Posta gazetesinden Rükzan Sağı'ır "Süper güç: Yalanı yakalayan gözlük" başlıklı yazısı
Bu gözlük teknolojisini anlatan kişi, teknolojinin geleceğini raporlayan futurist Abishur Prakash. Aynı zamanda jopolitik ticaret konusunda danışmanlık veren Kanadalı ‘The Geopolitical Business’ şirketinin de CEO’su. Prakash, yapay zekalı gözlüklerin insan hayatını nasıl şekillendireceğine dair bilgiler veriyor.
Dikkatimi en çok çeken öngörüsü ise bir kişinin düşüncelerinin bu gözlüklerle görünür hale gelecek olması...
Yani zihni okuyabilmesi. Bu tahmin sandığımızdan daha yakın bir vadede günlük hayatımızda olabilir. Çünkü bunu destekleyen teknolojiler üretiliyor.
Hatta Prakash’a göre bu zihin okuma gözlükleri ‘insanların hayatlarının puanlandığı’ sosyal kredi sisteminin hakim olduğu distopik bir düzeni getirebilir.
İşte, bunlar artık bilim kurgunun konusu değil. Nasıl? Günümüzde birçok sistem zaten çoktan yapay zekaya entegre edildi. Ancak şimdilik bu teknoloji sadece arka planda çalışıyor. Yani aslında birçok anlamda yapay zekaya bağımlıyız. Bir sonraki aşamada insanların sürekli bu teknolojiyle etkileşim kurması ve sonunda da yapay zekanın insanların önüne geçmesi bekleniyor. Artırılmış gerçeklik (AR) gözlükleri, insanların sabahtan akşama kadar tüm kararlarını ve yaşam tarzlarını yönlendirmeye başlayacak. Bir fincan kahve siparişinden flört adayı belirlemeye kadar bir insanın yaptığı her şey yapay zeka tarafından sunulacak ya da tamamlanacak.
Gelelim yalanı yakalama konusuna... Mayısta ABD’li bilim insanları beyin dalgalarını metne çevirme yeteneğine sahip bir yapay zeka modeli geliştirmişti. İşte zihin okuyan akıllı gözlüklerin yapı taşları o modelde yatıyor. Bu teknolojinin sıradanlaştığı bir dünyada artık beyaz yalanlar söylemek mümkün olamayacak. Hükümetler bu teknolojiyi dayanıklı istihbarat çalışanları belirlemek için kullanmak isteyecek. Duygusal açıdan en savunmasız oldukları anları, ulusal güvenliği ihlal etme ihtimallerini değerlendirmek için kullanabilecekler. Peki, insanın en mahrem yeri olan düşünceleri ve duygularını ölçmek, gizlilik denilen insan haklarıyla nasıl örtüşecek? Daha önemli bir soru da var: Ya bu gözlükler bize yalan söylerse?