Communications Biology dergisinde yayınlanan araştırmada, 50’li yaşlarının ortalarında olan 405.981 orta yaşlı kişinin genetik verileri incelendi. Araştırmacılar, telomer verisiyle katılımcıların kendi bildirdikleri tipik yürüme hızlarını biyolojik yaşlanma belirtileriyle karşılaştırdılar.
Telomerler, kromozomların veya DNA’nın ipliklerinin kuyruk uçları olup hücreler zamanla bölündükçe stabilite sağlarlar. Yaşlandıkça telomerler kısalır ve daha kısa telomerler, kanser gibi hastalıklarla bağlantılıdır.
Verilere göre, alışılmış olarak daha hızlı yürüme hızına (saatte üç milden fazla) sahip olan kişilerin, daha yavaş yürüyen akranlarına göre ortalama olarak daha uzun telomerlere sahip oldukları bulundu. Ayrıca, toplam adım sayısı veya yürüme süresinden ziyade aktivitenin yoğunluğunun fayda sağladığı görüldü.
GÜNDE 30 DAKİKA BİLE YETERLİ
Önceki araştırmalar hızlı yürüme hızı ile daha az yaşlanma belirteci arasında bir bağlantı olduğunu gösterse de, araştırmacılara göre en son çalışma, hızlı yürümenin faydalı olduğunu öne sürüyor.
Araştırmalar, yürümenin kalp atış hızınızı yükselttiğini ve kan akışını iyileştirdiğini, bunun da ağrı ve kas ağrılarını hafifletmeye, stres ve depresyonu azaltmaya ve kalp sağlığını iyileştirmeye yardımcı olabileceğini gösteriyor.
Araştırmanın başındaki isim Profesör Tom Yates, “Bu çalışmada, daha hızlı yürüme hızının telomerlerle ölçüldüğünde daha genç bir biyolojik yaşa yol açmasının muhtemel olduğunu göstermek için insanların genetik profilinde yer alan bilgileri kullandık” dedi.
Yürüyüşün zihinsel ve fiziksel sağlığın yanı sıra uzun ömür için faydalı olduğu iyi biliniyor. Hızınız ne olursa olsun, yürümek, bilime göre ruh halinizi iyileştirmenin, enerji seviyenizi yükseltmenin ve çeşitli hastalıkları önlemenin en iyi yollarından biri.
Mayo Clinic’e göre, fiziksel aktivite için genel tavsiye günde 30 dakika. Bu süre gün boyunca 10 dakikalık üç yürüyüş gibi bölünebilir veya zamanla kademeli olarak artırılabilir.