Ressam, heykeltıraş ve duayen koleksiyoner Şahin Paksoy, A Haber’de Selin Ongun’un sunduğu Bi Sormak Lazım programında, müzayedelerdeki manipülasyonları, koleksiyonerliği ve tarihi eser kaçakçılığını anlatırken, adeta suç duyurusunda bulundu.
“14’ÜNCÜ YÜZYIL ANADOLU SECCADESİ TİBET İŞİ DENİP, KATAR’A SATILDI”
“Kültür Bakanlığı’nın İznik çinilerinin peşinde koşarken tarihi halıların farkında olmadığını” söyleyen Paksoy, “Halıyı yurtdışına çıkarmak serbest. Bir süre önce açılan bir sergiye Tibet’ten geldiği söylenen 14’üncü yüzyıl Anadolu seccadesi vardı. Aslında buradan, Türkiye’den giden seccade, Tibet işi dendi. Ne işi var Tibet'te o halının? Kimse anlamadığı için herkes Tibet'ten geldiğine inandı. O da şimdi Katar'a satıldı, Katar Müzesi’nde” dedi.
“DEVLET KOLEKSİYONERLERE KAÇAKÇI MUAMELESİ YAPTIĞI İÇİN İŞADAMLARI BU İŞTEN VAZGEÇİYOR”
“Devlet koleksiyonerlere kaçakçı muamelesi yapıyor” diyen Aksoy sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’de yasalar koleksiyonerlerin önünü tıkıyor. Aslında Amerika ve Avrupa’dakilerin önünü tıkamalılar. Bunu yapmıyorlar, Türkiye’deki koleksiyonerlerin önünü tıkıyorlar ve bu nedenle eserler kaçakçılar yoluyla dışarı çıkıyor. Oysa koleksiyoner hiç değilse, elindeki eseri kayda geçirir. Örneğin asılsız bir ihbar nedeniyle, üstelik beraat ettiğimi bir dava nedeniyle koleksiyonerlik belgem iptal edildi. Koleksiyonerler Türkiye’de potansiyel suçlu olarak görülüyor. Sizi her an biri ihbar edebilir. Artık uykularım kaçıyordu, mali polisin kapıma gelmesinden yorulduğum için koleksiyonumu kız kardeşim Gönül Paksoy’a devrettim. Pek çok işadamı da koleksiyondan bu nedenle vazgeçiyor.”
“Son yıllarda borsadan kağıt alır gibi resim alınıyor” ifadesini kullanan Paksoy, “sermaye isterse kargayı bülbül olarak yutturduğu için manipülasyonlar arttı” dedi.
İşte, o açıklamalar: