Siyasetçilerin gazetelerin manşetlerine müdahale ettiğini ve bunun da basın özgürlğüne bir tecavüz olduğunu yazan Bekir Coşkun'un yazısı şu şekilde:
"Tüm dünya medyasında yer aldı:
Hindistan’da, gazeteciye beş kişi tecavüz etti.
Öyle demeyin ama...
Beterin beteri var...
Bizim durum yine de iyi.
Beğenmiyor adam manşeti.
O nasıl manşet öyle?.. Böyle gazetecilik mi olur? O haberi öyle mi verecektin? diyebiliyor gazeteye...
Çüş...
Bize değilse bile “basın özgürlüğüne” tecavüz etti mi,
etmedi mi?
Alıştılar da...
Biraz daha geçsin, size puntoları da söyleyecekler:
“Şöyle sekiz sütuna, yandan aşağıya doğru, lopik puntolarla, şimşir
italik karakter... Sayın genel başkanımızın o muhteşem ve bulunmaz
konuşması sağ üst köşede... Resim çerçeveli, en aşaaa yarım
sayfa.
...
Kabahat kimde?..
Aslında gazete okumayı bile sevmeyen, iş bağlamak için gazete
sahibi olan patronda değil...
O patron...
Gerici devrime yalakalık, yandaşlık yapa yapa... Türkiye’nin başına
gelenleri okurlarından gizleye gizleye... Basın tarihinin en utanç
verici dönemini sineye çeke çeke... Gazetecilik yapmak isteyen genç
meslektaşlarını ağlata ağlata... Sonunda gazetesinin benzin
istasyonlarında bedava dağıtılmasını “tiraj” diye okurlarına
yutturan “editör”e sormalı...
Gazetenin nasıl olacağını sana söyleyen üçüncü sınıf siyasetçide mi
kabahat"
Yazının tamamını okumak için TIKLAYINIZ