Olay, önceki gün Osmangazi ilçesi Pınarbaşı Mahallesi Bayramyeri Caddesi'nde meydana geldi. Yaşları 5 ile 19 arasında değişen 6 çocukları bulunan Nadile-Fevzi Şirin çifti, bedensel ve zihinsel engelli çocukları Muhammed Seyit'in tedavisi için Kars'ın Digor ilçesinden akrabalarının yaşadığı Bursa'ya taşındı. Şirin ailesi, 10 gün önce geldikleri Pınarbaşı Mahallesi'nde kiraladıkları evde yaşamaya başladı.
KALDIRIMDA YÜRÜYEN ÖMER'E ÇARPTI
Geçen pazar günü, Nadile Şirin, hasta oğlu Muhammed Seyit ile Ömer'i evlerinin yakınındaki Pınarbaşı Parkı'na götürdü. Şirin, çocukları oynadıktan sonra alışveriş için çarşıya gitmeye hazırlanırken Ömer, annesinden önce çıktığı parkın yanındaki caddede, kaldırımda yürümeye başladı. Bir ilkokul ile ortaokulun da bulunduğu caddeye, iddiaya göre hızla giren F.M.A. idaresindeki 10 AAJ 480 plakalı midibüs, sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesiyle kaldırıma çıktı, Ömer'i altına alıp metrelerce sürükledi. Caddeden gelen gürültüye koşarak parktan çıkan Nadile Şirin, Ömer'i kanlar içerisinde yerde yatarken buldu. Kazanın ardından kaçmaya çalıştığı iddia edilen sürücü, çevredekiler tarafından yakalandı. İhbar üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Sağlık ekibinin ilk müdahalesinin ardından ambulansla Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılan Ömer, doktorların müdahalesine rağmen kurtarılamadı. Ömer, Erdoğan Köy Kent Mezarlığı'nda toprağa verildi.
SÜRÜCÜ SERBEST BIRAKILDI
Polisin gözaltına aldığı sürücü F. M. A.'nın emniyetteki ifadesinde, "Çocuğun elinde ip vardı. İp arabanın tekerleğine dolandı, çocuk da ipi bırakmayınca sürüklenerek başını kaldırıma çarptı" dediği öğrenildi. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen sürücü savcılık sorgusunun ardından serbest bırakıldı.
'YALANCI ŞAHİT TUTMUŞ'
Nadile Şirin ise oğlunun elinde ip olmadığını belirterek, olayı şöyle anlattı:
"Diğer çocuklarımla beraber Ömer de parktaydı. Yola geçecekti, araba birden çarptı. Çocuğumun sesi gelince ben koştum. Ben giderken çocuğum yere düştü. Bana seslendi, 'anne, anne' dedi. Sonra sesi kesildi. Biz 10 gün önce geldik buraya. Okula kayıt yaptıracaktık. Okula gitmeyi çok istiyordu. 'Anne beni okula gönder' diyordu. Diğer çocuğum zaten hasta. Onu hava alsın diye gezmeye çıkardım, Ömer de 'anne ben de parkta gezmek istiyorum' diyerek geldi. Araba çarptı. Elinde ip falan görmedim. Öyle söylediler ama ip yoktu elinde. Yalancı şahit tutmuş, o öyle söylemiş."
Oğlunun ölüm haberini işçi olarak çalıştığı inşaatta alan baba Fevzi Şirin de "Parkta oynadıktan sonra çarşıya gideceklerdi. Yürürken araba gelmiş, vurmuş. İp tutmuyormuş, yalan söylüyorlar" dedi.
'BİZİM CANIMIZ YANDI, BAŞKALARININ YANMASIN'
Ömer Şirin’in dayısı Mehmet Yıldız, "Çocuğu baya bir sürüklemiş. Vurduktan sonra çocuğu fark etmemiş. Ön teker vururken, yandan sıyrılmamış, çocuk arka tekere kadar gelmiş" derken amcası Yaşar Şirin ise aracın süratli olduğunu öne sürerek, "Yaşlı bir teyze arabanın vurduğunu görmüş. Çocuk arabanın altında sürüklenirken, o teyze bağırmış. Ondan sonra şoför çocuğa vurduğunu fark etmiş. Süratliymiş. Bizim canımız yandı, başkalarının canı yanmasın. Burası dar bir yol, biraz yavaş gelsinler. Biz de şoförüz. Bu yolda sürat olur mu? İki tane okul var burada" diye konuştu.
'BU CADDEDE İLK KEZ KAZA OLUYOR'
Söz konusu caddede ilk kez kaza olduğunu söyleyen Pınarbaşı Mahallesi Muhtarı Halil İbrahim Koçum da "Burada olan trafik kazası, olması mümkün olmayan bir şey. Şurada iki tane okul var. Birisi ilkokul, birisi ortaokul. Hız kesicimiz var. Bu şartlar altında bu kazanın olmasını benim aklım bir türlü almıyor. Eğer bu kaza okul çıkış saatinde olsaydı, bir tane değil de on tane ölüm olsaydı ne olacaktı? Bu tamamen şoförün dikkatsizliğinden kaynaklanıyor. Yolun dar olduğu belli, tek yön olarak araç geliyor. Burada ilk kez kaza oluyor" dedi. (DHA)