Masum, 7 Yüz ve Sifir Bir-Bir Zamanlar Adana’da gibi, çok özel projelerle en sevilen dijital televizyon platformu haline gelen BluTV, 8 Mart Dünya Kadınlar Günün’de yepyeni bir belgesel serisinin müjdesini verdi.
Hayatına güven ve hareket katan, kalıpları değiştirerek kendine farklı yollar çizen, özel hikayeleri mercek altına alan, yepyeni bir belgesel serisine destek veren Elidor, başka hayatlara dokunmayı hedefleyen bir farkındalık serüvenini BluTV’de sunuyor.
Elidor’ un desteği ile birlikte hayata geçecek olan 'Bu Kızın Öyküsü' belgeseli, dokuz farklı genç kadının başarı hikayesini belgesel niteliğinde BluTV’de yayınlanacak. Her hafta farklı bir hikayenin anlatıldığı belgesel serisi toplamda dokuz hafta sürecek. Belgeseller kendi hikayesini gerçekleştirmiş, kendi yolunu çizmiş her bir genç kadının yaşadığı serüvene değinecek.
'Kendini Keşfet'
BluTV ve Elidor, kadınların kendileri için oluşturdukları özel hikayelere inanıyor ve kendilerini keşfetme yolculuklarında onların yanında olmak istiyor. Bu yüzden hayat dolu bir adım atarak içlerindeki gücü keşfetmek isteyen kadınlara destek yolu açarak toplumsal farkındalık sağlamayı amaçlıyor.
'Bu Kızın Öyküsü', kendi dünyasıyla bağlarını sağlamlaştırmak isteyen milyonlara rehberlik edecek nitelikte bir seri belgesel.
9 kahraman, 9 başarı!
BluTV’ de hayata geçecek “Bu Kızın Öyküsü” belgeseline destek veren Elidor, kadınların kendilerine yeni ve farklı bir yol çizmelerini destekleyerek içlerindeki gücü keşfetmelerine olanak sağlıyor. Kadının toplumdaki yerinin önemini bilen BluTV ve Elidor, zaman zaman güçlü eleştirilerle karşı karşıya kalan genç kadınların hayallerini başarmak için ihtiyaçları olan güveni onlara veriyor.
Sezen Aksu’nun bilinen 10 farklı şarkısının coverlarını da duyacağımız belgeselin o dokuz kahramanı ve onların başarı hikayeleri ise şöyle;
Emel Ernalbant Bulgu: 2014 yılında, hızla yükselen fotoğrafçılık kariyerini ve İstanbul’u terk ederek daha sade, daha yavaş ve daha zengin bir yaşam için Mardin’e taşındı.
Şimdi Mardin’ini İstasyon Mahallesi’nde kurduğu karanlık odada savaş yüzünden bu topraklara göçmüş çocuklara fotoğraf dersleri veriyor.
Mizgin Ay: Beypazarı’ndan doğan bir başarı hikayesi. Dünyanın kendi yaş kategorisinde en hızlı koşan kızı şimdide gözünü olimpiyatlara dikti.
Begüm Cana Öztürk: Anadolu’da dokuma geleneğinin ölmek üzere olduğu köylere gidip, evlere giriyor, dokumacılara sipariş veriyor; dokumacı kadınlardan oluşan bir ağ kuruyor. Sipariş götürdüğü köylerde, kadınlara hem ekonomik hem de manevi bir güç veriyor. Yarattığı istihdam ağı sayesinde önce kadınlar kalkınıyor; ardından evler köyler değişime uğruyor.
Karsu Dönmez: Hatay’dan Hollanda’ya göç etmiş bir ailenin kızı olan Karsu, 16 yaşında babasının Amsterdam’daki restoranında garsonluk yaparken piyano çalmaya başlıyor. Karsu, aktif bir toplum gönüllüsü: Amsterdam’da merkez tren istasyonunda Ortadoğu ve Afrika’dan gelen mültecilere yardım ediyor; Atina’da, mültecilerle çalışan Happy Caravan adlı örgütün de elçisi. Hollanda'daki Türklerin entegrasyonunda semboller arasında gösterilen bu genç kadın, azmin, tutkunun ve başarının ta kendisi.
Öykü Baştaş: Kendi ülkesine döndüğünde sosyal medya üzerinden eleştiriye, hatta hakarete uğradı. Paris,
Londra ve Milano moda haftalarında dünyanın en büyük modaevlerinin defileleri için podyuma çıktı ve modellikte gelinebilecek en yüksek noktaya geldi. “Güzellik herkese göre değişir, önemli olan eşitlik nezaket ve insanlık” diyerek çizgiyi çekmesi tüm genç kadınlara ilham oluyor.
Sürayya Karagöz: Küçüklüğünden beri kuşlar gibi özgür olmak ve uçmak isteyen Süreyya, hayallerini gerçekleştirmiş. O bugün Kapadokya’nın en çok sevilen balon pilotlarından biri. Çevresindeki erkeklerin, özellikle meslektaşlarının eleştirilerine rağmen, çok da başarılı bir pilot!
Gözde Mimiko Türkkan: Kick Boks ve Muay Thai antrenörü Gözde, kendi dönüşümünü tamamladıktan sonra, çevresini dönüştürmeye başlayanlardan. BoMoVu çatısı altında farklı bedensel ihtiyaçları olan gruplara yönelik projeler geliştiriyor; kadınlara kendilerini daha rahat hissettikleri bir ortam yaratıp, kendilerini ifade etmelerini, içlerindeki gücü keşfetmelerini sağlıyor.
Tuğçe Akgün: 2011 senesinde İzmir’ de geçirdiği trafik kazası sonucunda hayatına omurilik felçlisi olarak devam ediyor. Ancak o, başına çaresi olmayan bir şey gelmesine rağmen, hayata sıkı sıkıya tutunmayı seçenlerden. Hayatına tekerlekli sandalye girdikten sonra, kendine “Ben kazadan önce neyi yapamadım, neyi başaramadım?” diye soruyor ve kendini spora veriyor. 27 yaşındaki paralimpik atlet, geçtiğimiz sene milli oluyor ve Londra Paralimpik Oyunları’nda Türkiye’yi temsil ediyor.
Hülya Doğan: İzmir İtfaiyesi’nde itfaiye erliği yapan Hülya Doğan, kadınların duygusal olmaları yüzünden bazı mesleklere uygun olmadıkları tezini ters köşeye yatırıyor: “Yanan bir eve girip, birini kurtarmak bilek gücünden ziyade yürek istiyor” diyor.