Can Dündar tarafından hazırlanan ve Gezi direnişinin 48 saatini ve o 48 saat içinde gözünü kaybeden 6 gencin öyküsünün anlatıldığı 'Gözdağı' isimli belgesel, direnişin yıldönümü olan 31 Mayıs'tan itibaren parklarda ve salonlarda ücretsiz olarak gösterilecek.
Müziğini Fazıl Say'ın yaptığı 'Gözdağı'nın ilk gösterimi bugün Caddebostan Kültür Merkezi'nde Can Dündar'ın katılımıyla yapılacak.
Can Dündar 'Gözdağı'nı böyle anlattı:
Gözdağı
"Göze alanların gözünü aldılar. Ama daha milyonlarca göz var.
Gezi, herhalde tarihin en çok görüntülenen eylemlerinden biri…
Her göz, bir kayıt makinesiydi adeta; her telefon, bir kamera…
O yüzden belgesele, çekilen o görüntüleri isteyerek başladık. Geçen Haziran başında “Çektiklerinizi paylaşırsanız belgeselimize katkı sağlarsınız” dedik. 1000’i aşkın görüntü geldi.
Geçen bir yılı o görüntüleri ve haber çekimlerini ayıklayıp
yayına hazırlayarak geçirdik.
O arada Gezi’yi anlatan çeşitli belgeseller yapıldı. Biz, ana tema
olarak “Görme”yi seçtik.
Çünkü Gezi, bir anlamda Türkiye’nin kitlesel anlamda görmeye
başladığı tarihti.
Ve hiçbir eylemde olmadığı kadar fazla sayıda insan gözünü
kaybetti.
Adeta görenler, göremesin istendi.
Biz de onların öyküsünü anlatmak istedik.
Gezi’de gözünden vurulanları işledik.
Gözünü kaybedenlerin son gördüğü şey, üzerlerine gelen bir plastik
mermi veya gaz fişeğiydi. Yani şiddeti, herkesten iyi ve en
yakından görmüşlerdi.
Ve gözlerini kaybetmelerine rağmen, bugün olup biteni çoğumuzdan
iyi görüyorlardı.
Gözleri dağlansa da gözdağına boyun eğmemişlerdi.
Afişimize onların bu yan yana ve dik duruşlarını yerleştirdik.
Belgeselde de onların gözlerini kaybettiği Gezi’nin ilk 48 saatini
anlatmayı denedik.
Çünkü o 48 saatte yaşananlar, Gezi’nin tümünde olup biten her şeyi,
itirazı, isyanı, dayanışmayı, şiddeti, öfkeyi, saldırıyı, direnişi
içeriyordu. Ve aslında finalinde zaferi yani parkın kurtuluşunu da
barındırıyordu.
Onca ölüme, yaralanmaya, zulme, yasağa rağmen bugün o park,
“İstediğimi yaparım” zihniyetine ağır bir tekzip gibi orada
yemyeşil duruyor.
Yapraklarını salladıkça, bir daha deneyecek olanlara da ibretlik
dersler anlatıyor.
* * *
“Gözdağı”, sizlerin katkısıyla hazırlandı.
Yönetmeninden, müzisyenine, grafikerinden arşivcisine kadar tamamen
gönüllü çalışan bir yaratıcı ekibinin omuz vermesiyle
tamamlandı.
Böyle bir belgeselin yayını da Gezi ruhuna yaraşır şekilde
olmalıydı.
O yüzden bir televizyon kanalında yayınlamak yerine, onu doğduğu,
ilham aldığı yerde, yani parklarda, meydanlarda, forum
ortamlarında, üniversite kampüslerinde, kolektif alanlarında
göstermenin, daha doğru olacağını düşündük.
Sadece bir kentte göstermek de haksızlık olurdu.
Mademki bu, bütün ülkeyi kapsayan devasa bir eylemdi, o halde
belgeseli de eylemin hayata geçtiği her kentte
gösterilebilmeliydi.
Hatta Atina’dan New York’a, Madrid’den Berlin’de, itirazı olan
herkesin yaşadığı şehirlere, kardeş “occupy” eylemlerinin yaşandığı
diğer ülkelere gitmeliydi.
Bu düşünceyle belgeselimizi halka, parklara, salonlara açmaya karar
verdik.
Bedava gösterim koşuluyla isteyen belediyeye, kolektife, öğrenci
derneğine, sendikaya, kültür merkezine belgeseli karşılıksız olarak
sunma fikrini benimsedik.
Gezi’nin yıldönümünde, belgeselin anlattığı iki günde, yani 31
Mayıs ve 1 Haziran’da bu gösterimlerin yapılabilmesini
umuyoruz.
Bu site, belgeselin tanıtımının yanı sıra, gösterim yapmak
isteyenlerle temas ve gösterim yer ve saatlerini duyurmak için
kuruldu.
Aşağıdaki mail adresinden belgeselimizi talep edebilir, nasıl temin
edeceğinizi öğrenebilirsiniz.
Birkaç gün içinde belgeseli hangi kentlerde, nerelerde
izleyebileceğinizi de buradan duyuracağız. Gösterildiği yerlerden
bize ulaşacak görüntüleri de siz ulaştıracağız...
“Gözdağı”, bu özelliğiyle de medyanın kıstırılmışlığına karşı
belgeselin sokağa çıkışının bir örneği olacak.
Tıpkı Gezi’de olduğu gibi…"
'Gözdağı' nerelerde gösterime giriyor? Liste için tıklayınız.
"Can Dündar'ın Gezi belgeseli 'Gözdağı' izleyiciyle buluşuyor" Galerisine Göz At