkıyla, varoluş mücadelesiyle her zaman anavatan Türkiye Cumhuriyeti'yle uyum içerisindedir." ifadesini kullandı.
Tatar, Türkiye ile istişare ederek milli politikanın oluşturulmasında iki ülke arasındaki bu dayanışmanın fevkalade önemli ve değerli olduğunu vurguladı.
Tatar, müzakere süreçlerine ilişkin de "Bizim arkamızda dünya devi bir Türkiye Cumhuriyeti var. Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı'nın söyledikleri var. Yeni siyaset, milli siyaset, egemen eşitlik temelinde ve eşit statü kabulüyle ancak bir müzakere durumu olabilir. Bu noktadan da geri dönüş asla olmamalı diye düşünüyorum. Kıbrıs'ın konjonktürü, jeostratejik ve jeopolitik Mavi Vatan'da şartlar da çok değişmiştir. Bölgesel dengelerin yanında küresel dengeler çok değişmiştir. KKTC'nin değeri ve statüsü de artmıştır." diye konuştu.
Mavi Vatan'da KKTC'nin egemenliğiyle ancak Türk milleti, ulusu ve bütün Türk dünyasının rahat edebileceğine dikkati çeken Tatar, Türk Devletleri Teşkilatı'nda (TDT) diğer cumhurbaşkanları ile tanıştığında onlara "Biz en güneydeki Türk devletiyiz." dediğini aktardı.
KIBRIS TÜRKÜ AZINLIK OLMAMIŞTIR, OLMAYACAKTIR
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kıbrıs Türk halkının asla azınlık olmayacağını vurgulayarak, “Kıbrıs meselesi ve Doğu Akdeniz’e ilişkin mevcut durumu değerlendirdik. Kıbrıs meselesinde Türk tarafı her zaman yapıcı ve sonuç odaklı tutum benimsemiştir. Ada’nın kadim ve asli unsuru özellikle Kıbrıs Türklerinin haklı talepleri açık ve nettir. Kıbrıs Türkü, asla azınlık olmamıştır olmayacaktır. Bu gerçekleri görmezden gelenler, Ada’nın tek egemeni olma hayalleriyle avunmayı sürdürüyor. Bu kesimlere artık saplantılarını bir kenara bırakmalarını ve Ada’nın gerçekleriyle yüzleşmelerini özellikle tavsiye ediyorum. Kıbrıs Türklerinin gayretlerine rağmen yarım asırdan fazla bir süre Rum tarafının uzlaşmaz ve maksimalist yaklaşımları nedeniyle heba edildi. Kimsenin bir 50 sene daha kaybetmeye tahammülü yoktur. Kıbrıs Türklerinin müktesep hakları olan egemen eşitlikleri ve eşit uluslararası statülerinin teyidi bizler için olmazsa olmazdır. Müzakere masasına geri dönülecekse bunun yolu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınmasından geçmektedir. Cumhurbaşkanı Sayın Tatar’ın Cenevre’deki son gayri resmi toplantıda ortaya koyduğu, bizim de desteklediğimiz gerçekçi ve sonuç odaklı vizyon esasen bundan ibarettir” dedi.
SİLAHLANMA FAALİYETLERİNE GİRİŞENLER RİSKLERİ İYİ HESAPLASIN
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin garantör ülke olarak her zaman diyalogdan yana olduğunun altını çizerek, “Sayın Cumhurbaşkanı ile bugün Kıbrıs meselesinin Doğu Akdeniz boyutunu da ele aldık. Türkiye’nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin hak ve çıkarlarını kararlılıkla savunmaya devam edeceğiz. Bu vesileyle Kıbrıs adası ve etrafındaki hidrokarbon kaynaklarının hakça paylaşımı için Kıbrıs Türk tarafının sunduğu somut önerilerin hala masada olduğunu hatırlatmak istiyorum. Doğu Akdeniz’i ilgilendiren konularda bölgesel konferans düzenlenmesi yönünde yaptığım öneri de maalesef karşılık bulmadı. Atılan vizyoner adımlarımız karşılıksız bırakıldı. Buna rağmen garantör ülke olarak her zaman diyaloğa öncelik verdik. Anlamsız silahlanma faaliyetlerine girişenler, bu teşebbüslerin getireceği riskleri iyice hesaplamalıdır. Adadaki kardeşlerimizin huzur ve güvenliği, bizim huzur ve güvenliğimiz demektir” ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE'DEN KKTC'YE ELEKTRİK NAKLİ SAĞLANACAK
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin tüm imkanlarıyla KKTC’nin yanında olduğunu belirterek, “Anavatan olarak tüm imkan ve kabiliyetlerimizle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yanındayız. Samimi çözüm çabalarına desteğimizi sürdürürken, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne yönelik katkılarımızı da devam ettireceğiz. Buradaki vatandaşlarımızın, Türkiye’deki vatandaşlarımızla eşit şartlarda kamudan sağlık hizmeti almasını sağlayacağız. Derinya bölgesinde 1192 adet sosyal konutun inşasına inşallah yakında başlıyoruz. Çift yönlü elektrik iletim kablosunun imalat ve döşenmesi önceliklerimiz alanındadır. Ulaşım alanında Kuzey Kıbrıs’ta bu güne kadar toplam 630 kilometre anayol yaptık. Toplam 62 kilometre uzunluğunda 5 ayrı yol projemizin inşası sürüyor. Türkiye’den getirdiğimiz suyu kısa süre içinde tarımsal sulama amacıyla üreticilerimizin istifadesine sunacağız. Lefkoşa 500 yataklı devlet hastanesinin ihalesine de yakında çıkıyoruz. Buna dair çalışmaların eşgüdümünü yardımcım Cevdet Bey yürütecek” dedi.
BARIŞTAN BAŞKA ÇIKIŞ YOLU YOK
Yunanistan-Türkiye ilişkilerine ilişkin gelen soruyu yanıtlayan Erdoğan, ilişkilerdeki yol haritasının belli olduğunu vurgulayarak, “Bizim yol haritamız zaten belli. Bu yol haritası barış üzerine endekslenmiştir. Zira bu denizlerde barıştan başka çıkış yolu yoktur. Barışı eğer engellemek isteyenler olursa o zaman farklı proje uygulamasına geçmek zorunda kalırız. Biz istiyoruz ki bu tür önümüze engeller çıkarılmasın ve Ege Denizi bir barış denizi olarak dünyaya mesajını versin” dedi.