Mısır'da kısa ömürlü demokrasi deneyimi, ordunun Müslüman Kardeşler iktidarını devirmesiyle filizlenemeden darbe aldı.
Müslüman Kardeşler yönetiminin kendi yandaşlarının dışındakilerin taleplerini dikkate almadığı gerekçesiyle ayaklanan halk orduyu çağırdı ve Muhammed Mursi'nin yerine, 2012'de adı seçmen pusulasında bile geçmeyen Anayasa Mahkemesi Başkanı Adli Mansur getirildi.
Mısır'daki bu değişime, birçok Batılı ülke 'darbe' demekten kaçınırken, en sert tepki geçen yıl Mısır ziyaretinde coşkuyla karşılanan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dan geldi.
Siyasal İslam'ın bundan sonraki seyrine ilişkin farklı tahminlerin bulunduğu bu dönemde, Erdoğan'ın Mursi'ye destek çıkmasının arkasında Adalet ve Kalkınma Partisi'nin 'ılımlı İslam' modeliyle, Müslüman Kardeşler'in siyasi kanadı Özgürlük ve Adalet Partisi'nin benzerlikleri ve farklılıkları da yeniden tartışılmaya başlandı.
ODTÜ Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi ve Müslüman Kardeşler'i yakından inceleyen akademisyenlerden Prof. Dr. Tayfun Atay'a göre, daha radikal bir İslam hareket olarak doğan ve Batı karşıtı çizgi izleyen Müslüman Kardeşler, 2011 devrimi sonrası izleyeceği yol için 'model olarak AK Parti'yi gördü'.
Adalet ve Kalkınma Partisi'nin kökleri Necmettin Erbakan'ın Milli Görüş hareketine dayanıyor.
Yazının devamını okumak için tıklayınız...