Ekranların sevilen dizisi 'Afili Aşk'ın Ayşe’si Burcu Özberk, MAG Kasım sayısı için Emre Yunusoğlu'nun objektifinin karşısına geçti.
Oyunculuk kariyerinden güzellik sırlarına, olmazsa olmazlarından gelecek hedeflerine bir çok konuda verdiği samimi cevaplar ile kendini bir kez daha sevdiren güzel oyuncu bir birinden özel kareleri ile MAG okurları ile buluşuyor.
Çok düşünmeden konuştuğunu ve dürüst olmaya odaklı birisi olduğunu belirten Özberk, internet dizisi yapmak istediğini de söyledi. “İnternette iş yapmayı açıkçası istiyorum. Daha rahat bir çalışma ortamı olacak, daha sindirilmiş, üzerine çalışılmış ve cesur olacağı için o tarafta da var olmak istiyorum” diye konuştu.
Afili Aşk dizisinde başrolü paylaştığı Çağlar Ertuğrul ile ana odaklanarak güzel bir uyum yakaladıklarını vurgulayan Özberk, “ Sahnelerden önce yönetmenimiz ile prova yapıyoruz. Aklımızda soru işareti kalmadan kayıt diyoruz. Çağlar ile o ana odaklanıyoruz. Bu da her şeyi daha gerçek kılıyor” dedi.
Kanal D ekranlarında reyting rekorları kıran “Afili Aşk” dizisi nasıl gidiyor, her şey yolunda mı?
Dizi beklediğim, hissettiğim gibi çok iyi başladı ve öyle devam ediyor. Sezona devam ettiğimiz için çok mutluyum.
Ekranların muhteşem ikilisi diyebiliriz Kerem ve Ayşe’ye... Çağlar Ertuğrul ile nasıl bir uyum yakaladınız?
Çağlar da ben de sadece kendi karakterimize odaklanmıyoruz, hem birbirimize hem rollerimize sahip çıkıyoruz. Sahnelerden önce yönetmenimiz Serdar hoca ile prova yapıyoruz ve aklımızda soru işareti kalmadan kayıt diyoruz. Çağlar ile o ana odaklanıyoruz. Bu da her şeyi daha gerçek kılıyor. Ekrana yansıyor.
Ekranlara yüksek enerjinizle giriş yaptınız, öyle ki her geçen gün hayran kitleniz artmakta. Peki siz, bize ekrana yansımayan Burcu Özberk’i anlatabilir misiniz?
Ekrana yansımayan kısmım son derece sakin ve ailesine düşkün bir Burcu. Anadolu yakasında yürümeyi, kahve içmeyi, evde vakit geçirmeyi çok seviyorum. Havalar da soğuduğu için arkadaşlarım gelsin, evde battaniye altında film izleyelim, muhabbet edelim, kedilerim etrafımızda olsun bana yetiyor. Ailem benden uzakta, onları çok özlüyorum ve boş zamanlarımda yanlarına gidiyorum. Önceden sıkıcı gelen tüm sadelik, hayatımı yansıtıyor aslında.
Bildiğimiz kadarıyla ortaokulda keman dersleri almışsınız. Müzikten oyunculuğa geçiş süreci nasıl oldu?
Aslında ben konservatuar okuduğumda da oyunculuk okumak istiyordum. Ve annem beni müzik okumaya ikna ederken tiyatro bölümünde sınava gireceğinde senin için artı olur demişti. Tiyatro ve müzik bölümü aynı kampüste olduğu için orada okuyan öğrencilerle konuşma ihtimali beni çok etkilemişti.
Konservatuar okurken Tatbikat Sahnesi’nde başarılı oyunlarda rol almışsınız. Bunların haricinde de rol aldığınız birçok tiyatro oyunu var. Sadece birini seçme şansınız olsaydı, bu televizyon ekranı mı olurdu yoksa tiyatro sahnesi mi?
Tiyatro okuduğum zaman, sınavlara girerken; en büyük hayalim sahneye çıkmak, çalıştığım tiyatroya ait olmaktı. Tatbikat sahnesine seçildiğimde, oyun çalışırken, her hafta sahneye çıkarken yaşadığım heyecanın yerini hiçbir şey tutamaz. Televizyonu ve tiyatroyu asla kıyaslayamam bile. İkisi apayrı dünyalar, farklı koşullar, bambaşka bir disiplin gerektiriyor oyuncu için.
Canlandırdığınız Ayşe karakteri her zaman başkalarını düşünen kendini ikinci plana atan biri. Gerçek hayatta Burcu Özberk de böyle midir?
Aslında Ayşe’nin hikayesi kendi gibi olmak istediği noktada başlıyor. Hayatı boyunca başkalarını düşünen biri ve onların üzülmemesi için ailesinin istediği gibi yaşıyor. Ben de çok fedakarlıklar yaparım dostlarım için, ailem için ama kendi hayatımı ben yönetirim. İnatçıyımdır ve isteklerimden vazgeçmem.