Vatan gazetesi Bizim Kahve köşe yazarı Buket Aşçı, bugünkü köşesine Yeni Şafak'tan 'mahalle baskısı' nedeniyle istifa eden Murat Menteş'i taşıdı. İşte Aşçı'nın o yazısı:
"Ömer Lekesiz Yenişafak’taki köşesinde Murat Menteş’i, bir nevi
kafirlikle suçladı. Aslında uzundur, muhafazakar kesimde Menteş’e
yönelik Gezi olaylarına destek verdiği, modern kesime yaklaştığı
için bir hoşnutsuzluk vardı. Hatta dillenmeyen bir ihanet
hissiyatı... Zira Menteş “karşı mahallenin” dilini, argümanlarını
kimi zaman onlardan bile daha iyi kullandığı ve hiç çekinmeden sert
çıkışlar yapabildiği için sevilmişti “ezilen dindarlar”
tarafından.
Mesela biri “Batı romanının gücünden mi bahsetti” Murat Menteş,
“yanlış biliyorsun” diyerek ona bir güzel Batı romanının gelişimi
ve büyüklüğü üzerine ders verebilirdi. Donanımlıydı. Dahası zeki,
espirili ve de ukala! Yani ezik takılmıyordu. Sakin değil
karşısındakinin gözlerinin içine bakarak konuşuyordu. “Klişesiniz”
diyordu büyük bir özgüvenle... Hatta hiç çekinmeden “zevzek”,
“cahil”, “terbiyesiz”, “aptal” gibi kelimeler kullanıyordu. Belli
ki onun için bağzı putların kırılması gerekiyordu.
İnsanın fikirlerini ifade ederken kimi zaman provakatif olmasını,
tokatlar savurmasını ben de severim. Ayıltıcı olabilir. Ama ben
“sömürgecilik bile emek ister” gibi afallatan tanımlamaları
severim.
Yine de Menteş’in usta-çırak terbiyesinin ağır bastığı muhafazakar
kesimden biri olarak bu çıkışlarındaki isyankar tavrı atlamak da
olmazdı. Üstelik hem dindarlar, hem de laik kesim tarafından
okunmayı ve sevilmeyi başarmış biriydi. En yakın arkadaşlarından
birinin “Behzat Ç”nin yazarı, bambaşka bir kültürden gelen Emrah
Serbes olması da ayrıca güzeldi. Zira böyle bir bileşim kolay
oluşmazdı, iyi gözlemek gerekirdi."
Köşe yazısının tamamını okumak için tıklayınız.