'Bir Seren Serengil dizisi: Her şey anneye inat'

Kelebek yazarı Onur Baştürk, dünden bugüne Seren Serengil'i köşesine taşıdı.

Google Haberlere Abone ol
'Bir Seren Serengil dizisi: Her şey anneye inat'

Eşi Yaşar İpek'e boşanma davası açan ve önceki gün bebeğini kaybeden Seren Serengil'in hayatında sular durulmuyor. Hürriyet Kelebek yazarı Onur Baştürk, dünden bugüne Seren Serengil'i köşesine taşıdı...



Onur BAŞTÜRK / KELEBEK



Bir Serengil dizisi: Her şey anneye inat



Ülkenin en pembe dizi karakterlerinden biri Seren Serengil.



Sürekli özel hayatında başına bir şeyler geliyor.



İki gün mutluysa, üçüncü gün son sürat bir dram virajına giriyor.



Şu sıra yine kendisinin “olaylar olaylar, hadi kaderim bana kolaylıklar” günlerindeyiz.



Aslında hayata 5-0 önde başlamış Seren.



Annesi Nevin Teoman’ın bir röportajında söylediğine göre çocukken çikolatası bile İsviçre’den getirtilmiş.



Babası Öztürk Serengil bir saat altı ıslak kaldı diye üç dadıyı kovmuş...



Filan filan.



Lakin tüm bu fanus çocukluk, bu aşırı el bebek gül bebek vaziyet Seren’i hiç mutlu etmemiş.



O da bu kronik mutsuzluk ve annesinin hayatını habire domine ediyor oluşuna inat, mutlu olacağını hissettiği ne varsa üzerine atlamış hayatı boyunca.



Annesi İsviçre’de okula kaydını mı yaptırdı, okula gitmeyip Fahrettin Aslan’dan gelen gazino teklifini şak diye kabul etmiş.



Annesi piyano ve bale dersleri mi aldırttı, tabii ki gıcıklığına o güne kadar hiç dinlemediği alaturkanın solisti olmak için çırpınıp durmuş...



Annesinin “aile görgüsü bize eşit değil” diye çemkirdiği biri mi var, Seren gidip o adamla evlenmiş ve cebinden -yine annesinin dediğine göre- 150 bin dolar harcamaktan kaçınmamış o evlilik için (Bakınız: Ozan Kaçmaz’la olan evliliği).



Yani alt alta koyup toplayınca, Seren Serengil’in tüm hayatını annesine inat yaşadığını bin kilometre öteden görmek mümkün.



Anne kız arasındaki sevgi-nefret ilişkisi çıkışsız labirent gibi.



Dönem dönem birbirlerine küsseler de, Seren’in hayatını günün sonunda toparlayan yine anne Nevin olmuş aslında.



Yani birbirlerinden kaçışları yok.



2001’de verdiği bir röportajda şöyle diyor anne Nevin:



"Kendimi çok mutsuz hissediyorum. Seren kabusum oldu. Bazen isyan ediyorum. Kendi hayatımı yaşamak istiyorum.

Ama beş dakika sonra elimde telefon, ‘Seren neredesin, ne yaptın’ diyorum."



Şu son hadiselerden dolayı anne Nevin ne hissediyor, bilinmez.



Artık alışmış olabilir.



Yahut Seren’i doğru yola getirmek için hâlâ “Yanlış adamları seçip duruyorsun” başlıklı nasihatnameyi deklare ediyordur.



Seren de kalbi sıkıla sıkıla dinleyip “Next! (Sıradaki)” diyordur içinden, kim bilir:



Gelsin sıradaki olaylar olaylar, hadi kaderim bana yine kolaylıklar...



Yazının devamını okumak için TIKLAYIN


Sıradaki Haber İçin Sürükleyin