COVID-19 pandemisinde KKTC’nin yerli PCR ve Varyant Analiz Kiti’ni geliştirerek Türkiye ve KKTC’de Sağlık Bakanlıklarının onayı ile kullanıma sunan Yakın Doğu Üniversitesi, bu süreçte edindiği tecrübe ile salgınlara neden olan diğer virüslerin tespiti için yeni PCR Kitleri geliştirmeye devam ediyor.
Batı Nil Virüsü de bunlardan biri. Sivrisineklerden insanlara bulaşan Batı Nil Virüsü ile enfekte olan vakaların yüzde 80’inde hiç bir belirti görülmezken yüzde 20’sinde ise ani başlangıçlı yüksek ateş, kas ve eklem ağrıları, yorgunluk hissi, baş ağrısı, sıklıkla göz kürelerinin arkasında hissedilen ağrı, bulantı, kusma, nadiren deri döküntüleri ve lenf bezlerinde büyümeler gibi pek çok belirti görülebiliyor. Batı Nil Virüsü’nün merkezi sinir sisteminde tutulum gösterdiği yüzde 1 oranındaki vakalarda ise ölüme kadar gidebilen önemli sonuçlar oluşabiliyor.
PCR Tanı Kiti ile Batı Nil Virüsü’nü 2 saat içinde tespit etmek artık mümkün
Geçen ay, KKTC’de de tespit edilen üç Batı Nil Virüsü vakasından ikisi Yakın Doğu Üniversitesi’nde gördüğü tedavinin ardından taburcu edilmiş, 82 yaşındaki bir hasta ise hayatını kaybetmişti. Üniversitenin DESAM Araştırma Enstitüsü araştırmacıları, Batı Nil Virüsü’nün hızlı bir şekilde tespit edilerek etkin bir tedaviye başlanabilmesi amacıyla, virüsü iki saat içerisinde tespit edebilen “PCR Tanı Kiti” geliştirdi.
Batı Nil Virüsü ile enfekte olan hastalarda tanının hızlı ve güvenilir bir şekilde konulması, tedavinin başarısı için de büyük öneme sahip. DESAM Araştırma Enstitüsü Kit Üretim ve Genom Analiz Laboratuvarı araştırmacıları tarafından tasarlanıp üretilen “VecBornDis Batı Nil Virüsü qRT-PCR Tanı Kiti” de iki saat içerisinde sonuç veriyor.
“Salgınlara neden olabilecek virüslere yönelik, bazıları dünyada ilk, tanı kitleri geliştirmeye devam ediyor”
Gelecekteki salgınlara hazırlıklı olmanın, dünya genelinde sağlık sistemlerinin sürdürülebilirliği ve insan sağlığının korunması için kritik bir konu olduğunu vurgulayan Yakın Doğu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ, “Salgınlar, hızla yayılarak toplumları etkileyebilir, büyük kayıplara neden olabilir ve ekonomik darbeleri tetikleyebilir. Sahip olduğu donanım ve nitelikli araştırmacıları ile DESAM Araştırma Enstitüsü Kit Üretim ve Genom Analiz Laboratuvarımız, SARS-CoV-2’nin ardından, salgınlara neden olabilecek virüslere yönelik bazıları dünyada ilk olan tanı kitleri geliştirmeye devam ediyor.
Dang Humması, Chikungunya Virüsü, Maymun Çiçeği, Hepatit Delta Virüsü, FIP Virüsü ve son olarak Batı Nil Virüsü gibi virüslerin tespiti için geliştirdiğimiz PCR Tanı Kitleri, sadece ülkemiz için değil bütün dünya için son derece önemli” ifadesini kullandı.
“Kitlerimiz, sağlık sistemlerinin salgınlara karşı direnç kazanması için gerekli araçları sağlaması açısından son derece önemli”
Üniversitenin DESAM Araştırma Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Cenk Serhan Özverel ise gelecekteki salgınlara hazırlıklı olunabilmesi için öncelikle sağlık sistemlerinin salgınlara karşı daha dirençli hale getirilmesi gerektiğine vurgu yaptı. Doç. Dr. Cenk Serhan Özverel, “Araştırmacılarımızın geliştirdiği PCR Tanı Kitleri, sağlık sistemlerinin salgınlara karşı direnç kazanması için gerekli araçları sağlaması açısından son derece önemli. Geliştirdiğimiz PCR Tanı Kiti sayesinde, Batı Nil Virüsü ile enfekte olan kişileri tespit etmek iki saat içerisinde mümkün olacak” ifadesini kullandı.
“Önümüzdeki 40 yıl içerisinde başlayabilecek salgınlara önlem alıyoruz”
“Neden kendi kitlerimizi üretmiyoruz? diyerek yola çıktık” diyen araştırma merkezindeki Dr. Gökçe Akan da, ”Covid zamanında hızlı tanı kitlerinin ne kadar önemli olduğunu fark etmiştik. Olan kitler de ulaşım problemlerinden dolayı elimize ulaşmıyordu. O yüzden biz de ‘neden kendi kitimizi’ yapmıyoruz dedik. Önümüzdeki 40 yıl içerisinde başlayabilecek salgınlarda öngörülen 2 tane virüs var. Bunlar için de hazırlıklı olmak açısından onların da kitlerini dizayn ettik ve kullanıma hazır hale getirdik. Adamızda da Batı Nil Virüsü vakası görüldü. Bunun için hızlı tanı mevcut değildi.
Biz de o yüzden bu virüs için tanı kiti hazırladık. Aynı zamanda biz merkez olarak tarım ürünlerindeki GDO’yu tespit edebilen kitler de hazırladık” dedi.
“Bu platformalar aracılığıyla daha hızlı aşı geliştirme amaçlı çalışmalarda bulunuyoruz”
Merkez araştırmacılarından Çağlar Özketen ise “Bugün küreselleşme ile birlikte epidemiler pandemilere kadar ilerleyebiliyor. Bunlar içerisinde enflüanza ya da korono gibi meşhur olanlar var. Gelişen dünya ile beraber bunların da ülkemize gelme ihtimali vardı. Bizler bu ihtimaller olmadan aslında, karşı koyacak önlemleri alıyoruz. Bu platformalar aracılığıyla daha hızlı aşı geliştirme amaçlı çalışmalarda bulunuyoruz” dedi.