Yalçın, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin İYİ Parti'ye yönelik daveti hakkındaki tartışmalara ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Bahçeli'nin çağrısının hala gündemdeki yerini koruduğunu, hem medyada hem de kamuoyunda mesele üzerindeki tartışma ve değerlendirmelerin sürdüğünü belirten Yalçın, şöyle devam etti:
"Sayın Devlet Bahçeli'nin İP'e dönük daveti, karşılıklı siyasi yaklaşma, yumuşama, gerginliği azaltma ve peşin hükümleri ortadan kaldırma yolunda atılmış bir adım, bilgece sergilenmiş bir siyasi diplomasi örneğidir. Ne yazık ki çağrının muhataplarınca böylesi bir fırsat iyi değerlendirilememiş, enine boyuna düşünülüp istişare edilmeden büyük bir siyasi nezaketsizlik ve seviyesizlikle reddedilmiştir."
"AKŞENER KAÇAK GÜREŞMEKTEDİR"
Bahçeli'nin büyük bir içtenlik, serinkanlılık ve barışçı tavırla davet yaptığını bildiren Yalçın, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Davete, muhatabı yerine yetkili yetkisiz, akıllı akılsız, köklü köksüz bir takım isimlerin cevap vermesi, İP'in siyasi terbiye kültürünün, politika adabının oluşmadığını, olgunlaşmadığını göstermiştir. Söz konusu davetin birinci muhatabı İP Müdiresi Meral Akşener'dir, ancak Müdire Hanım sessizliğini koruyup susmaktadır. Sayın Genel Başkanımızın davetine icabet ederse bundan millet ve memleket karlı çıkacakken, Meral Akşener'in sükutundan ötürü partisi tartışmaların merkezine yuvarlanarak kan kaybetmektedir. Akşener kaçak güreşmekte ya da gol yiyeceği korkusuyla topa girmekten kaçınmaktadır."
Yalçın, İYİ Parti'nin bir kurumsal kimliğinin olmadığını öne sürerek, "Bu parti, CHP'ye veya bölücü terör örgütünün siyasi acentesi HDP'ye nispetle tanımlanabilmektedir. İP, bu bağlamda bir yancı, iş birlikçi veya kuyruk sokumu parti görünümündedir." ifadelerine yer verdi.
Akşener'in "liderlik hassasının bulunmadığını, siyaset etme yeteneğinin kıt olduğunu" savunan Yalçın, şu eleştirilerde bulundu:
"Meral Akşener, parti genel başkanından çok, okul idaresinde terör estiren, öğrencilere sürekli parmak sallayan huysuz ve geçkin bir müdire havasındadır. Bu durum, İP açısından muhataralı, güvensiz ve muammalı bir siyasi gelecek tablosu çizilmesine yol açmaktadır. Halbuki gelecek yıl yapılacak 31 Mart Yerel Seçimlerinde millet, İP'i kendi kurumsal kimliğine sahip bir parti olarak müstakil surette seçimlere girecek kemal, yetkinlik ve cesarette görmek isteyecektir. Oysa İP sözcüleri hala denenmiş ve hüsrana sebep olmuş ittifakla ayakta kalma derdindedir. Bütün bunlardan daha önemlisi; İP, MHP'nin kötü bir taklitçisi ve rol çalıcısı mı olacak, yoksa kendine yeni ve farklı bir siyasi gömlek mi biçecektir, milletimiz buna bakacaktır. Çünkü MHP varken MHP'cilik oynayanlara millet itibar etmeyecektir."