CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu.
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:
"Barışa, huzura, beraber yaşamaya ihtiyacımız var. Yani Nevruz'un gereğini yapmaya ihtiyacımız" var diyen Kılıçdaroğlu, "Bütün vatandaşların bu ülkede huzur içinde yaşamaları için çaba göstermek benim boynumun borcudur. Bunun Millet İttifakı ile birlikte yapacağız" dedi.
Türkiye'nin en zayıf halkası olan orman köylülerine gerekli desteğin verilmesi gerektiğini söyleyen CHP lideri, Millet İttifakı olarak orman köylülerinin tüm ihtiyaçlarını da gidereceklerini söyledi.
Türkiye'de 127 bin futbol sahası büyüklüğünde ormanlık alanın yandığını söyleyen Kılıçdaroğlu, ükümeti orman yangınlarını söndürmek için gerekli tedbirleri almaya çağırdı.
"Boğaziçi'nde yeni açılan tüm fakülteleri kapatacağız"
Boğaziçi Üniversitesi'nde öğrncleirn yargılandığı davada yaşananları eleştiren Kemal Kılıçdaroğlu, öğreniclerin yurt dışıo yasaklarının kalkması gerektiğini söyledi.
Boğaziçi yönetimine ve iktidara seslenen Kılıçdaroğlu, "'Biz bu tepeden inme yöntemi kabul etmiyoruz' diyerek. 21. yüzyılın Türkiyesi'nde öğretim üyeleri aylardır eylem yapıyorsa, bütün yeni açtıkları fakülteleri, programları iktidara geldiğimizde tamamen kapğatacağız. Boğziçi Üniversitesi gerçek anlamda Boğaziçi Üniversitesi olacak" dedi.
Kılıçdaroğlu, atama ve torpille gelenlerin de geri gönderileceğini söyledi. CHP lideri, Boğaziçi yerleşkesinin hukuki statüsünü de eski haline getirceklerini söyledi.
"Amiralleri yürekten kutluyoruz"
Bazı emekli amirallerin Montrö Sözleşmesi'nin önemine dikkat çektikleri için yargılandıklarını söyleyen CHP lideri, "Yargılansınlar. Onlar çalışırken dik ve onurlu görev yaptılar. Emekliliklerinde de aynı duruşu sergilediler. Hepsini yürekten kutluyoruz" dedi.
Kılıçdaroğlu, yıllardır tutuklu olan askeri okul öğrencilerine de selam göndererek "Az kaldı merak etmeyin diyoruz" dedi.
Kavala ve Demirtaş'ın tutukluluğu
Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş'ın tutukluluklarının devam ettiğini belirten CHP lideri, "Bugün AK Parti içinden de 'AİHM kararlarına uymamız lazım' diye sesler gelmeye başladı. Eğer bu sesler daha da güçlenirse son derece mutlu oluruz" dedi.
Adana'daki polis şiddeti
Proteso hakkının demkratik ve anayasal hak olduğunu söyleyen CHP lideri, "Furkan Vakfı'nı seversiniz sevmezsiniz. Katılırsınız katılmazsınız. Onlar da yürüyüş yapmak istiyorlar. Orantısız güç kullanıldı. Cumhuriyet tarihinde ilk kez, başörtülü kadınlar bu kadar ağır bir zulümle karşı karşıya kaldılar. Buradan onlara da söz veriyorum. İktyidarımzıda göreceksiniz, herkesin düşüncesine, inancına, kimliğiinei, yaşanz tarzına saygı göstereceğiz. Herkes özgürce, yasal ölçüler içinde gösterisini yapacaktır. Emin olun bu ülkede barışı, huzuru, kardşliği, kucaklaşmayı ihya edeceğiz, inşa edeceğiz. Bunun sözünü veriyoruz" diye konuştu.
Bakan Soylu'ya uyuşturucu yanıtı
"Ya benim dediğimi anlamıyor yukarıdaki zat. Arkadaş benim söylediğim şu. Uyuşturucu baronlarını yakalayan kim? Polis. Savcılığa teslime den polis. Yargılayan kim, hakim. Hapse atan kim, hakim. Serbest bırakan kim, hakim. Peki sen niye alınıyorsun kardeşim? Polis üzerinden bizim üzerimize gelmek istiyor. Polis kardeşlerim beni de çok iyi bilirler Soylu'yu da çok iyi bilirler benim de karakterimi çok iyi bilirler, onun da karakterini bilirler. Benim uyuşturucu konusunda ne kadar hassas olduğunu bütün herkes bilir o zat da bilir."
EKONOMİ TEPKİSİ
"İktidar ülkeye huzur getirmedi, zengin olan Türkiye'nin bütün kaynaklarını ağırlıklı olarak başta Londra'daki bir avuç tefeciye ardından içerideki tefecilere tahsis etti. O kadar büyük faiz ödüyoruz ki defalarca söyledim. Sonra dayanamadı 'biz faizi indireceğiz' dedi. Faizi indirdi ama öbür taraftan vatandaşın sırtına daha ağır faiz bindirdi. Hiçbir banka faiz indirmedi. Buyrun gidin herhangi bir bankaya bir kredi çek bakalım sana faiz kaç uygulayacaklar. Yüzde 14 ise çok güzel. Kim ödüyor faizi? Hep beraber ödüyoruz."
POLİSLERE YENİ YÖNETMELİK
Baronların en önemli özellikleri siyasetçileri satın almalıdır. Bunun üzerinde durdum. Halkın iktidarında polisin elini, kolunu asla tutmayacağız. Nerede uyuşturucu ticareti varsa yakalayın her birinizin alnından öpeceğiz diyeceğiz. Baronlar için af çıkarıyorlar. İnsan ticareti yapanlar için paraları Türkiye'ye getirin diyorlar.
Polis üzerinden güya bizi eleştirecekler. Bir yönetmelikleri çıktı polisler son derece rahatsızlar. Sürekli yer değiştirecekler. Eşi, çoluk çocuğu ne olacak? Her gittiği yerde yeni okul yeni öğretmen... Güzel bir atasözü göndermiş polis kardeşlerim. 'Üç taşınma bir yangına bedeldir' diyorlar. Bunu düzelteceğiz.
'İKTİDAR ÜLKEYE HUZUR GETİRMEDİ'
İktidar Türkiye'ye huzur getirmedi. Türkiye'nin kaynaklarını tefecilere tahsis etti. O kadar büyük faiz ödüyoruz ki. 'Biz faizi indireceğiz' dedi. Faizi indirdi ama öbür taraftan vatandaşın sırtına daha ağır faiz bindirdi. Hiçbir banka faiz indirmedi.
En son 17 Mart'ta 2 milyar dolar borçlandılar. Para yok. Dolar bazında yüzde 8.62 faizle borçlandık. Kime vereceğiz bu faizi? Bir avuç tefeciye vereceğiz. 84 milyon verecek. Niye bizde çok yüksek faiz? Çünkü yönetimin uluslararası itibarı sıfır. Türkiye'de ekonominin geleceğini görmüyorlar. Yüksek faiz istiyorlar.
10 Temmuz 2018'den bu yana 68 milyar 249 milyon dolar faiz ödemişiz. Yabancılara ödedikleri faiz. 84 milyon kişiyi bir avuç kişiye mahkum ettiler. Bunlar devleti yönetmiyorlar başka işin peşindeler. Türkiye'yi bir sömürü alanı haline getirdiler.
Londra'daki tefecilere fakirin, fukaranın sırtından hizmet ediyorsun. Hani sen faize karşıydın? Millete yalan söyleyerek oy devşirmeye çalışıyorlar. Millet artık gerçekle karşılaştı. Bunlar bir avuç ve saray şürekasına hizmet ediyorlar.
Artık para dilenmek için Körfez ülkelerine gidiyorlar. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde düne kadar hakaret ettiğiniz ülkelere yalvaran bir başka yönetim gördünüz mü?
BAKAN NEBATİ'YE TEPKİ
Öyle bir noktaya geldik ki. Bir de Hazine ve Maliye memuru var. Bunlara bakan deyince eski bakan sanıyorlar. Bunların iradeleri yok. O kadar zavallı duruma düşmüşler ki Fransa'da 'Bir problem yaşadığınızda bize hemen ulaşırsınız. Hep beraber kavga ederiz bürokrasiyi alaşağı ederiz. Arkamızda Cumhurbaşkanı var rahat olun mevzuatı da değiştiririz' diyor. Ne için? Koltuklarını korumak için. Bürokrasinin bu kadar aşağılandığı bir dönem görmedim.
Benim merak ettiğim Bahçeli ne diyor buna? Bürokrasi bu kadar ağır şekilde eleştirilirken, yarın Nebati 'Engel çıkarırsa Bahçeli'yi de alaşağı edeceğiz' diyecek. Ne diyeceksin peki? Yabancı ona rağmen niye gelmiyor? 'Sizin ülkenizde can ve mal güvenliği yok' diyor.
Öteden beri bu Yap-İşlet-Devret modeli bu milletin başına bela olacak derim. Her seferinde Erdoğan 'Hayır bu milletin, devletin cebinden para çıkmaz' dedi.
Oy devşirip, yıllar geçtikten sonra benim söylediğim noktaya gelip, 'Evet biz bunu devletin kasasından ödeyeceğiz' itirafını deyip, itiraf eden adamın o koltukta bir saniye oturmaması lazım. 'Bay Kemal'in kafası bu işlere basmaz' diyor. Vallahi basmaz. Biz böyle Ali Cengiz oyunlarını nerden bilelim. Şeytana pabucunu ters giydiriyorlar.