Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Dışişleri Bakanlığı, Kıbrıs'ta konuşlu BM Barış Gücü'nün görev süresinin altı ay süre ile 31 Temmuz 2022 tarihine kadar uzatılmasına ilişkin kararın BM Güvenlik Konseyi'nde kabul edilmesine tepki gösterdi.
Bakanlık tarafından yapılan yazılı açıklamada, “Birleşmiş Milletler Barış Gücü'nün görev süresinin uzatılmasında KKTC'nin rızasının alınmaması BM'nin kendi ilke ve kurallarının ihlali anlamına gelmektedir. Barış operasyonlarının temel dayanağı olan tüm tarafların rızalarına başvurulmasına ilişkin rehber ilkenin bizzat BM tarafından göz ardı edilmesi, BM'nin itibarını derinden sarsmakta ve ülkemizdeki varlığını sorgulatmaktadır” denildi.
“KKTC VE BM ARASINDA YASAL BİR DÜZENLEMEYE İHTİYAÇ BULUNMAKTADIR”
BM Barış Gücü'nün KKTC topraklarındaki faaliyetlerini halen sürdürdüğüne dikkat çekilen açıklamada, “BM Barış Gücü'nün ülkemizdeki varlığı ve operasyonlarının devamı için KKTC ve BM arasında üzerinde mutabık kalınacak yasal bir düzenlemeye ihtiyaç bulunmaktadır. Bu husustaki tüm çağrılarımızın cevapsız bırakılması nedeniyle, gerekli adımları atmaktan başka seçeneğimiz kalmamıştır” denildi.
“DAYATMAYA ÇALIŞMASI KABUL EDİLEMEZDİR”
Açıklamada, “BM Güvenlik Konseyi'nin söz konusu kararında, geçerliliğini yitirmiş, denenmiş ve tüketilmiş ‘iki kesimli, iki toplumlu federasyon' modelini dayatmaya çalışması kabul edilemezdir. Bu yaklaşım, Kıbrıs Türk halkını ucu açık bir sürece hapsetmek ve izolasyon altında yaşamak zorunda bırakmayı amaçlayan Rum tarafının politikalarını destekleme anlamı taşımaktadır” ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada, BM Güvenlik Konseyi'nin kararının KKTC ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ni (GKRY) yakınlaştırmaktan ziyade iki taraf arasındaki uçurumun açılmasından başka bir amaca hizmet etmediği vurgulandı.
BM Güvenlik Konseyi'nin kararında kapalı Maraş'a ilişkin gereksiz ifadeler kullandığı ifade edilen açıklamada, KKTC'nin kendi toprağı olan kapalı Maraş'a ilişkin kararlar uluslararası hukuk çerçevesinde aldığına dikkat çekilerek, “KKTC'nin amacı, Rumların mülkiyet iddialarına, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararları çerçevesinde kurulan Taşınmaz Mal Komisyonu (TMK) tarafından, iade dahil, çare bulunmasını sağlamaktır. Bu ifadeler, BMGK'nın mülkiyet hakkına saygıyı önemsemediğini ve sadece taraflı, siyasi bir karar alma peşinde koştuğunu açıkça göstermektedir” denildi.
KIBRIS VE DOĞU AKDENİZ'DEKİ GERİLİMİN SORUMLUSU GKRY
Kıbrıs ve Doğu Akdeniz'deki gerginliğin Rum tarafının kesintisiz devam eden tek yanlı ve gayrı yasal faaliyetlerinin sonucu olduğu vurgulanan açıklamada, “Rum tarafının sınır boyuna ve ara bölgeye yerleştirdiği ağır silah mevzileri ile askeri malzeme alımlarını artırması yanı sıra Doğu Akdeniz'de gerçekleştirdiği askeri tatbikatlar Rum tarafının bilinen gerginliği tırmandırma politikasının sadece bazı örnekleridir” denildi.
Açıklamada, “BMGK'nın Rum tarafının bu kışkırtıcı faaliyetlerini kınamaması kabul edilemezdir. Güvenlik Konseyi'nin yanlı tutumu, Rum tarafını Kıbrıs Türk halkının haklarını gasp etme ve tek yanlı faaliyetlerini sürdürme konusunda cesaretlendirmektedir. BM Güvenlik Konseyi'nin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ne sözde ‘tüm adanın temsilcisi' gibi davranmaktan vazgeçmesi gerekmektedir. Adada iki egemen eşit Devlet ve iki Halkın bulunduğu gerçeğinin BM Güvenlik Konseyi dahil tüm uluslararası toplum tarafından kabul edilmesi, en gerçekçi yaklaşım olacaktır” ifadeleri kullanıldı.
TÜRKİYE'DEN TEPKİ
Dışişleri Bakanlığı, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nin, Kıbrıs'taki BM Barış Gücü’nün görev süresini 6 ay uzatma kararına ilişkin, "Güvenlik Konseyi'nin bir tarafın rızasını yansıtmayan bir çözüm modelini dayatmaya çalışması gerçeklikten kopuk ve çelişkili bir tutumdur" açıklamasında bulundu.
Dışişleri Bakanlığı, Kıbrıs Adası'nda konuşlu BM Barış Gücü Misyonu'nun görev süresinin uzatılmasına ilişkin BM Güvenlik Kurulu kararı hakkında açıklama yayımladı. Bakanlığın açıklamasında, söz konusu kararla ilgili Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Dışişleri'nin tutumunun tümüyle desteklendiği belirtilerek şu ifadelere yer verildi:
"KKTC Dışişleri Bakanlığı'nın söz konusu kararla ilgili olarak yaptığı açıklamayı tümüyle destekliyoruz. Söz konusu karar alınırken bu yönde yapılan tüm çağrı ve ikazlara rağmen KKTC makamlarının rızası BM kural ve ilkelerine aykırı olarak yine alınmamıştır. Yasal bir düzenleme yapılmasından bugüne kadar ısrarla imtina edilmiş, ancak BM Barış Gücü, KKTC makamlarının iyi niyetli yaklaşımı çerçevesinde faaliyetlerini sürdürebilmiştir. Bu konuda KKTC makamlarının bundan sonra atacağı adımlara desteğimiz tamdır. Güvenlik Konseyi'nin bir yandan Ada'daki taraflara çözümü bulmalarını söylerken, diğer yandan 50 yılı aşkın süredir denenmiş, tüketilmiş, sonuç vermediği kanıtlanmış ve bir tarafın rızasını yansıtmayan bir çözüm modelini dayatmaya çalışması gerçeklikten kopuk ve çelişkili bir tutumdur."
'YİNE BİR ÇİFTE STANDART ÖRNEĞİ'
BM Güvenlik Konseyi'nin, KKTC makamlarının Maraş'ta attığı uluslararası hukuka uygun adımları eleştirmesinin de mülkiyet haklarının ihlali olduğu belirtilen açıklamada, "Ayrıca Konsey'in Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin Doğu Akdeniz'de attığı gerginliği artıran ve Kıbrıs Türklerinin haklarını yok sayan tek taraflı adımları görmezden gelmesi yine bir çifte standart örneğidir. Kıbrıs'ta adil ve kalıcı bir çözümün sağlanabilmesi için Güvenlik Konseyi'ni ve uluslararası toplumu Ada'daki gerçekleri temel alan samimi ve yapıcı bir tutum benimsemeye, bu amaçla Kıbrıs Türk halkının müktesep hakları olan, egemen eşitliğini ve eşit uluslararası statüsünü tescil etmeye çağırıyoruz" ifadelerine yer verildi.