Özel, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Mersin'de polis merkezine yönelik saldırıyı gerçekleştiren teröristin, ilk açıklanan isim olmadığı yönünde söylemler bulunduğunu ifade etti.
Saldırıyı düzenleyen terörist kim olursa olsun, CHP'nin terörle arasına koyduğu mesafenin ve teröristlere yönelik tavrının değişmeyeceğine işaret eden Özel, "Ama o günden beri bir isim, bir resim ve buradaki bir ifade üzerinden CHP'ye saldıranlar, tek argüman olarak bunu koyanlar ne diyecekler ona bakacağız." diye konuştu.
Özel, AK Parti'li bazı siyasetçilerin terör örgütü PKK ve terör örgütü elebaşı hakkında olumlu ifadeler kullandığını, bu politikacıların bugün farklı görevlerde bulunduğunu savundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, dün akşam televizyon programına katıldığını anımsatan Özel, Erdoğan'ın, önceden hazırlanan ve prompter üzerinde yer alan yanıtları okuduğunu öne sürdü. Bu iddiasının yalanlanması halinde özür dileyeceğini belirten Özel, Erdoğan'a, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile canlı yayına katılma çağrısında bulundu.
Gazeteci Nedim Şener'in, CHP'nin tutuklu gazeteciler raporuna ilişkin eleştirilerine Özel, "Dün saldırdığın koğuş arkadaşın Ahmet Şık, dünyanın en düzgün adamlarından birisi, bir konuşsa kimsenin yüzüne bakamazsın. Ne durumda olduğunu hepimiz biliyoruz." karşılığını verdi.
Şener ile cezaevinde yaptığı görüşmede kendisine ilettiği bir konuyu açıklayacağını dile getiren Özel, "Bana 'Hrant dosyası konusunda çalıştım, bir şeyler yazdım ama benim cemaatle, Fetullah Gülen ile bir sorunum yok. Özellikle yurt dışındaki eğitim çalışmalarını önemsiyorum. Hatta kendi çocuğumu bile okullarına verebilirim. Yaz bunu.' dedin mi demedin mi? Dedin. Ben bütün kutsallarımın ve değerlerimin üstüne bunu söylerim. Cesaretin varsa sen de söyle. Ben dilekçeyi imzalamaya hazırım, görüş odasında 9 Ağustos 2011'deki kamera kayıtları açıklansın, cesaretin varsa çık imzayı ver." ifadelerini kullandı.
Özel, iktidara yakın bazı gazetelerin, CHP Parti Meclisi Üyesi Eren Erdem hakkında, "FETÖ'cü ve terörist" olduğu yönünde manşetler attığını ancak Erdem'in, hakkındaki son davadan da berat ettiğini anlatarak, basın mensuplarına gösterdiği gazete yöneticilerini, Erdem'den özür dilemeye çağırdı.
- "Allah razı olsun AK Parti'nin bakanlarından..."
CHP'li Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "faiz oranının düşürülmesiyle enflasyon oranının indirileceği" söyleminin gerçeği yansıtmadığını, faizin düşürülmesinin enflasyonu artırdığını öne sürdü.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un, "Türk turist olarak gezmek istiyorsanız bütçe ve kriter açısından bakıldığında kışın gezmenizi tavsiye ederim." sözlerini aktaran Özel, "Bunlar açısından vatandaşın aklıyla alay etmek de bir milli spor oldu, parti sporu oldu." ifadesini kullandı.
CHP'li milletvekilleri olarak yaz boyunca vatandaşlarla bir araya geldiklerini ve çalışmalarını sürdüreceklerini dile getiren Özel, "Meclis'te işimiz yoksa sahadayız. 'CHP seçimi kazanmak için ne yapıyor?' diyorlar. Allah razı olsun AK Parti'nin bakanlarından... Vatandaşa bu sözü söyleyip de sonra nasıl oy isteyeceksiniz kardeşim?" diye sordu.
Özel, Erdoğan'ın "Özellikle sırf daha iyi arabaya binmek, daha iyi telefon alabilmek, sırf daha çok konsere gidebilmek için süfli heveslerle ellerin, yani başka ülkelerin, başka toplumların kapısına varanlara acıyarak bakıyoruz." sözlerine işaret ederek, "süfli"nin kelime anlamının "bayağı, aşağılık" olduğunu belirtti. Özel, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunlar süfli taleplerse, neden dünyanın en pahalı Mercedes'ine bizim Cumhurbaşkanımız biniyor? Dünyanın en pahalı 7 uçağından biri neden bizde? Neden dünyanın pahalı yatlarından birini donanmadan alıp makam yatı yaptın? Neden dünyanın en güzel koyunda yazlık sarayın var? Neden kışlık saray inşa ettirdin Ahlat'a? Ne süfli talepler bunlar. Sen bu süfli talepleri bıraksan da birazcık vatandaş gibi mi yaşasan acaba. Sen vatandaşı yeni bir telefon isteyemez hale getirdin ya seni o bindiğin uçaktan, o oturduğun saraydan, o bindiğin Mercedes'ten indirmek de bu vatandaşın ilk seçimdeki boynunun borcudur."
CHP Grup Başkanvekili Özel, Sayıştayın son raporuna dikkati çekerek, "Sayıştayın genel değerlendirme raporuna göre, tüm kamu idarelerinde olumsuz faaliyetler nedeniyle bir yılda 604 milyar lira kamu zararı oluşmuş. Olumsuz faaliyetin karşılığı, devlet dilinde ve Türkçede, kötü yönetim. Bu para, 109 milyon asgari ücrete denk geliyor. Erdoğan ve atadıkları kötü yönetmese, bu parayla tüm asgari ücretlilere, 12 maaş alıyorlar ya bir yılda, 17 maaş da ikramiye verebilirdik." şeklinde konuştu.