İşte Dünya gazetesinden Alaattin Aktaş'ın yazısı
✔ Dövizin aralık ayında spekülasyon yapılarak yükseltildiğini söyleyenler, şimdi de dövizdeki artışın suçlusu olarak enflasyonu gösteriyor.
✔ Sakın arada bir gerçek atlanıyor olmasın! Sakın enflasyonu da döviz yükseltmiş olmasın!
✔ Hem aralıktaki spekülasyona zemin hazırlayanlar, bu durumu yaratanlar kimlerdi?
Tam klasik “tavuk- yumurta” sorusu gibi oldu. Hangisi hangisini tetikliyor; enflasyonu dolar mı, doları enflasyon mu? Yoksa ikisini birden harekete geçiren başka etkenler mi var?
Geçenlerde özet olarak şöyle bir açıklama yapıldı:
“Dövizin aralık ayındaki tırmanışında spekülatif etkenler rol oynadı.” İlginç değil mi?
■ O dönem spekülasyon yapılmasına zemin hazırlanmamış gibi!
■ Hatta hatta özellikle spekülasyon yapılsın istenmemiş gibi!
■ Daha da ötesi bu spekülasyon el ovuşturularak izlenmemiş gibi!
■ 21 Aralık’tan sonra yapılan açıklamalarda “Bu işten vatandaş zararlı çıktı” denilerek, o süreçten kimin karlı, kimin zararlı çıkacağının bilindiği itiraf edilmemiş gibi!
Faiz indirimiyle birlikte kurun oralara gideceği belli ki zaten tahmin edilmişti ve ne zaman ne yapılacağı da hiç kuşkusuz çok önceden kararlaştırılmıştı. Ne yani, 20 Aralık akşamı açıklananlar, yani kur korumalı mevduat, gün içinde mi kararlaştırılmıştı!
Şimdi de tutmuşlar "Dövizin aralık ayındaki tırmanışında spekülatif etkenler rol oynadı” diyorlar.
Kesinlikle doğru, “Spekülatif etkenler rol oynadı” da, bir kez daha soralım, bu zemini kim hazırladı?
Şimdi yeni bir aşama...
Bu kez tartışma yeni bir boyuta taşındı...
“Döviz kuru aralıkta spekülasyon sonucu artmıştı, şimdi ise enflasyon yüzünden artış yaşanıyor.”
Arada olan biten atlanmış sanki!
Yani enflasyonun nasıl olup da bu düzeye fırladığı gerçeği. Sakın enflasyonu buralara taşıyan döviz kuru olmasın!
Hadi bu gerçeği gözden kaçırdınız diyelim, şimdiki kur artışında temel etken enflasyon mu yani?
Bir ülkenin ulusal parasının değeri, o ülkedeki enflasyon ile karşı ülkedeki enflasyon farkı kadar düşer, düşmelidir, tamam.
Ama bırakın teoriyi? Şu an Türkiye için bu teorinin geçerli ve yeterli olması için gereken koşullar var mı?
Varsayın yaz mevsimi avantajıyla fiyatlar artmıyor.
Varsayın ham petrol fiyatları düştü, bu sayede akaryakıta zam gelmiyor ve fiyatlar yatay seyrediyor.
Şimdi TL değer kaybetmeyecek mi yani?
Eğer teoriye takılıp kalırsanız, evet kaybetmeyecek.
■ İyi de her ay neredeyse 10 milyar dolar ticaret açığı veriyorken...
■ Yıllık ticaret açığı 80 milyar doları aşmış ve tırmanışını sürdürüyorken...
■ Her geçen ay biraz daha fazla dış borçlanmaya gidiyor ve bunların geri ödemesi ve faizi için döviz bulma ihtiyacı duyuyorken...
■ Sonuçta dış ticaret açığını turizm gibi, navlun gibi döviz gelirleriyle kapatamayıp, bir de üstüne yine her ay 8-10 milyar dolar cari açık vermeye devam ediyorken...
Nasıl olacak da yalnızca enflasyondaki artışın durmasına bağlı olarak kur artışı da duracak? Kaldı ki biz enflasyonun durması ya da düşmesi derken genellikle yıllık oranın gerilemesini anlıyoruz, oysa dövizi geriletecek ya da artışını durduracak kavram, bir önceki düzeye, yani aya göre fiyat artışının olmaması veya çok az olmasıdır.
Biz o aşamanın o kadar uzağındayız ki...
Dövizin üstündeki baskıyı adeta tümüyle yok etmişiz de, yukarıda sıraladığım etkenleri ortadan kaldırmışız da şu enflasyonu da hallettik mi, ki o da yakın(!), kur artışı belasından da kurtulacağız.
Büyüklere masallar kıvamında bir çalı hikayesi!
Enflasyon düşse de dolar düşmeyecek
Bir kez daha altını çizeyim...
Bizde enflasyonun düşmesi kavramı zihinlerde “Fiyatların gerilemesi olarak yer etkin” istiyorlar. Oysa enflasyonun düşmesi fiyatların gerilemesi demek değildir. Aynı örneği vereceğim. Enflasyon yüzde 50 iken 100’den 150’ye çıkan bir malın fiyatı, enflasyon yüzde 10’a indiğinde bu kez 150’den 165’e yükselir. Enflasyon oran olarak düşmüştür ama malın fiyatı artmaya devam etmektedir.
Bir kere ortada böyle bir gerçek var. Dolayısıyla “Enflasyon düştü” dedikleri koşullarda bile fiyatlar artmaya devam edecek, bu artışın etkisiyle de döviz “yalnızca enflasyona bağlı olsa bile” yükselmesini sürdürecektir. Bundan kaçış yok!
Geçtik diğer tüm etkenleri; cari açık veriyor olmamızı, döviz ihtiyacımızın devam edecek olmasını, rezervimizin bulunmamasını, ekonominin geleceğine ilişkin umutların tümüyle tüketilmiş olmasını ve güvensizliği, bu güvensizlikte dolayı yabancının Türkiye’yi tercih etmemesini... Bunları aşabilsek bile Türkiye’de dövizi aşağı çekecek şekilde bir fiyat gerilemesi yaşanması o kadar zor ki...
Dolar kaç lira mı olacak?
Gelelim can alıcı soruya, doların kaç lira olacağına...
Aslında başlıktaki sorunun yanıtı çok kolay...
Ben hemen yanıt vereyim:
“İlk etapta 18 lira aşılacak, sonrasında kritik düzeyler var; en başta 20 düzeyi. Burası da aşıldıktan sonra 22.5 ikinci kritik düzey. Dolar 22.5 ile 23 arasında bir süre salınabilir, 23 aşıldıktan sonra önce 25, sonra 30 görülecek...”
Siz bu sayıların yerine başka sayılar koyun, 20 demeyin de 21 deyin, 25 yerine 24 yazın, yine olur.
Dikkat ederseniz sayı veriyorum ama tarih yok!
Ben döviz konusunda hem düzey, hem tarih verebilecek kadar bilgi sahibi değilim.
“Dolar şu ay sonu şu kadar, iki-üç ay sonra şu kadar olur” diyenlerin hangi verilerle hareket ettiklerini de bilmiyorum.
Ama dediğim gibi siz de çok rahatlıkla dolar ve euro tahmini yapabilirsiniz ve zaman vermediğiniz sürece tüm tahminlerinizin tutacağı yüzde 100 garantidir.