Bu yıl 71'ncisi düzenlenen Cannes Film Festivali'ne davetli olarak katılan oyuncu ve sunucu Hakan Türkşen ile senarist ve program sunucusu eşi Nur Türkşen, festivalde büyük ilgi görmüştü. Yabancı basının bol bol fotoğraflarını çektiği çift, festival alanından tek yayın yapan kanal olan Canal+'nın dev ekranlarında boy göstermiş ve anti terör polislerinin objektiflerine dahi poz vermişlerdi.
Türkşen çiftine, Cannes'daki bu ilgiyi ve festival izlenimlerini sorduk...
İşte, yanıtları:
Cannes'da neredeyse Holywood yıldızları kadar ilgi gördünüz. Bu ilgi nasıl oluştu sizce?
Hakan Türkşen: Adından belli, Nur... Onda ışık var. Ben de onunla beraber yolda yürüyemiyorum. Fotoğrafçılar bizi görünce hızlı hızlı yürüsek de çekiyorlar. Bazen ilginç geliyor, ülkemde bu kadar ilgi görmüyorum. Bizim gibi edepli adaplı bir aile olarak bu kaygan sektörde tutunmak zor. Absürt ve saçma işler yaparak gündeme gelmeyi tercih etmiyoruz. O yüzden biraz ağır ama emin adımlarla basamakları çıkıyoruz. Türkiye'yi böyle gururla tanıtmak en büyük ödülüm.
Nur Türkşen: Işık var sanırım. Ben de anlayamıyorum. Yolda yürüyemiyorum fotoğrafçıları görünce kafamı önüme eğip hızlı hızlı yürüsem de çoğu zaman yakalanıyorum. İlginçti...
Ben hatıra fotoğrafı çektirmek için Hakan'a poz verirken, Hakan ın arkasında bir sürü insan birikiyor ve fotoğraf çekiyorlar. Amerika'da da aynı şey oluyor. Los Angeles'ta da film markete katılıyoruz. Orada da insanlar yolumu kesip fotoğraf çektirmek istiyorlar. Ya da "Gözlüğünüz çok güzel, elbiseniz çok güzel" gibi bir çok güzel şey duyuyorum. Genelde Türk olduğuma da inanmıyorlar.Türkiye'yi böyle gururla tanıtmak güzel. Diğer ülkelerde daha çok ilgi görüyorum.
Cannes'a her yıl katılıyor musunuz?
H.T: Evet son 3 yıldır katılıyoruz. Her geçen yıl bilgi birikim ve donanımımız artarak büyüyor.
N.T: Geçen yıl da ilgi çok fazla ve
güzeldi.
Festivalde yaşadığınız en ilginç olay neydi?
H.T: Dünya starlarınında olduğu bir partide Nur ile fotoğraf çektirmeye gelen Lübnanlı bir oyuncunun bizim Türk olduğumuzu öğrendikten sonra 1 saat boyunca bize Türkiye'yi anlatma çabaları... Ve tüm konukların bu konu hakkındaki fikirleri... Ardından bu oyuncunun yüzüne taktığı demir maske ile kendi ve bizim masamıza diğer ülke konuklarını çekmesi ve Türkiye'yi bizimle birlikte Çinlilere anlatma çabası takdire şayandı...
N.T: Anti terör polisinin bile fotoğraflarımızı çekmesi... Normalde Fransız polisi biraz katıdır. Başta polis üstümüze doğru gelince, ne oldu acaba diye panik yapıp düşünürken, bir anda "fotoğraf çekebilirmiyim" deyince rahatladık.
Kırmızı halıda sizden başka Türkiye'den hangi isimler vardı?
H.T: Tanıdık olarak Meryem Uzerli vardı.
Anti terör polisleri bile fotoğraflarınızı çekmiş sanırım...
H.T: Evet çok ilginçti. Bizimle fotograf çektirmek istediğini düşündük ama yasakmış. O yüzden sadece bizim fotoğrafımızı çekti. Türklere karşı çok önyargılılar, pek hoşlarına gitmiyoruz bazen. Ama bizimle ilgilendiler.
Geçen yıllara nazaran bu yılki izlenimleriniz neler festivale dair...
H.T: Geçen yıl çok daha renkli ve inanılmazdı. Bu sene geçen seneye göre biraz daha sakin olsa da festival olarak bence dünyanın en büyük festivali Cannes mükemmel bir organizasyon. Film seçkileri de gerçekten çok özel.
N.T: Her yer ve herkes çok şık, eğlenceli. Kuralları çok katı. İnanılmaz keyifli bir kere ama herkese öyle gelmeyebilir. Normalde partilere ya da restaurantlara ve dünya starlarının olduğu otellere kimse dışarıdan giremiyor. kapılarında korumalar var. Ama beni görünce kenara çekilip yol veriyorlar.
Sizin favoriniz kimler?
H.T: Film seçkileri gerçekten farklı ama yine de izleyemesek de Nuri Bilge Ceylan'ın Ahlat Ağacı filmi ülkemiz adına ve kendi adıma tek favorim. İzleyemesek de diyorum, çünkü biz film gösteriminden önce döndük...
N.T: Tüm filmler güzel tabii ki ama bir Türk olarak Nuri Bilge Ceylan'ın Ahlat Ağacı filmi büyük ödülü tekrar alsa daha çok sevinirim.
Geçen yıl Cannes'da Fatih Akın ve Fahriye Evcen'le yaptığınız görüşme çok ses getirmişti... Bu yıl da benzer bir projeyle ilgili görüşmeleriniz oldu mu?
H.T: Tabii ki... Ama biraz daha zaman var açıklamam için...
Yeni bir televizyon programı hazırlığındaymışsınız. Detyalarını paylaşır mısınız?
H.T: Evet, Nur ile birlikte dünya turu programına başladık. Maldivler, Phuket, Tayland, Amerika Hollywood, Los Angeles, San Diego ve Meksika gibi bölgelerde çekimlere başladık ve bitirdik. .
N.T: Program çok eğlenceli, renkli ve
enerjisi yüksek oldu. Umarım reytingi de bol olur.
İyi bir iş çıkartana kadar çalışmak zor ama ortaya kaliteli iş
çıkınca keyifli oluyor.
Başka projeleriniz var mı?
H.T: Bir moda programı hazırlığımız var. Ayrıca Türkiye'nin dev şirketlerinden birinin bir projesi var çok yakında. Yeni bir sinema filmi hazırlıyoruz. Meleklerin Mucizesi 2 filmi var yakın bir tarihte çekeceğimiz. Bir de Los Angeles'tan bir sözleşme bekliyoruz.
N.T: Var tabii ki, olmaz mı... Bir de moda konusunda bir TV projem var. Yeni bir sinema filmi yazıyorum.
Moda konusunda sizden ilhan alan ünlüler kimler?
N.T: Kimler yok ki... İsim vermek çok zor tabii. İsim belki ilerleyen zamanlarda verebilirim fakat şimdi kimseyle kötü olmak istemiyorum. Bir ara sosyal medya hesabımdan isimleri paylaşıyordum, sonra bıraktım. Ama söz bir ara açıklayacağım.
Taklitçi hiç olmadım, hep kendime özgü bir şeyler yapar, üretirim. Taklit ediliyorsan başarmışsın demektir. Güneş gözlüğü hep var ama genelde kimse kapalı alanda ya da akşamları gözlük kullanmazdı. Ben yıllardır festivallerde ya da özel davetlerde kullanıyorum. Bana "Akşam gözlük takılır mı" diyenler, ya da "Kapalı alanda çok komik" diyenler, akşam kapalı alanlarda kendileri takıyor.
Herkesin kendine özgü bir tarzı olması gerekir ve dolayısıyla benim tarzım bir başkasında iyi durmayabilir. Tarz, kişiye özel olmalıdır.