Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı, Samanyolu Haber Televizyonu'nda yayınlanan 'Gündem Özel' programına konuk oldu. Samanyolu Haber Televizyonu Genel Yayın Yönetmeni Metin Yıkar'ın sorularını cevapladı. Dumanlı eğitime vurulmak istenen darbeyi nasıl deşifre ettiklerini anlattı. Dumanlı: "Eğer bu taslak doğru ise diye bir tabir kullandık. Eğitime darbe eğitime büyük darbe. Yukarıda da eğer bu taslak doğruysa sonra tahkik ettik. Sağdan soldan aldığımız fikirlerle aldığımız kanaatlerle. İpuçları ile anladık ki taslak doğru. O zaman yukarıdaki üst başlığı değiştirdik eğer bu taslak yasalaşırsa dedik." ifadelerin kullandı.
Dumanlı attıkları manşetin sonuna kadar arkasında
olduklarını söyledi. Taslak yasalaşırsa Türkiye'ye nasıl zararlar
vereceğine dikkat çeken Dumanlı şunları söyledi; "Hala da aynı
yerdeyiz. Bu taslak yasalaşırsa eğitime büyük darbe vurulmuş olur.
Zaten zaten o günden sonraki gelişmelerde bütün bu sürecin doğru
olduğunu gösterdi. Tabii ki mesela yalan dendi. Birinci gün öğleye
kadar bir şey denmedi. İkindi vakti bir şey denmedi. Sonra
akşamüstü yalan diyenler oldu. Neyi yalan?"
Manşet Milli Eğitim Bakanlığı'nda deprem etkisi yaptı.
Dumanlı o gün taslağı hazırlayan müsteşarların
yaşadığı paniği şöyle anlattı;
‘’Mesela. Müsteşar bey beni aradı. Beyefendi neyi yalan bunu söyle
yarına hemen yazalım. Dedi ki ''dershaneler kapanmayacak.'' tamam
yarın manşet yapayım. Dershaneler kapamayacak. ''Hayır tam o manada
söylemiyorum da'' diyor. ''Levhası inecek Milli Eğitim'in çatısı
altından çıkacak ama dershane devam edecek, neden çünkü ders
ihtiyacı devam edecek'' tamam onu yapalım. Sonra yalan denilen her
şey tek tek doğru olduğu ortaya çıktı.
Dumanlı ayrıca şu açıklamaları yaptı:
''Neden karşı çıkıyoruz?'' sorusuna şöyle cevap verdi:
"Biz niye bu yasaya karşı çıkıyoruz veya bu taslağa neden
karşı çıkıyoruz. Meselenin aslına bakmak lazım. Aslı şu devlet
diyor ki ben bir kanun çıkaracağım 1960'lardan beri faaliyet
gösteren dershaneleri kapatacağım. Biz diyoruz ki böyle bir şeye
hakkınız yok. Ancak şöyle hakkınız olabilir. Öyle bir eğitim
sistemi oturtacağım öyle bir eğitim sistemi işler hale getireceğim
ki dershanelere ihtiyaç kalmayacak. Bu gayet güzel.
Dershane nedir bir ihtiyaçtır. Neye ihtiyaçtır? Çocuğunu özel okula
gönderemeyen özellikle onun için söylüyorum hani biraz fakir
öğrenci gidemiyor gönderemiyor diye bir kara propaganda yapılıyor.
Bence doğru değil. Çünkü esas insanlar çocuklarını özel okula
gönderemiyor. Özel okul 10 lira 15 lira 20 lira 30 lira. Dershane 2
lira 3 lira. Şimdi yıllarca özel okula gönderemeyen aile lise sona
geldiği zaman 1 sene dişini sıkıyor çocuğunu bir sene sıkıştırılmış
bir dershane programı ile aradaki uçurumu kapatıyor."
Yazarlar çizerler kendilerini düşünce kuruluşu üyesi diye takdim
edenler. Bu kadar devleti kutsayıp sonra da kalkıp ''kardeşim bu
ihtiyaçları zaten devlet görecek size ne ihtiyaç var kardeşim''
demesini fevkalede ben yadırgıyorum. İnsani bulmuyorum İslami de
bulmuyorum. Çünkü eğer siz devlet gücü ile bir eğitim müessesinin
kapatılmasını meşru görüyorsanız bizden öncekilerin devlet gücü ile
kanun gücü ile imam hatipleri kapatmasını da meşru görmeniz lazım.
Onunla bunun arasında teknik olarak hiç bir fark yoktur."
Milli Eğitim öyle bir performans gösterecek ki insanların derse
dershaneye ihtiyacı olmayacak. Eyvallah. Biz ihtiyaç yoksa zaten
dershane de yoktur. Ama hem ihtiyaç devam edecek hem de biz bunu
halk eğitim merkezlerinde yapacağız.'' pardon hangi rejimle
yönetiliyoruz? Yani diyorsun ki ''özel sektörü ben buradan alırım
ama ihtiyaç devam ettiği için devlet aracılığı ile yaparım'' e o
zaman bunun bir adım ötesi kolhozlar solhozlar efendim bir kısım
sosyalist yapının getirdiği devletleştirmedir.
Kamulaştırmadır."
Dumanlı dershanelerin kapatılmasını siyaset ve toplum
mühendisliğine benzetti. Rant eleştirilerine cevap verdi.
Türkiye'de ''inşaat kadar büyük bir rant kapısı yok onları da
kapatalım o zaman'' dedi.
Dumanlı: "Önce kapatacağız diyorsun buna
tepki gelince hayır dönüştüreceğiz. Bu da çok incitici bir söz.
Kanun zor ile ben seni dönüştüreceğim sözü bir siyaset
mühendisliğidir. Bir toplum mühendisliğidir. Bunu yapmaya hiç bir
ehli vicdanın hakkı yoktur diye düşünüyorum. Çok pahalı tamam
pahalı restoranları da kapatalım. Burası bir rant kapısı. Bu ne
biçim laftır ben anlamıyorum. Rant kapısı ne demek? O zaman
TOKİ'ler de bir rant kapısı. Öyle değil midir? KİPTAŞ'lar da bir
rant kapısı inşaat kadar büyük bir rant kapısı var mı? Oralardan
başlayalım o zaman hepsini devlet yapsın. Özel hastaneler
kapatılsın külliyen hepsi devlet hastanesine dönüştürülsün."
İnanan insanlar devlet kavramı ile bir ağır imtihan yaşıyorlar.
Gördüğüm acı gerçek budur. Devlet gücü nerede hangi miktarda
kullanılır aslında dershane meselesi bunun bir tabiri caizse bir
göstergesidir. Bunun Türkiye'ye de Türkiye'deki bu güzel demokratik
yapıya da faydasının olacağını düşünmüyorum. Bizim derdimiz bir hır
gür çıkarmak değil ki, bir kavga çıkarmak değil ki, bir kalp kırmak
değil ki. Bir güven zedelemesi değil ki. Ortada bir vaka var."
Ekrem Dumanlı: Gördüğüm acı gerçek budur | samanyoluhaber.com