Ekranların fenomen dizi karakteri 'Behzat Ç.'ye hayat veren Erdal Beşikçioğlu ve dizinin yaratıcıları yönetmen Serdar Akar ile senarist Ercan Mehmet Erdem yeniden bir araya geliyor.
OT dergisinin Ocak sayısına konuşan Behzat Ç ekibi yeni projelerini
şu sözlerle anlattı:
Ercan Mehmet Erdem: Bu hikayede insanın kendini arayışı
var. Kendimizle baş başa kaldığımızda sorduğumuz sorular; ölümle
alakalı, yaşamla alakalı, var olma hissiyatıyla alakalı , dinle
alakalı, evrenle alakalı sorular; bir insanın kendini, varoluşunu
tanımlamasıyla alakalı bir hikaye bu. Bir genetik profesörünün
hikayesi. Profesörün kız kardeşi beş senedir bitkisel hayatta.
Profesör onu hayata döndürmeye çalışıyor, bitkisel hayattan
çıkarmak için uğraşıyor. Fakat bu çaba bir zaman sonra saplantı
halini alıyor. Asosyal, kendini bilime adamış, hayatını
laboratuvarlarda geçirmiş o adam, kız kardeşi için çıktığı yolda
binlerce hastaya ilaç olacak bir hikayenin peşine düşüyor. Giderek
yalnızlaşıyor ve kendini harap ediyor.”
Erdal Beşikçioğlu: Tez şu: adam genetik profesörü ve fiziksel
olarak vücudumuzun bir gen haritası var. Eğer vücudumuzun bir gen
haritası varsa, ruh da bu bedenin içerisindeyse, mutlak surette o
ruhun da bir gen haritası vardır. Ruhun gen haritası varsa,
tanrısal olana ulaşmanın da bir formülü vardır. Soru buradan yola
çıktı. Serdar abi’yle aramızda tartıştığımız bir konuydu bu. Sonra
Ercan’la paylaştık...
Serdar Akar: Behzat Ç. başladığında değişik bir iş olduğunu
biliyorduk. Mesela ortaya bir fikir atıldığı zaman, Behzat’ın
kafasıyla düşününce ortaya atılan fikir için “bu olabilir” ya da
“bu olamaz” diyebiliyorduk. “Behzat şunu yapar mı?” diye düşününce,
hepimiz “yapar” diyorduk. Ama mesela bir hareket var; ben “yapmaz”
dediğimde Erdal da Ercan da öyle diyordu. Çok konsantre bir durum
vardı ortada.
Erdal Beşikçioğlu: ‘46’nın hikayesine de böyle bakıyoruz. Biz bir
şey yapacaksak, dayatılanların değil, inandığımız şeylerin peşinden
gidelim istiyoruz.