20 yıl önce medya dünyasına ilk adımını atan ve 2014'ten bu yana dijital mecrada okurlarıyla buluşan Radikal, yayına veda etti.
Gazetenin mutfak ekibi bugün yayınladıkları bir veda yazısıyla okurlarına son kez seslenirken, Radikal yazarları da köşelerinde birer veda mektubu yayınladı.
İşte, o veda mektupları:
Değişmeyen umut - Tarhan Erdem
Halkıma görüşlerimi ulaştırma ortamı olan Radikal gazetesi çalışanlarına, yöneticilerine ve sahibine minnettarım.
Yıllardan beri Radikal’in yaşatılabileceğine inanırım, ancak yöneticilerimizin kararı makbuldür; biraz da kader, gazetemiz kapatılmıştır.
Halkıma görüşlerimi ulaştırma ortamı olan Radikal gazetesi çalışanlarına, yöneticilerine ve sahibine minnettarım.
Radikal’deki ilk yazımın son cümlesiyle başlıyorum son yazıma:
“Etrafımıza bakmadan hepimiz; gücümüz ne kadarına yetiyorsa o kadar; ‘bu ülke bize lazım!’ diye sesimizi yükseltmeliyiz. Benim yaptığım ve yapacağım da budur” (13.01.1997).?
Yazının tamamını okumak için TIKLAYIN...
Voltaire'i hatırlayarak... - Altan Öymen
Radikal, ülkemizdeki düşünce özgürlüğü sınırlarının AB standartlarına uygun olmasını hedeflemişti. O yoldaki katkıları unutulmayacak.
Radikal’in yayın hayatının sona ermesi, tabii, çok üzücü. Sadece Radikalgazetesinin mensupları ve okurları için değil, ülkemizin basın ve düşünce hayatı için de...
Değerli okurlarım biliyor, benim gazeteciliğe başladığımdan beri hayli zaman geçti. O zamanın yarısına yakını da Doğan Grubu gazetelerinde geçti. 2000’den önce grubun sahibi olduğu gazeteler arasında Milliyet, Finansal Forum, Referans ve Radikal de vardı. Onlarda da çalıştım. Belleğimde her birinden güzel anılar var.
Yazının tamamını okumak için TIKLAYIN...
Elveda Radikal, elveda "asabi şehirli" - Murat Yetkin
O bir dönemdi. Artık o dönem yok. Gazeteciliği gazeteci gibi yapmaya o dönem ne kadar yakın olduğumuzu şimdi geriye bakınca anlıyorum.
Radikal'e en başından dâhil olabilirdim, 1996 yazında İsmet Berkan ile konuşmalarımızı hatırlıyorum.
Ama o ara yeni bir gazete çıkarmaktan çok daha yeni ve yenilikçi bir fikrin peşindeydim.
Nuri Çolakoğlu başımızda, Türkiye'nin ilk haber kanalını, NTV'yi kurduk bir avuç meslektaşla.
Radikal 13 Ekim 1996'da yayına başladı. Dümende Mehmet Yılmaz vardı.
Yazının tamamını okumak için TIKLAYIN...
Radikal'e veda - Ezgi Başaran
Kim ne derse desin, Radikal hem kağıda basılırken hem de dijital bir marka olarak bir başarı hikayesidir.
Bir gün böyle bir yazı yazacağımı biliyordum. Lakin sanıyordum ki, ben giderim. Giderken kısa bir veda ederim siz okurlara.
Maalesef sandığım gibi olmadı. Beni ve bu gazeteye 20 yıl içerisinde emek vermiş herkesi son derece üzen bir biçimde gelişti hayat.
Bu Radikal’in son sayısı. Yayın hayatı bugün burada bitiyor. Beraberinde bir çok şeyi de bitirerek.
Yazının tamamını okumak için TIKLAYIN...
Olsun, güzel iş çıkarttık! - Cem Erciyes
Burada büyüdük, biraz da yaşlandık. O nedenle soranlara 'biz evimizi kaybettik' diyorum.
Bu Radikal için yazdığım ikinci veda yazısı. İlkini 2014 haziranında gazete kağıdına veda ettiğimizde yazmıştım.
Radikal bir kez daha Türkiye’de öncü rol üstleniyor, kağıt baskısına son verip yalnızca internette yola devam edeceğini açıklıyor, bazıları bunu ‘dijital devrim’ olarak tanımlıyordu. Ama ben o kadar da umutlu değildim. Zamanın ruhu değişmiş, Radikal bunun karşısında yenik düşmüştü. Neyse ki bizi, sadık okurlarını yalnız bırakmayıp mücadeleye devam kararı almıştı. Bu kez sadece internet üstünde yayın yapacaktı. İki yıl boyunca yaptı da. Bir milyona yakın insan her gün radikal.com.tr’ye girdi ve haberleri bizden aldı.
Yazının tamamını okumak için TIKLAYIN...
Hoşçakalın... - Cengiz Çandar
Türkiye'de demokrasinin serencamı ile Radikal'in yaşamı birbirine paraleldir.
Radikal kapatıldıktan sonra bizlere “veda” yazısı yazma fırsatı tanınması iyi oldu. Noktayı birkaç isme “teşekkür” edemeden koymak istemezdim doğrusu.
Doğan Grubu içinde 10 yıla yaklaşan çalışma hayatım ReferansGazetesi’nde 2006 yılının son günlerinde başlamıştı. Sıfatım “başyazar” idi. Referans’ta yayımlanan yazılarım, aynı gün, Hürriyet’in internet sitesinde de yayımlanıyordu.
Radikal’de yazmaya ise 2008’de başladım. Referans, 2010’da kapanana dek, aynı yazı, hem Referans, hem Radikal ve hem de Hürriyet’te yayımlandı. Galiba, Türkiye’nin basın tarihinde bu konumdaki ilk kişi oldum.
Yazının tamamını okumak için TIKLAYIN...
Yolu Radikal'den geçen herkese... - Uğur Vardan
Bu gazete kâğıtta ya da dijitalde üzerine düşen görevi bence layıkıyla yerine getirdi.
Formayı 1 Nisan 2002’de üzerime geçirmiştim. 31 Aralık 2013’te çıkardım. Bu süre zarfında üç Dünya Kupası, üç Avrupa şampiyonası, üç Olimpiyat Oyunları, sayısız lig ve kupa şampiyonlukları, Eurolig organizasyonu, atletizm şampiyonası, onca film, tiyatro oyunu, konser gördüm… İlk çağrı 2000’deydi, ‘Rahmetli’ Ercan Arıklı ayrılmama izin vermedi, “Aktüel’e devam” dedi ama ertesi yılki çağrıda Radikal ailesinin bir parçasıydım artık. Mesleğe ilk adım attığım kurum olan Erkekçe’deki şefim Yiğiter Uluğ’la 12 yıl sonra buluşmuştuk yeniden. Sonrasında o ayrıldı, bir yıl sonra Spor Servisi bendeydi.
Yazının tamamını okumak için TIKLAYIN...
Bu bir veda değildir! - Fehim Taştekin
Ya sözümüzü zulamıza atıp diz çökeceğiz ya da gerçeğe ihanet etmeyip bedelini ödeyeceğiz. Birileri "Bu sizin için yolun sonu" dedi, değildir, billahi değildir.
Elveda demeye niyetim yoktu. Ortalıklardan kaybolacakmış gibi, bir kenarda susup pusup oturacakmış gibi. Sevgili editörüm Bahadır Özgür “Olmaz” dedi, “Okuyucu veda yazısı bekler.” Eyvallah! Okuyucunun hakkıdır. Bir şeyler demek bizim de hakkımızdır.
Ama bu bir veda değil.
Ne hikâyemiz bitti ne yazacaklarımız!
Rahatlarını bozmamız gerekenler var!
Kendilerini dokunulmaz kılan kibir abideleri var!
Tüm bölgeyi yakan kifayetsiz muhterisler var!
Bu güzelim ülkeyi uçuruma sürükleyenler var!
Daha anlatacaklarımız var ey dostlar!
Bunlar varken veda züldür!
Kaybolmuyoruz, çekilmiyoruz, sadece dağılıyoruz, toprağa dağılan
tohumlar gibi.
Yazının tamamını okumak için TIKLAYIN...
Veda... - Oral Çalışlar
Radikal, demokrat bir gazete yapma çabasıydı. Belli bir tiryakilik ile, meraklı bir okur kitlesi de yarattı...
15 Haziran 2008'de Cumhuriyet'ten Radikal'e geçtiğimde, ilk yazımın başlığı şöyleydi: "Yolculuğa devam".
O yazımı şöyle sonlandırmıştım: "19. yüzyılda yaşamış Alman romancı Gustav Freytag 'Alman kültüründe yürüme tutkusu, ideal bir ülkeye duyulan macera dolu bir özlemden doğar' diye tanımlamış yürümeyi..."
Bu yolculuğu gazete köşelerinde, okurlarla birlikte sürdürdük. Freytag'ın dediği gibi, "ideal ülkeye, macera dolu bir özlem"di herşey… Bu özlemi, belki bizden de çok, okurlar yaşıyordu.
Yazının tamamını okumak için TIKLAYIN...