Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İlim Yayma Ödülleri Töreni'nde konuştu.
Erdoğan, “Ahlaki, dini, manevi ve kültürel değerleri benimseyen, koruyan, geliştiren; vatanını ve milletini seven bir neslin yetişmesi misyonuyla yürüttüğünüz çalışmalarda, ömrüm vefa ettikçe yanınızda olacağım.” dedi.
Erdoğan, "Türkiye'nin son 19 yılı, Cumhuriyet tarihinin de ötesine geçen kadim bir mücadelede yeni bir safhaya geçişin sembolüdür." dedi.
Erdoğan, Merkez Bankası'nın faiz indirmesi ile ilgili, “Neymiş efendim, faizleri düşürüyormuşuz. Benden başka bir şey beklemeyin. Bir müslüman olarak naslar neyi gerektiriyorsa onu yapmaya devam edeceğim. Hüküm bu.” ifadelerini kullandı.
ERDOĞAN'DAN TÜSİAD'A CEVAP
TÜSİAD'ın açıklamasına Erdoğan şu cevabı verdi:
Attığımız adımlarla faizi de, enflasyonu da.. Hatırlayın 6 sıfırı attığımda Taksim meydanında anırırım diyen köşe yazarları aynı şeyleri şimdi de söylüyor. Anırdılar mı? Ama bunlar hala köşe yazarı.
Buradan sesleniyorum ey TÜSİAD ve yavruları, sizin tek göreviniz var; yatırım üretim, istihdam, büyüme... Siz bunda ne yapıyorsunuz önce onu ortaya koyun. Kalkıp da hükümete saldırmanın değişik yollarını aramayın.
Türkiye büyüyor. Kimse bu büyümeyi konuşmuyor. Sıkıntılar var, ama unutmayın ki Allah'ın yardımı ve milletimizin ferasetiyle bu mücadeleden de alnımızın akıyla çıkacağımızdan ben şüphe duymuyorum.
Kalkıp da hükümete saldırmanın değişik yollarını aramayın. Sizin cinsinizi, cibilliyetinizi biliyoruz. Bu kuruluşlar ne zaman milletin yanında yer aldılar?
TÜRKİYE'NİN BENİMSEDİĞİ EKONOMİK MODEL
Erdoğan Türkiye'nin benimsediği ekonomik model için, "Kontrollü kombiyo rejimlerini gündeme getirenleri de asla masum görmüyoruz. Türk ekonomisi serbest piyasa ile yoluna devam edecektir." ifadelerini kullandı.
İşte Erdoğan'ın o konuşması:
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İlim Yayma Ödül Töreni'nde konuşuyor https://t.co/6ubnn9XOVo
— T.C. Cumhurbaşkanlığı (@tcbestepe) December 19, 2021
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar:
Tarihi ilim ve irfan cehdiyle dolu cemiyetimizin mücadelesi 1961 yılında başladı. Vakıf statüsüyle de yarım asıra yaklaşan bir geçmişe ait.
Tek amacı insan yetiştirmek olan cemiyetimizin, milletimizin milli ve manevi değerlerini güçlendirmek için bu çatı altında verdikleri hizmetler saymakla bitmez. Cemiyetten hizmetini almış bir kardeşinizim. Ülkemizin ilk imam hatip okulu açılmıştır. Vakfımızın kurucularından biri de Turgut Özal olduğunu hatırlatmak isterim.
BÜYÜK ÖDÜL ZEKAYİ ŞEN'E
Bugün de cemiyetimizin öğrenci yurtlarıyla, ödülleriyle yerli ve milli duruşuyla ülkemiz sivil toplum kuruluşları arasında öncü bir yola sahip.
Büyük ödülü Zekayi Şen hocamızın almasından da mutluyum. Büyükşehirdeyken İSKİ'de Zekayi Hocamızdan büyük destek almıştık. İstanbul'umuza temiz suyu sağlamışlardı, kendilerinden Allah razı olsun. İlim Yayma Ödülleri'nin akademi dünyasında gördüğü ilgi, cemiyetimizin bu alanda sağlam bir temele sahip olduğunu gösteriyor. Kuruluşundan bugüne kadar, İlim Yayma Cemiyeti'mizin hizmetlerine, malıyla mülküyle, kalbiyle katkısı olan herkesten Allah razı olsun. İlme irfana karşı döndüğümüz, üretmek yerine birbirimizle uğraşmaya başladığımız dönemde medeniyetimiz irtifa kaybetmiştir. İlk emri ikra, "oku" olan bir dinin mensupları olarak eğitim-öğretimi hayatımızın merkezine yerleştirmemiz şarttır. Gönül coğrafyamızın gözü her konuda olduğu gibi gözü bize dönüktür.
"MÜCADELE SANCAĞINI YERE DÜŞÜRMEDİK"
İki gün önce bu kubbenin altında Türkiye Afrika liderleri zirvesinin kapanışını yaptık. İstiyorduk ki bu buluşma birliktelik dayanışma, nasıl ki buradan farklı bir şekilde kıtama erdi yine buradan ayağa kaldıralım. Mazlum ve mağdurların gözlerinde beliren umut ışığı bizi ne kadar ferahlatıyorsa zalimlerin pervasız saldırıları da o kadar canımızı yakıyor. İnsanlara zulm edenlerin o çok güvendikleri evlerin viran olması kaçınılmazdır. Bugün o kifayetsiz muhterislerin ismini kimse hatırlamıyor. Günümüz zalimlerin sonu da farklı olmayacaktır. Bizim de tek gayemiz bu süreci, yani dünyanın devranının dönüşündeki değişimi mazlumlar ve mağdurlar lehine yönlendirmektir. Bu mücadelenin çok derin ve geniş bir arka planı bulunuyor. İstanbul'un fethiyle çağ açıp çağ kapayacak bu hikaye, Yavuz'un hilafeti devralmasıyla farklı bir seviyeye ulaştırdı. Çok çile çektik, çok bedel ödedik. Ama hamdolsun mücadele sancağını asla yere düşürmedik. Son 2 asrımız sürekli bir uçtan diğerine savrulduğumuz arayışla geçti. Kudüs davasından nihayete erdirdiğimiz Ayasofya'nın müzeye çevrilmesi konundan pek çok örneğini sayabiliriz. Bizim vesayete karşı verdiğimiz mücadele tarihimize, değerlerime sahip çıkma mücadelesiydi. Bizim emperyalizme erdiğimiz mücadele, hakkı, hukuku üstün tutma insanlığımızı koruma mücadelesiydi.
ERDOĞAN'DAN FAİZ MESAJI: BENDEN BAŞKA BİR ŞEY BEKLEMEYİN
Türkiye'nin son 19 yılı Cumhuriyet tarihinin de ötesine geçen kadim mücadelesinde yeni bir safhaya geçişin mücadelesidir. Biz ülkemizde asırlık özlemleri de dindirdik. Ülkemizden eğitimden sağlığa, ulaşımdan enerjiye, her alanda kurduğumuz güçlü altyapıyla milletimizin hak ettiği hayat standartları kavuşturduk. FETÖ ihanet çetesinin, 15 Temmuz'a kadar başlattığı darbe girişimlerinde ekonomimizi kıskaca almalarını hatırlayın. Uluslararası alanda ekonomimize kur ve kumpasları hatırlayın. Büyüme rakamlarımızla üretimimizle, istihdamımızla ihracatımızla tüm göstergeler, ülkemiz bakımından küresel çapta başarıyı işaret ederken, kurda yaşanan dalgalanmaları bu çerçevede değerlendirmek lazım. Neymiş efendim faizleri düşürüyormuşuz. Benden başka bir şey beklemeyin. Bir Müslüman olarak naslar neyi gerektiriyorsa, onu yapmaya devam edeceğim. Hüküm bu. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin faiz oranlarıyla enflasyon 10 katı bulmuşken bizim yaptığımız faiz indirimleri bu tablonun gerekçesi olamaz. ABD'ye Avrupa'ya bakın. Hepsinde durum felaket.
Son 19 yıldır attığımız her adımda, önümüzü çıkartılan engellerin arkasındaki saik neyse bugünde karşımıza çıkartılanların aynısı odur. 19 yıl önce göreve geldiğimizde faiz enflasyon bu değil miydi. Biz göreve geldikten sonra faizi, hatta 6 sıfır attığımızda bize karşı çıkanlar ile "Taksim meydanına çıkıp anırırım" diyen yazarlar çıkıp anırdılar mı? Çünkü 'Faiz zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapar' hükmü bize sıradan gelen bir hüküm değildir. Ülkemizin yatırımla, istihdamla, üretimle büyümesiyle sanayisiyle, teknolojisiyle, altyapısıyla dışarı bağlı kalmasını isteyenler var güçleriyle direniyor. Eğitimde, sağlıkta, ulaşımda attığımız adımları bir yere koymak mümkün mü? Allah'ın emriyle bu mücadeleden de alnımızın akıyla çıkacağımıza ben şüphe duymuyorum.
TÜSİAD'A SERT TEPKİ: BİZİMLE MÜCADELE EDEMEZSİNİZ
Fiyat artışlarının insanlarımızın günlük hayatları üzerinde açtığı sıkıntıyı elbette biliyoruz. Ama vesayete, terör örgütlerine, darbecilere nasıl direndiysek bunlara karşı da direneceğiz. Ey TÜSİAD ve yavruları sizlere sesleniyorum. Siz tek göreviniz var yatırım, üretim, istihdam, büyüme. Siz bunu konuda ne yapıyorsunuz? Kalkıp hükümete saldırmanın farklı versiyonlarını aramayın. Bizimle mücadele edemezsiniz. Sizin cinsinizi de cibiliyetinizi de iyi biliyorum. Sizin derdiniz başka, bizim ki bambaşka. Bu millet bu fırsatı size vermeyecek. Dün millet olarak kendi canımız pahasına istikbalimizi korumuştuk, bugün de aynısını yapacağız.
"ÜLKEYİ 1 DOLARA SATANLARIN ELLERİNE BIRAKMADIK"
Salgında bu kuruluşlar ne kadar milletin yanında oldular? Bu ülkeyi 1 dolar karşılığında vatandaşlarını satanların ellerine bırakmadık, bırakmayacağız. Bu ülkeyi döviz kuru üzerinden yeniden değiştirmek isteyenlerinde eline teslim etmeyeceğiz. Türkiye'nin ekonomide OHAL değerlendirmesi, akıl karışıklığının ötesinde büyük bir yanlıştır. Ülkemizin ekonomi planlaması belirlediğimiz doğrultuda ilerlemektedir. Ekonomide bir kural vardır; Dere yatağında akar. Ve bizim de takip ettiğimiz yol budur. Buradan tüm vatandaşlarıma ekonomide verdiğimiz mücadelede devletlerinin yanında daha güçlü şekilde yer almalarını istiyorum.
Cuma gününden beri bir dedikodudur almış başını gidiyor. "Pazartesi'den itibaren finans piyasalarında sorunlar yaşanacakmış." Bunu ancak ihanet içinde olanlar söyler. Bunlar aynı zamanda keramet ehli herhalde. Merak etmeyin böyle bir durum söz konusu değil. Biz dimdik ayaktayız. Göreve geldiğimizde unutmayın Türkiye'nin IMF'ye borcu 23 milyar dolardı. MB'nin döviz rezervi 27,5 milyar dolardı. Başbakanlığım döneminde 135 milyar dolara kadar çıkardık. Daha sonra bir düşüş yaşandı. Cumhurbaşkanıydım. Şimdi yeniden 100 milyarın üzerine döviz rezervimiz çıkmış vaziyette. Toparlayacağız, daha da yukarı çıkacak. Nasıl 27,5 milyardan buralara getirdiysek, şimdi yine aynı şekilde yukarılara çıkaracağız, çıkarıyoruz. Bizim kasamız boş değil. Türkiye'ye karşı oynanan oyunun döviz kurunu tutmak da bizim elimizdedir. Her birimiz üzerimize düşen görevi yaparsak, birkaç ay içinde daha güçlü bir Türkiye'nin önüne kapıların açıldığını göreceğiz.