İslam Memiş'in tv100'deki "Müritlerin hayalleri!" başlıklı yazısı
Deprem felaketinin birinci ayını geride bıraktık.
11 ilimizde yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı bina sayısı 230 bini, buralardaki bağımsız bölüm sayısı da 645 bini buluyor.
13,5 milyon vatandaşımız etkilendi.
Deprem bölgesindeki illerin nüfusu:
Adana: 2 milyon 274 bin 106
Adıyaman: 635 bin 169
Diyarbakır: 1 milyon 804 bin 880
Gaziantep: 2 milyon 154 bin 51
Hatay: 1 milyon 686 bin 43
Kahramanmaraş: 1 milyon 177.436
Kilis: 147 bin 919
Osmaniye: 559 bin 405
Malatya: 812 bin 580
Şanlıurfa: 2 milyon 170 bin 110
TOPLAM: 13 milyon 421 bin 699
İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi’nin verilerine göre, 19 Ocak 2023 tarihi itibariyle Türkiye’de “geçici koruma” kapsamında 3 milyon 513 bin 776 Suriyeli bulunuyor.
Deprem bölgesinde yaşayan Suriyelilerin sayısı ise resmi rakamlara göre 1 milyon 730 bin 491 kişi olduğu belirtiliyor.
Deprem illerindeki Suriyeli sayısı:
Adana: 250 bin 679
Adıyaman: 22 bin 267
Diyarbakır: 21 bin 727
Gaziantep: 459 bin 751
Hatay: 354 bin 549
Kahramanmaraş: 94 bin 888
Kilis: 87 bin 408
Osmaniye: 31 bin 427
Malatya: 38 bin 650
Şanlıurfa: 369 bin 145
TOPLAM: 1 milyon 730 bin 491
Depremin yaşandığı ilk günler “Müritler” için bulunmaz bir fırsat oldu!
Bölgede kendine sağlıkçı ve depremzede süsü veren, devleti hedef alan seslenişleri gördük, duyduk.
Hep bir ağızdan ne diyorlardı: “Devlet nerede?”
Neden o, şu, bu nerede demediler?
Neden siyasilerin adını anmadan devleti hedef alıyorlar?
Müritlerin organize işleri.
Müritlerin deprem haftasında Suriyelilere para dağıttığı, isyan çıkararak ortalığı karıştırmaları istendiği söyleniyor.
İstihbarat, bunun tedbirini alıyor ve gereken yapılıyor.
Deprem bölgesinin demografik yapısının korunması ülke güvenliği için son derece önemli.
Değişim, tahliye ve dönüş projeleri hızlı olmalı.
Yabancıya konut yapmak, satmak, toprak satmak gibi süreçlere ara verilmeli.
Tabii ki devletimizin bir programı var ancak müritler yeni hayaller kurmaya başladı!
“Suriyeliler, Birleşmiş Milletler’den (BM) özerklik istiyor" ve bir de “Suriyeliler-Kürt Suriyeliler” gibi bir ayırımla gibi bir hayal.
Doğal görülen hiçbir şey “doğal” olmayabilir.
Mesela, ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Mark Milley’in Suriye sınırını ziyaret etmesi gibi.
Afet bölgesi başta olmak üzere ülkemize geçici mülteci olarak gelmek isteyen hiçbir sığınmacı ülkemizdeki olağanüstü koşullara istinaden kabul edilmemeli.
Gerekirse gitmek isteyenlere sınır kapısını açmalı.
AB ülkelerinde insanlar sığınmacılar gelmesin diye hop oturuyor, hop kalkıyorlar.
Avrupa’da insanlar, “Ülkemizde sığınmacı istemiyoruz” diye eylem yapıyorlar.
AB ve NATO, Suriyeliler Türkiye’den çıkmasın diye elinden gelen tüm mücadeleyi verecekler.
Müritler, AB ve NATO’yu sıkıştırmaya başlayacaklar.
Bugün birlik, beraberlik ve istikrar günüdür.
Müritlerin hayali, bizim de durumumuz ortada.
Kararı millet olarak biz vereceğiz.
Neyi istersek o olacak.
Bu iş ekonomiden daha önemli!
Mesih’i bekleyen müritlerin planı çok net ve açık.
Türkiye’nin koltuk ve saltanattan başka bir hayali var mı?