Online sinema dergisi Cinedergi 55. sayısında Müge Boz, Volkan Keskin, Özlem Yılmaz, Osman Evre Tolga, İpek Veda Yurtsever ve Neslihan Atagül ile yapılan röportajları sayfasına taşıyor.
Karaoğlan’ı canlandıran Volkan Keskin Karaoğlan’daki kadın karakterlerin erotik olması konusunda bakın neler söylüyor: Karaoğlan çizgi romanlarına baktığınızda pornografik yönü var ama biz bu şekilde yapamazdık. Bizim ilk çıkardığımız Karaoğlan hepsinin bir karışımı gibi bir şey oldu. Zaten yeterince savaş sahnemiz var. Dizilerde tartışma yaratan şey bu. Savaş görmek istiyordu onlar zaten. Dizide bu mümkün olmayabiliyor, bir haftada çekiyorsun, bütçesi belli. Sinemada daha farklı yapabiliyorsun, bütçen müsaitse ona göre çekebiliyorsun, ondan dolayı bizim öyle bir sıkıntımız olmadı.
Gerilim-korku filmlerinin kadına daha uygun olması konusunda sorulan soruya şöyle yanıt veriyor yönetmen Osman Evre Tolga: Annemler sekiz kız kardeş ve kadınların birbirleriyle olan ilişkilerinin erkeklere nazaran çok daha şefkatli olduğuna büyüdüğüm her anda şahit oldum. Daha çok koruyup kollarlar, birbirleriyle daha çok ilgilenirler, birbirlerinin çocuklarıyla ilgilenirler. Kişisel tarihimin tamamı filmde var, hepsini görebiliyoruz. Bir kadının en gerçek erkeği kendi içinden çıkan erkeğidir, oğludur. Diğer bütün erkekler hayatından bir şekilde gidebilirler ama o onun evladıdır. Burada öyle bir motif yok mesela. Ana karakter erkek motifi yok. Ana karakter aslında filmde olmamasına rağmen o evin annesi Özge, filmin baskın karakteri. Konuşması gereken anlarda konuşan, karar vermesi gereken anlarda karar veren, çok travmatik bir anın hemen akabinde o kadınsal koruma dürtüsüyle bir anda kendine geliveren birisi. Kadınların laytmotif olarak kullanılmasına çok karşıyım, motif olarak kullanılmasına karşıyım filmlerde. Çünkü benim annem hayatıma şekil verdi. Beni doğurmanın dışında, bana kitaplar aldı, tiyatroya götürdü, sinemalara götürdü, klasik müzik konserlerine götürdü. Bana şekil veren insandır ve o bir laytmotif değil, güçlü bir kadındır. Ve etrafımdaki bütün kadınlar da öyledir, bu filmde kadınlar kocalarını kurtarıyorlar aslında. Duygu üç kere kocasını ölümden kurtarıyor. Evet üç kız kardeşin temelinde olan bir film, en sonunda da erkek kardeş geliyor, onunla alakalı şeyler de var.
Neslihan Atagül ise sadece oyuncu kalmak istediğinin altını çiziyor: Ben sadece oyuncu olmak istiyorum. Başka hiçbir şey olmak istemiyorum. Her yaptığım işte çıtamı bir adım daha yükseltmek istiyorum. Bir adım daha kendimi geliştirmeye çalışıyorum.
2013’ün ses getirecek filmleri, Rock temalı filmler ve okuyuculardan gelen yazılar bu sayının diğer konuları arasında…
Nicolas Cage ve Susan Sarandon bu sayının portre konukları… Türk sinemasının nabzını tutan Sindrella, Diziden Tv’ye köşesi, DVD’ye adanmış ayrıntılı bir DVD tanıtımı…
Eleştiri, vizyon, pek yakında, albümler, kitaplar, festivaller… hepsi Cinedergi’nin yeni sayısında.
www.cinedergi.com