Binali Yıldırım, Ekrem İmamoğlu ile yayına çıkacak mı? NTV canlı yayınında yanıt verdi!

Cumhur İttifakı'nın İstanbul adayı Binali Yıldırım, NTV canlı yayınına katılarak soruları cevapladı.

Google Haberlere Abone ol
Binali Yıldırım, Ekrem İmamoğlu ile yayına çıkacak mı? NTV canlı yayınında yanıt verdi!

Yıldırım, "Ekrem İmamoğlu ile yayına çıkacak mısınız?" sorusuna "Biz karşılıklı bir yayına çıkma konusunda prensip olarak tamam dedik. Hatta bizim bu kampanyadan sorumlu genel başkan yardımcımız, CHP'deki arkadaşlarla temasa geçecek ve bunun altyapısını hazırlayacaklar" diye yanıt verdi.



Yıldırım’ın konuşmasından satır başları şöyle;



“Seçimlerin yenilenme kararıyla ilgili vatandaşların ilk günlerde biraz kafası karışıktı doğrusunu söylemek gerekirse. Ancak konuştukça, meseleyi izah ettikçe kuşkunun ortadan kalktığını gördük. Sokağın gündeminde değil bu. Adaylardan ne yapacak, ne vaatleri var, bunları bekliyor.”



İMAMOĞLU İLE YAYINA ÇIKACAK MI?



“Ekrem İmamoğlu'yla yayına çıkma konusunda CHP ile bayramdan sonra temasa geçilecek. Biz karşılıklı bir yayına çıkma konusunda prensip olarak tamam dedik. Hatta bizim bu kampanyadan sorumlu genel başkan yardımcımız, CHP’deki arkadaşlarla temasa geçecek ve bunun altyapısını hazırlayacaklar.”



“ANKETLER YÖNLENDİRME ARACI OLARAK KULLANILMAYA BAŞLANDI”



“Benim için anket bugün sandıktan sonuçtur. Anketler yavaş yavaş yönlendirme aracı olarak kullanılmaya başladı. Bunu da seçmenin iradesine saygısızlık olarak görüyorum. Seçmenin iradesini yönlendirmek bana çok doğru gelmiyor. Manipülasyon yaparak, ajite ederek şartları, bir sonuca kanalize etmek dürüstçe gelmiyor.”



“Doğru, alışık olmadığımız bir durum. En son 1963’te yaşanmış İstanbul’da. Orada seçim iptal edilmiş ama kazanan adaydan alıp kazanamayan adaya verilmiş. O günden bugüne Türk demokrasisinde muazzam bir gelişim var. Ortada sonuçlanmış bir seçim yok. Kazananı kaybedeni olan bir seçim de yok. Bir seçim tekrarı var. Kazanan ve kaybeden belirlenemediği için yenilenen bir seçim var.”



“İptal edilen oy aradaki farktan on kat fazla. Biz bir usulsüzlük olduğu kanaatine vardık ve itiraz ettik. Fark 16 bin lehimize azaldı. Burada kuşkularımız arttı. Hemen hemen eşit oy almış iki aday var. Eğer yeniden sayımda oy kazanımı varsa bunun da dengeli olması gerekir. Bir ben kazanırsam bir de rakibin kazanması lazım. Fakat böyle olmuyor. Bu normal bir şey mi?”



“HEPSİNİ SAYSAK FARK OLACAK”



“Bu anormal bir durum. Çalınan bir oy yoksa bu oylar nereden geldi kardeşim? Bu oylar nasıl geri geldi, birisinin cevabını vermesi lazım. Sadece yüzde onunu saydırabildik. Bunu görünce tamamı sayılmalı dedik. Yüzde onda fark yarıya düşerse, bir on daha saysak öne geçeceğiz, hepsini saysak fark olacak.”



“Biz 19 bin sandıkta iddiada bulunduk, 755 sandığı kabul etti. 755 sandık 232 bin oy ediyor yaklaşık. Bununla da yetinmedi, kritik 108 sandık tespit etti. Bu sandıklar oy sayım tutanaklarının bir kısmında hiç rakam yok, bir kısmında hiç imza yok. Bunların toplamı da 30 bin. Fark ne kadar? 13 bin 729 dolayısıyla seçimin sonucunu, ikisini topladığımız zaman 260 binin üzerinde bir oy ediyor. Seçimin sonucunu değiştirecek bir şey.”



“YSK’nın bütün içtihatları şöyle; tek başına kanunsuz bir işlem seçimi iptal etmeye yeterli değil. Mutlaka bu kanunsuzluğun seçim sonucunu değiştirmeye müessir olması. Hem gerek şart hem yeter şart burada gerçekleşiyor ve seçimin tekrarı kararını veriyor. Esasında bu seçimin mağduru 8.5 milyon oy veren İstanbulludur. Mağduriyet algısı, tabii insanlar bize, bizim temasta olduğumuz insanlar genellikle bu konuları anlatınca yaşananların insanın içine sinmediğini kabul ediyorlar. Mağdur ne rakibim ne ben; birinci derecede mağdur İstanbulludur.”



“BU MAĞDURİYETİ YAPAN: SEÇİM KURULU”



“Bu mağduriyeti yapan kim? Seçim Kurulu. İlçe Seçim Kurulları işlerini düzgün yapmadılar. En masum şekilde bunu söylüyorum. Böyle değil. Organize bir kötülük var. Ama ben onu daha insaflı bir şekilde ifade ediyorum. Ben o kadarcık saymada çöpe atılan 16 bin oyu kurtardım.”



“YSK ASLINDA KENDİNİ DE ELE VERİYOR”



“YSK ne diyor? Bu işi yapanlar hakkında soruşturma başlatılsın. Neye yarar kardeşim! Bir seçimin yenilenmesi kolay bir şey mi! Aslında kendini de ele veriyor; biz bu işi beceremedik, onun için sorumlular soruşturulsun, cezalandırılsın. Bir de karşı oy yazanlar var biliyorsun, o da tam evlere şenlik. Ne diyor? Efendim diyor, 2 Mart’ta itiraz vardı, etmediniz. Dolayısıyla kanunsuz atama bir sebep olamaz. Doğru ama diğer yandan doğru olan bir şey daha var. Ben diyorum ki kardeşim kimi görevlendirdin, bir bakayım. Yasak, veremem diyor.”



“MÜNECCİM MİYİM BEN ORADA KİMİ GÖREVLENDİRDİ”



“Müneccim miyim ben orada kimi görevlendirdi? Bilmeden nasıl itiraz edeceğim? Bu da kendi içinde yaman bir çelişki. Şimdi o hatadan da döndüler. Yeni seçimde çok ciddi problem çıkmayacağı görüşündeyim. Çünkü hatalar düzeltildi. Partiler bundan ciddi anlamda ders aldılar ve gözlerini dört değil sekiz açacaklar, vatandaşların verdiği oylara sahip çıkacaklar.”



“BU SEÇİMİN GÜVENİLİRLİK AÇISINDAN DAHA İYİ BİR KONUMDA” 



“Bütün partiler didik didik ettiler. Müracaat ettiler, son şekli verildi. Bundan sonra sandık başkanlarına yönelik itiraz, tüketilmiş itirazdır. Bu seçimin güvenilirlik açısından daha iyi bir konumda olduğunu söylüyorum.”



“Ben Ulaştırma Bakanlığı yaptım 12 yıl. İnternet altyapısını, aklınıza gelen bütün sanal alemle ilgili işleri Türkiye’nin her tarafında yaygınlaştırdık. Sosyal medya sorumsuz medya değildir. Sosyal medyada da yapılan her türlü yasa dışı işlemler bugün değilse yarın size bedel olarak gelecektir.”


Sıradaki Haber İçin Sürükleyin